Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kolluk Gücünden Yasama Organına: Güvenlik Konseyi - Reform Mümkün mü?

From Law Enforcer to Legislative Body: Security Council - Is There Any Room for Reform?

Yıldıray SAK

İkinci Dünya Savaşından sonra uluslararası hukukta meydana gelen en önemli gelişme, devletler arası ilişkilerin kurumsallaştırılmasını sağlayan uluslararası örgütlerin ortaya çıkmasıdır. İşlevselliği ve geniş kapsamlı faaliyet alanı ile Birleşmiş Milletler, kendisinden sonraki örgütlenmelerin öncüsü olmuştur. Uluslararası kurumsallaşmanın önemli bir parçası olarak Güvenlik Konseyi, bütünüyle eksiksiz bir kurum olmasa da, Birleşmiş Milletlerin kurumları arasında öne çıkmıştır. Güvenlik Konseyi Demir Perde yıkılıncaya kadar çok az tartışma konusu olmuştur. Ancak, uluslararası toplumun devlet dışı aktörler gibi yeni ve zor tanımlanır hadiselerle karşı karşıya kalarak farklı bir evreye geçmesi ve Güvenlik Konseyi’nin, kural koyucu bir kimliğe bürünerek söz konusu hadiselere karşı aktif tutum takınması, egemen devletlerin işbirliğini kolaylaştırmak için kurdukları sistemin, onların aleyhine bir yöne yönelmesi nedeniyle reform taleplerine konu olmaya başlamıştır. Böylece siyasetçilerin kullandığı bir mekanizma olarak hukuk, ulusal ve uluslararası düzeyde, yeniden çok zor bir görev üstlenmek zorunda bırakılmıştır.

Uluslararası Hukuk, Güvenlik Konseyi Reformu, Güvenlik Konseyinin Yetkileri ve Sınırları, Denetim.

One of the most important changes in international law order since WW II has taken place within the area of institutionalization of states’ relationship that has given rise to international organizations. Characterising subsequent ones in their own activity of fields, the United Nation (UN) has become the leader of the subsequent institutions by establishing a functional and far reaching system for maintaining the international peace and security. As one of the key institution of international institutionalization, the Security Council has stand out with the role which has designed in the UN Charter, one may claim that it has not been thoroughly done. The Security Council has rarely been a topic on agenda of international community until the end of the period of the Iron Curtain. Together with the transformation of international community by confronting new challenges, such as non-state actor phenomenon, that have moved international community into a different stage of impetus on the one hand, and the Security Council’s active deployment over the new challenges, as if it was a law maker on the other, the cooperation system established sovereign state turns into them that calls urgent reform especially for the Security Council. One more time the law as a machinery of politicians in both national and international level is invited for a conundrum.

International law order, Security Council Reform, Powers of the Security Council and Limits of Powers, Judicial and Political Review.

GİRİŞ

Özellikle yirminci yüzyılın başlarından itibaren ilk örnekleri görülmeye başlanan ve devletlerarası ilişkilerin kurumsallaşmış bir biçimi olan uluslararası örgütler, devletlerin kimi sorunları ikili ilişkilerle veya çok taraflı olmakla birlikte sürekliliği olmayan süreçler çerçevesinde çözmek yerine, kalıcı işbirliği ve dayanışmayı hedefleyen mekanizmalarla çözmeyi tercih ettikleri yapılardır. Her uluslararası örgütün işlevi, kendisine tevdi edilen görevleri kurucu belgesinde tanımlanan amaç ve mekanizmalar ile yerine getirmek ve kendi görev tanımları kapsamına giren konularla ilgili sorunları çözmek ya da ortaya çıkmalarını engellemek için ortak kararlar almaktır. Bir uluslararası örgütün işlevi, görevi, amacı, mekanizmalarının nasıl işleyeceği ve üretilen kararların nasıl uygulanacağı ise kurucu devletlerin iradesi ve uluslararası hukuk ilkeleri ve kuralları çerçevesinde belirlenir. Milletler Cemiyeti, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Afrika Birliği, Dünya Ticaret Örgütü ve Avrupa Birliği, farklı görev, amaç ve mekanizmalarla işlev gören örgütlerden bazılarıdır. Bu çalışmada detaylarına girilmeyecek olmakla birlikte, Avrupa Birliği’nin devletler arası işbirliğini aşan ve birçok açıdan devletleri bütünleştiren bir yapı olduğu gerçeğini belirtmemiz gerekir.

Uluslararası örgütlerin çoğu, kurulduktan ve bir süre başarıyla işlev gördükten sonra, uluslararası toplumun memnuniyetsizliklerini açığa vuran eleştiri, şikayet ve değişim taleplerini içeren reform çağrılarına konu olurlar. Bu reform çağrıları iki başlık altında toplanabilir.

Bunlardan ilki, uluslararası örgütün zaman içinde ortaya çıkan kimi değişikliklere karşılık vermekte zorlanmasıdır. Uluslararası toplumun, siyasal, sosyal, ekonomik ya da teknolojik gelişmelerin etkisi altında yaşadığı değişimin, bu değişimin yaşandığı zaman periyodunda, uluslararası örgütlerin bünyesine (örneğin, üyelik statüsü ve yapısına, örgütün amaçları/bunlara bağlı görevlerine ve değişimin parametrelerinin karar alma mekanizmalarına) yansıtılamamasına bağlı olarak, uluslararası örgütlerde reform ihtiyacı ortaya çıkabilir.