Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk İdare Hukuku Doktrininde İdari İrtifak Kavramı Üzerine Tartışma ve Yorumlar

Debates and Comments on Administrative Servitude Concept in Turkish Administrative Law Doctrine

Özge Didem BOULANGER

Türk idare hukuku öğretisinde idari irtifakların tanımı konusunda farklı görüşler mevcuttur. Bazı yazarlar Anayasa madde 46 uyarınca kamulaştırma yoluyla kurulan irtifakları idari irtifak olarak tanımlarken, bir kısım yazarlar Anayasa madde 35 uyarınca mülkiyetin kamu yararı amacıyla mülkiyetin genel nitelikli sınırlandırılmasını idari irtifak olarak tanımlamışlardır. Ancak kamulaştırma ile kurulan idari irtifaklarla mülkiyet hakkına getirilen sınırlandırmalar konu ve hukuki sonuç açısından farklı hükümlere tabidir. İdari irtifak tanımını açık hale getirmek, bu tanıma bağlı hukuki sonuçları da netleştirecektir.

İdari İrtifaklar, Mülkiyet Hakkı, Sınırlı Ayni Haklar, Mülkiyet Hakkının Sınırlandırılması.

There are several kinds of different opinions about administrative servitudes in Turkish law doctrine. Where some scholars define the administrative servitude as kind of special restrictions executed through expropriation pursuant to The Turkish Constitution article 46, some others define the subject as general qualified restriction to property right according to the Constitution article 35. However, restrictions, imposed to the property right with the administrative servitudes established through expropriation, are subject to different provisions from the points of subject and legal consequences. Clarifying the administrative servitude definition will also make the definition related legal consequences clear.

Administrative Servitudes, Property Right, Restricted Real Rights (Jus in Re), The Restriction of Property Right.

Giriş

Medenî Kanun uyarınca kurulan irtifakların yanı sıra idari irtifak kavramı çeşitli yasalarda ve idare hukuku doktrininde kullanılmaktadır. İdari irtifak kavramı anayasal dayanağa da sahiptir. Zira Anayasa’nın 46’ncı maddesi uyarınca; “Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir”. Esasen idari irtifak kavramının kaynağı da Anayasa’nın bu hükmüdür.

Ayrıca Anayasa’nın yanı sıra Kamulaştırma Kanununda, İmar Kanununda, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda da mülkiyet hakkının sınırlanmasına ilişkin hükümler getirilmiş ve bu sınırlamalar idari irtifak olarak tanımlanmıştır. Ancak bu sınırlamaların bir bölümü Anayasa’nın 46’ncı maddesinde yer alan sınırlamalardan farklıdır. Zira idari irtifak olarak adlandırılan bir takım idari sınırlamalar Anayasa’nın 35’inci maddesi uyarınca genellik, eşitlik ve objektiflik ilkesine uygun olarak getirilmişken, Anayasa’nın 46’ncı maddesi ve Kamulaştırma Kanunu ile getirilen ve idari irtifak olarak adlandırılan diğer bazı sınırlandırmalar bireysel ve somut niteliktedir. Dolayısıyla Türk idare hukukunda idari irtifak kavramı açısından tanım birliği bulunmamaktadır.

Bir başka deyişle, öğretide, idari irtifak kavramı tanımlamalarının tamamında idari irtifaklarla özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde sınırlama getirileceği hususunda uzlaşılmıştır. Ancak genel ve eşitlik ilkesine uygun ya da özel ve somut nitelikteki farklı sınırlamalardan birinin, hatta zaman zaman her ikisinin idari irtifak olarak adlandırılması kanaatimizce kavram karmaşasına yol açmaktadır. Zira her iki farklı durumun konusu ve bu durumlara bağlanan hukuki sonuçlar birbirinden farklıdır. Kanaatimizce idari irtifakın tanımlanması hukuksal sonuçların belirlenmesi açısından önemlidir.