Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İlkel Toplumlarda Kontrol Mekanizmaları

Control Mechanisms in Primitive Societies

Umut AKYÜZ

Toplumsal yaşam denetimi zorunlu kılar. Toplumun üyelerinin norm algılayışı, gerek yaptırım korkusuyla gerekse başkaca saiklerle normları içselleştirme düzeyleri, düzenin tesisini belirleyici başat faktörlerdendir. Pek çok sebeple açıklanabilen norm ihlali, derecesi az ya da çok olsun, toplumsal yaşamın bir gerçekliği olarak karşımıza çıkar. Toplumun, işlevini bunalıma düşmeksizin sürdürebilmesi için norm ihlallerinin olabildiğince asgari düzeye çekilmesi arzu edilir. Bunun temini için de dışsal kontrol mekanizmalarına ihtiyaç duyulur. Bu çalışmada, yer yer modern toplum yapısına, işleyişine atıf yapılmakla birlikte esasen ilkel toplumlarda düzeni tesis eden araçların ne olduğu araştırılmaktadır. Bu da zaman zaman, toplumsal kontrol vasıtalarından biri olan ve ilkel toplumlarda mevcut olup olmadığı epey tartışmalı olan hukukun ‘ne’liğine ve niteliğine ilişkin değer yargısı geliştirilmesine zemin hazırlamaktadır. Bununla birlikte başka kültürlerdeki bireylerin düşünceleri ve davranışları, onların geliştirdiği değerler sistemine göre incelenmelidir. Yani incelenen topluma o toplumun paradigmasıyla, dışarıdan değil içeriden, ön kabullerden uzaklaşarak bakılması gerekir. Bu husus, bilimsel tavra sahip olabilmenin zorunlu koşuludur.

İlkel Toplum, Yaptırım, Otorite, Hukuk, Ceza.

Living as a society necessitates control. Conception of norms by the members of the society, internalization levels of the norms either due to the fear of sanctions or due to other motives, are one of the determining factors for maintaining the order. Violation of the norm, which can be explained by many reasons, occurs as a reality of the social life regardless of its gravity. Keeping the violation levels low is desired in order to enable the society to fulfill its function without falling prey to depression. External control mechanisms are needed in order to achieve this goal. This study examines the order maintenance tools of the primitive societies although it occasionally refers to the structure and functioning of the modern society. This effort also occasionally provides a basis for developing value judgments related to the whatness and the character of law existence of which is controversial in primitive societies as one of the tools of social control. Moreover, the thoughts and the behaviors of the individuals in other cultures need to be examined according to the value judgment systems developed by them. In other words, one needs to look at the examined society from within their paradigm, from the inside and not the outside, by straying away from presumptions. This is the precondition for a scientific attitude.

Primitive Society, Sanction, Authority, Law, Punishment.

Giriş

İlkel1 (primitive) toplumları2 tanımlamamıza yardım edecek birçok ölçüt bulunmaktadır. Nüfusun azlığı; ekonomik, teknolojik ve kültürel yapının basitliği; zanaatkârlığın ve toplumsal iş bölümünün fazlaca gelişmemesi; hesabın, takvimin, yazının ve devletin yokluğu akla ilk gelen ölçütlerdendir.3 İlkel toplumlarda, basit düzeydeki teknoloji4 ve donanıma rağmen toplumsal artı5 (surplus) üretmeye engel olan uzmanlaşmamış ekonomi;6 eşitlikçi yapının hüküm sürmesi;7 ortak çalışma ve bölüşme ilkesinin8 geçerli oluşu, ilkel toplumların günümüz modern toplumlarında9 gözlemlenmeyen bazı erdemlere ve meziyetlere sahip olduğu yorumlarına10 önayak olmuştur.

İlkel toplumlar üzerinde gerçekleştirilen sosyal antropolojik çalışmalarla11 elde edilen veriler doğrultusunda, topluluk üyelerinin ilkel komün yaşamı sürdürdüğü, uygar toplumlarda mevcut olduğu manada mülkiyet kavramının ortaya çıkmadığı ve sosyal davranışların ‘bilinçsizce’ (unconsciously) gerçekleştirildiği yolunda tezler ileri sürülmüştür. Hâlbuki ilkel toplumdaki insanın salt ‘küme mülkiyeti’nin (common ownership) parçası olduğu, bireysel hak ve özgürlüklerinin olamayacağı savı yetersiz ve temelsizdir.12 İlkel kabilelere hâkim olan gelenekler ve davranış kalıpları, belirli yasalara ve kurallara, bir dizi kontrol mekanizmalarına bağlıdır.13

Geleneklerin zincirlerine bağlı olarak tasavvur edilen14 ilkeller, esasında, hoş olmayan, kendilerine ağır gelen, acımasız kural ve tabulara iradi olarak uymamıştır.15 Zaten aksini kabul etmek, insanoğlunun tabiatını yadsımak manasına gelir.16 Yasaların “isteyerek” (voluntarily) ve “kendiliğinden” (automatically) kabullenilmediği hiçbir toplum, olması gerektiği biçimde varlığını sürdüremez.17 Öyle ki göreneklere itaatin otomatik olduğu şeklindeki düşünce, Malinowski18 tarafından yerliler bakımından çürütülmüştür.19