Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kamu Görevlisinin Tarafsızlık Yükümlülüğü Bağlamında Seçilme Yeterliliği

The Eligibility of Public Official Within the Context of the Obligation of Impartiality

Eser US DOĞAN

İdarenin ve kamu hizmetlerine hâkim olan ilkelerden nesnellik/tarafsızlık ilkesinin gerçekleştirilmesinin temel gereklerinden biri kamu görevlilerinin tarafsızlığının sağlanmasıdır. Kamu hizmetinden yararlanmada eşitliğin sağlanması açısından zorunlu olan tarafsızlık ilkesi, kamu görevlilerinin görevlerini yürütürken kimseye dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrım yapmaması; hiçbir kişiye, aileye, zümreye ya da sınıfa imtiyaz tanınamaması anlamına gelmektedir. Bu tarafsızlık üzerindeki en sık görülen ve güçlü tehlike mevcut siyasi iktidarların müdahaleleridir. Kamu görevlilerinin siyasi müdahalelerden bağışık ve tarafsız bir şekilde faaliyet gösterebilmeleri için kamu hizmetine girmede ve yükselmede eşitlik ve liyakat ilkelerinin uygulanması esastır. Demokratik hukuk devletlerinde özellikle siyasi kayırmacılık sisteminin önüne geçebilmek için her türlü önlemin alınması gerekmektedir. Bu bağlamda, kamu görevlilerinin siyasi hakları, ifade özgürlükleri de güvenceye alınmalı, bununla birlikte idare edilenlerin kamu hizmetlerinin nesnelliğinin garantisi olarak Anayasaya ve kanunlara sadakat ilkesiyle birlikte değerlendirilmelidir. Bunun en somut düzenlemelerinden biri de kamu görevlilerinin siyasi partilere üye olmasının yasaklanması ve seçimlerde aday olmalarından önce görevlerinden çekilmek zorunda olmalarıdır.

Kamu Hizmetinin Nesnelliği, Kamu Görevlisinin Tarafsızlığı, Kayırmacılık Sistemi, Liyakat Sistemi, Sadakat Yükümlülüğü, Siyasi Partiye Üyelik, Seçimlerde Adaylık.

One of the basic requirements for the realization of the objectivity / impartiality principle, which is one of the governing principles in administration and public service, is to ensure the impartiality of public officials. The principle of impartiality is essential to ensure equality of access to public services, and means that when carrying out their duties, public officials may not discriminate on the basis of language, race, color, gender, political conviction, philosophical belief, religion, sect or similar reasons; it also means that no person, family, group or class may be granted privileges. Interventions of the current political authorities are the most common and powerful threat to this impartiality. In order for public officials to act in an impartial manner, immune from political interventions, it is essential that entry and promotion in public service are based on the principles of equality and merit. In democratic constitutional states, all kinds of measures must be taken in order to prevent a system of political nepotism. Within this context, the political rights and freedom of expression of public officials must also be assured; however, these must be evaluated together with the principle of loyalty to the Constitution and the law as a guarantee of the impartiality of the public services of the governed. One of the most concrete regulations in this regard is that public officials are prohibited from joining political parties, and must withdraw from office before they can run for elections.

Impartiality in Public Service, Neutrality of Public Official, Nepotism, Spoil System, Merit System, Loyalty of Public Official, Political Party Membership, Running for Elections.

I. MEMUR VE KAMU GÖREVLİSİ KAVRAMLARI

T.C. Anayasasının kamu personelini ilgilendiren hükümlerinde bir terim birliği bulunmamaktadır. Gerçekten de Anayasa m.33’te “devlet memurları” kavramını kullanırken, m.39’da “kamu hizmet ve görevinde bulunanlar”, m.71’de “kamu hizmetine girenler”, m.137’de “kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse”, m.68 ve m.76’da “memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri”, Anayasanın İdareyi düzenleyen bölümünde ve doğrudan kamu personeline yönelik düzenleme getiren hükümleri olan m.128 ve m.129’da “memurlar ve diğer kamu görevlileri” kavramları kullanılmaktadır.

Kamu görevlilerine ilişkin genel ilkeleri belirleyen m.128/1 uyarınca “Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür” hükmü yer almaktadır.

Bu noktada anayasa koyucu genel idare esaslarına göre yürütülme ve kamu görevlisi tarafından yürütülen görevin aslî ve sürekli olması kriterlerini getirmiştir. Genel idare esasları, yalnızca devlet idaresi veya merkezi idare tarafından değil, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişileri tarafından yürütülmekte olan kamu hizmetlerini de kapsayacak bir şekilde kamusal yönetim biçimlerini ifade etmektedir.1 Anayasa Mahkemesi de devletin başlıca görevleri içindeki hizmetlerin genel idare esaslarına göre yürütülen hizmetlerden olduğunu ayrıca kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişileri tarafından alınan “kamu hizmetlerinin yürütülmesi ile ilgili kararlar”ın idari nitelik taşıdığından bahisle genel idare esaslarına işaret ederek kamu iktisadi teşebbüslerinde de genel idare esaslarına göre yürütülmekle yükümlü olan asli ve sürekli görevlerin mutlaka bulunduğu yönünde hüküm kurmuştur.2 Danıştay da idarenin doğrudan ve yakın gözetimi altında kamusal yetki ve usuller kullanarak yürüttüğü faaliyetlerin Anayasa m.128’de ifade edilen “genel idare esasları”na göre yürütüldüğü görüşündedir.3