Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sınai Mülkiyet Kanununda Düzenlenen Sınai Haklardan Doğan Uyuşmazlıklara Dava Şartı Arabuluculuğun Uygulanması

Application of Mediation as a Precondition for Initiating a Court Case in Disputes That Arise From the Industrial Rights Regulated by Industrial Property Law

Onur SARI

7155 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 4’üncü maddesinde düzenlenen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Fikri mülkiyet mevzuatından doğan davalarda TTK m.4/1-d gereği ticari dava olarak düzenlenmiştir. Çalışmamızdaysa Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK)’nda düzenlenen sınai haklara ilişkin ticari davalarda, arabuluculuğa başvurunun dava şartı olup olmadığı incelenmiştir. Çalışmamız nitel bir araştırmadır. Doküman incelemesi yöntemiyle birincil kaynaklar olan mevzuat ve ikincil kaynaklar olan eserler incelenmiştir. İnceleme neticesinde, TTK m.5/A gereği, TTK m.4 bağlamında düzenlenen ticari davalardan, konusu alacak ve tazminat talepleri olan uyuşmazlıklarda, arabuluculuğun dava şartı olarak düzenlendiği tespit edilmiştir. Bu nedenle davacının belli bir miktar alacak veya tazminat talep etmesi halinde, dava açmadan önce arabuluculuğa başvurması gerekir. Aksi halde mahkeme davayı usulden reddeder. Arabuluculuk nezdinde uyuşmazlık çözülmezse bu takdirde dava açılabilecektir. Bununla birlikte TTK m.4/1-d’de, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuattan doğan davaların ticari dava olarak düzenlediği görülmüştür. Konumuzun kapsamında olan SMK’da düzenlenen sınai haklara ilişkin davalarda, fikri mülkiyet mevzuatından doğan davalar olması nedeniyle, mutlak ticari davadır. Bu davaların konusu belirli bir alacak veya tazminat talebiyse dava açmadan önce arabuluculuğa başvurulması gerekir. Ancak sınai hakka tecavüzün önlenmesi, tespitti gibi dava konusu bir alacak veya tazminat talebi değilse arabuluculuğa başvuru zorunlu değildir. Arabuluculuk kurumunun sınai haklara ilişkin uyuşmazlıklarda önemli bir rolü bulunmaktadır. Arabuluculuğun gizlilik prensibi neticesinde sınai haklara ilişkin know how bilgileri ifşa olmadan ve sınai hakkın itibarı zedelenmeden uyuşmazlıklar çözülebilecektir. Yine sınai haklardan doğan karmaşık uyuşmazlıklar uzman arabulucularla hızlı ve daha az masraflı bir şekilde çözülecektir. Arabuluculukta çözüm uzlaşıyla sağlandığı içinde taraflar arasındaki ilişki zedelenmeyecektir. Sonuç olarak, SMK’da düzenlenen sınai haklara ilişkin davaların konusu belirli bir alacak veya tazminat ise arabuluculuğa başvurulması dava şartıdır. Arabuluculuğa başvurulmadan dava açılırsa dava usulden reddedilecektir.

Arabuluculuk, Fikri Mülkiyet Hakları, Marka, Ticari Davalar, Fikri Mülkiyet Hukuku, Ticaret Hukuku, Medeni Usul Hukuku.

Along with the enactment of the Law Number 7155, mediation is regulated as a precondition for initiating a court case in the event of disputes that are based on receivable and indemnity requests among the commercial lawsuits regulated under the Article 4 of the Turkish Commercial Law. It is regulated as a commercial lawsuit in accordance with the Article 4/1-d in terms of the lawsuits arising from intellectual property legislation. In our study, it is reviewed whether or not applying to mediation is a precondition for initiating a court case in terms of commercial cases regarding industrial rights regulated by Industrial Property Law (IPL). Our study is a qualitative research. Based on the documentation review method, legislations as primary sources and works as secondary sources were reviewed. As a result of the review, it was determined pursuant to the Article 5/A of the Turkish Commercial Law that mediation is regulated as a precondition for initiating a court case in the event of disputes that are based on receivable and indemnity requests among the commercial lawsuits regulated under the Article 4 of the Turkish Commercial Law. Therefore, if the claimant asks for the payment of a certain amount or asks for compensation, such claimant must apply to mediation before initiating a court case. Otherwise, the court would reject the case on procedural grounds. If the dispute is not resolved by means of mediation, then court case could be initiated. Moreover, the lawsuits arising from the legislation regarding intellectual property law are regulated as commercial lawsuits in the Article 4/1-d of the Turkish Commercial Law. As the lawsuits regarding industrial rights regulated by the Industrial Property Law under the scope of our study result from intellectual property legislation, they are absolute commercial lawsuits. If the subject of those lawsuits is a certain receivable or compensation, it is required to apply to mediation before initiating a court case. However, if the subject of those lawsuits is prevention of the violation or determination of industrial right, not a certain receivable or compensation, it is not mandatory to apply to mediation. Mediation plays a significant role in the settlement of the disputes regarding industrial rights. Disputes can be settled without disclosing the know-how regarding industrial rights and without damaging the goodwill of industrial right as a result of the confidentiality principle of mediation. Also the complex disputes arising from industrial rights are settled by specialized mediators in a faster and cost-efficiently way. As a peaceful solution is found by means of mediation, the relationship between the parties is not damaged. As a result, if the subject of the lawsuits regulated by Industrial Property Law is a certain receivable or compensation, applying to mediation is a precondition for initiating a court case. If the court case is initiated before applying to mediation, the court case would be rejected on procedural grounds.

Mediation, IP rights, Trademark, Commercial Disputes, Intellectual Property Law, Commercial Law, Civil Procedure Law.

Ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk uygulaması, 06.12.2018 tarihli 7155 sayılı yasayla birlikte hukukumuza girmiştir. Evvelinde, 12.10.2017 tarihli 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’yla birlikte arabuluculuk kurumuna başvuru, ilk defa dava şartı olarak, düzenlenmiştir. İlgili kanunun yürürlüğe girdiği tarihten günümüze kadar birçok uyuşmazlık arabuluculuk kurumu nezdinde çözülmüştür.

Arabuluculuğun, adli yargıya nazaran dostane bir çözüm yolu olması, uyuşmazlıkların hızlı bir şekilde çözülmesi ve yargılamaya göre az masraflı olması, arabuluculuk kurumuna ilgiyi arttırmış ve ticari uyuşmazlıklarda da dava şartı olarak düzenlenmesine sebep olmuştur. Ticari davaların ise kapsamı oldukça geniştir. Sigorta davalarından, ticari alım satım sözleşmelerine; fikri mülkiyet mevzuatından doğan davalardan, özel kanunlar gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklara kadar birçok dava, ticari dava sayılmaktadır.

Bizde çalışmamızda dava şartı arabuluculuğun SMK’da düzenlenen sınai haklardan doğan ticari uyuşmazlıklara etkisini inceleyeceğiz. Bu ticari davaların hangilerinin dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğunu hangilerinin ise arabuluculuk kurumuna başvurmaksızın açılabileceğini değerlendireceğiz.