Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Nefret Suçları Kavramı Kapsamında Halkın Belli Bir Kesimini Alenen Aşağılama Suçunun İHAM Kararları Bakımından Değerlendirilmesi

The Evaluation of the Crime of Publicly Humiliation of Certain Part of the Population under the Concept of Hate Crimes and ECHR Case Law

Özge APİŞ

Nefret suçları, ırk, etnik köken, ulus, cinsiyet, cinsel yönelim, dini inanç, engellilik vs. gibi nedenlerle, bir grup insana yahut bu gruba dahil olan bireye karşı sırf bu özellikleri nedeniyle işlenen suçlar olarak karşımıza çıkmaktayken, nefret söylemi, bu grup yahut bireyin aşağılamak, korkutmak, bunlara karşı şiddete başvurmayı tahrik etmek veya ön yargı oluşturmak amacıyla gerçekleştirilen söylemleri ifade etmektedir. Nefret suçları/söylemi ile mücadele konusunda ülkeler, farklı yaklaşım tarzları benimsemektedirler. Bazı ülkeler nefret suçları/söylemi için ayrı bir yasa çıkarmak tercihinde bulunurlarken bazı ülkeler ise ceza kanunlarına hükümler eklemek suretiyle söz konusu soruna çözüm bulmayı tercih etmektedir. Türk Hukuku bakımından, ayrı bir nefret suçları yasası bulunmamaktadır. Nefret saiki, 5237 sayılı TCK’nda herhangi bir suç tipinde özel olarak ve TCK’nın 6. maddesinde de genel nitelikte düzenlenmiş bir cezayı artıran sebep olarak öngörülmemiştir. Ancak TCK’nın 216. maddesinde düzenlenen suçların nefret söylemi olarak değerlendirilebilmesi mümkündür. Çalışmamızda özellikle İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM) kararları kapsamında değerlendirme yapılacaktır.

Nefret Suçu, Nefret Söylemi, Aşağılama, Tahkir.

Hate crimes are the crimes that committed on the ground of race, ethnic origin, gender, sexual orientation, religious belief, disability etc. to the group of people or a member of this group that has these characteristics. In a similar manner hate speech is a term for speech intended to insult, threat or incite violence or prejudicial action against a group of people for the same reasons-bias motive-. Each countries in the world have different tendecies in order to combat hate speech/crimes. Certain parts of the countries prefer to make a spesific legislation on hate crime and the rest prefer to solve the problem by amending their criminal code. However, there is still no specific legislation applied in Turkish law. Bias motive is neither a specifical provision for a crime type nor is enacted as a aggravating circumstance article no. 6 in Law No. 5237. Nevertheless, the offencess enacted in article 216 are could be regard as hate speech. In our study, most especially the decisions of the European Court of Human Rights (ECRI) will be evaluated.

Hate Crimes, Hate Speech, Insult, Defamation.

Giriş

Toplumsal yaşam içerisinde, birtakım özelliklere sahip toplulukların yahut bu topluluklara üye olan kimselerin, söz konusu özellikleri nedeniyle bir suçun mağduru olmaları, heterojen bir toplumda ırk, din veya diğer özellikler temelinde, barışın ve vatandaşlar arasındaki eşitlik inancının ihlal edilmesine neden olmaktadır. Bu ise söz konusu topluluklar arasında bir taraf seçme şeklinde gerçekleşen kutuplaşmaları ortaya çıkarmaktadır.1 Bu nedenle, nefret suçu ve nefret söylemi olarak da isimlendirilen bu tip suçların failine, toplumsal barışın ve kamu düzeninin korunabilmesi için, ortaya çıkan ihlal ve zarar ile orantılı bir yaptırımın uygulaması gerektiği dile getirilmektedir.2

Bu tür suçların işlenmesi ile öncelikli olarak suçun mağduru etkilenmektedir. Bir kere mağdurun, mağdur olmasına neden olan karakteristik özelliklerinin değişmesinin mümkün olmaması sebebiyle, gelecekte gerçekleşebilecek saldırı riskini minimize etmesi mümkün değildir. Bir başka ifadeyle tekrar saldırıya uğramak tehlikesi altındadır. Bununla birlikte bu suçun mağdurları, kişi bağımsızlığı ve onurlarının zedelenmesi yanında depresyon, anksiyete, çaresizlik ya da tecrit edilmişlik gibi psikolojik sorunlarla karşı karşıyadır. Mağdurun dâhil olduğu grup açısından ise, bu grubu oluşturan kişiler, kendilerine de bu şekilde bir saldırı gerçekleşebileceği tehdidi ve korkusunu yaşarlar. Bununla birlikte, hedef grubun duyduğu korku, endişe ve öfke, onları, faillerin dâhil olduklarını düşündükleri gruba yöneltmek suretiyle, kamusal bir zararın ortaya çıkmasına sebebiyet verebilir.3

Bu nedenle söz konusu ifade biçimlerinin cezalandırılması gerekliliğinin, güvenlik hakkı çerçevesinde düzenli bir toplumda olması gereken, eşitlik, insan onuru, adalet, şiddetten ve dışlanmadan korunma temel haklarından kaynaklandığını ifade etmek gerekmektedir. Zira bu tür fiiller, söz konusu kesim üzerinde toplumsal eşitlik, sosyal saygınlık, anayasal haklar ve insan hakları temelinde insan onuruna saldırı oluşturmaktadır.4 Diğer yandan, nefret söyleminin (kin ve düşmanlığa tahrik/aşağılama) yaptırıma bağlanmasının sınırlandırılması, bir başka ifadeyle bu tür söylemlerin cezalandırılmasının fiziksel şiddete dayandırılması gerektiği de savunulmaktadır. Zira sınırlandırılmanın gerekçesinin, hedef kişi/topluluk üzerinde her an gerçekleşebilecek, son derece ciddi neticeler doğurma tehlikesine değil de, bu kişi/topluluğun duyduğu psikolojik-duygusal etkenlere bağlanması, birçok düşünceyi ifade şeklinin psikolojik ya da duygusal bir zarara sebebiyet verme ihtimali olması nedeniyle, oldukça belirsiz bir sınırlandırma alanının yaratılmasına sebebiyet vermektedir.5