Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Arktik İş Birliği: Esnek Hukukun Uluslararası Hukukta Değişen Konumu

Arctic Cooperation: Evolving Status of Soft Law in International Law

Nabi BERKUT

Endüstriyel gelişmelerin bir sonucu olarak ortaya çıkan küresel ısınmanın gezegenimizde yarattığı etkiler günümüzde yadsınamayacak boyuttadır. Küresel ısınmanın etkilerinin en çok hissedildiği ve ekosistemin de aşikâr değişikler yarattığı Kuzey Kutbu (Arktik) bölgesi, Antarktika’nın aksine tamamıyla belirli bir uluslararası antlaşmaya veya rejime tabi değildir. Bu eksiklik, bölge devletlerinin bağlayıcı niteliği olmayan metinler aracılığıyla kurduğu hükümetlerarası politik forumlarla giderilmeye çalışılmıştır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında köklü değişimler geçiren uluslararası hukukun, teoride esnek hukuka verdiği yer ve pratikte devletler tarafından kullanımı tartışma konusudur. Uluslararası alanda özellikle ekonomi ve çevre konularına ilişkin kullanımı çok yaygın olan esnek hukuk kuralları, Arktik bölgesindeki iş birliğinde de yer almıştır. Ancak, devletlere sorumluluk veya taahhüt oluşturmayan, bağlayıcı niteliği olmayan bir metin ile kurulan Arktik Konseyi’nin çatısı altında yapılan anlaşmalar, esnek hukuk kurallarının, devletlerin uymak zorunluluğu olan kurallara, bağlayıcı ‘sert hukuk’ şekline dönüşebileceğinin bir göstergesidir.

Arktik, Arktik Konseyi, Esnek Hukuk, Göreceli Normatiflik, Uluslararası Hukuk.

The effects of global warming, which has emerged as a result of the industrial developments, are now in a size that cannot be ignored. The North Pole (Arctic) region, where the effects of global warming are most felt and create obvious changes in its ecosystem, is not subject to a specific international treaty or regime contrary to Antarctica. This deficiency has been tried to be solved by the international organizations that the Arctic states have established by soft law agreements. The international law underwent radical changes Post-Second World War era. One of the results of these changes was the usage of soft law in international law which has been subjected to the international law doctrine. Soft law regulations are very common in the fields of international economy and international environment. They have also been included in the cooperation of states in the Arctic region. However, the Arctic Council which had been established by soft law agreement, provided agreements that are binding on the member states showing the transforming position of the soft law into hard law.

Arctic, Arctic Council, International Law, Soft Law, Relative Normativity.

Giriş

Günlük hayatın devamını sağlamak için kullanılan makinelerin atmosfere saldığı karbondioksit, su buharı ve metan gibi çeşitli gazların neden olduğu sera etkisinin sonucunda oluşan sıcaklık artışına küresel ısınma denir. 20. yüzyılın sonlarına doğru uluslararası toplumun dikkatini çeken küresel ısınma, aslında 18. yüzyıldaki sanayi devrimi ve buharlı makinaların kullanımına geçişle başlamıştır.1 Dünya nüfusunun artışı, üretimdeki ve tüketimdeki radikal yükseliş dolayısıyla sera gazı olarak adlandırılan gazların atmosfere salımındaki artış, atmosferdeki sıcaklığı artırmıştır.

Atmosferdeki sıcaklık artışı doğal olarak buzullarla kaplı kutuplar bölgesini de etkilemiştir. Arktik,2 bilinen adıyla Kuzey Kutbu, Antarktika gibi bir kara alanı değildir. Arktik’teki buzul, donmuş deniz suyudur. Erimekte olan buzulların üzerinde bulunduğu Arktik Okyanusu, diğer adıyla Kuzey Buz Denizi, dünya okyanuslarının en küçüğüdür. Ancak, Arktik Okyanusu’nun konumu, tahmini keşfedilmemiş petrol ve gaz kaynakları,3 daha kısa deniz ticaret yolları imkânı sunması, bölgeyi ilgi odağı haline getirmiştir. Bölgede yeni oluşan deniz alanları üzerindeki yetkilerin hangi devletlere ait olduğu, deniz yollarının kullanımı ve bölgedeki doğal canlı ve cansız kaynakların keşfi ve işletilmesi gibi konular önem kazanmıştır. Sorunlar üzerindeki tartışmalar, Arktik bölgesindeki hukukî rejimin ne olduğu sorusunu da beraberinde getirmiştir.

Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS), deniz alanlarındaki hukukî rejimi belirleyen en kapsamlı uluslararası antlaşmadır. Arktik, herhangi bir kimseye ait olmayan ve herhangi bir uygulamaya tabi olmayan (terra nullius) bir alan olmamasına rağmen, hukukî rejimi diğer deniz alanları ve okyanuslar gibi tamamıyla BMDHS kapsamında değildir.4 Kaldı ki, bu eksiklik henüz günümüzde, bağlayıcı tek bir uluslararası antlaşma ile çözümlenememiştir. Arktik bölgesinin ekonomik ve jeopolitik değeri, çevrenin ve ekosistemin korunmasının önemi, devletler arasındaki görüş farklılıkları, bölgedeki hukukî rejimin belirlenmesinin aciliyetini bir o kadar daha artırmıştır.