Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Taşıyıcı Anneliğe İlişkin Kararlarının Türk Kamu Düzeni Bakımından Anlamı

The Significance of European Court of Human Rights’ Judgments Concerning Surrogacy in Terms of Turkish Public Policy

Candan YASAN TEPETAŞ

Tıp ve teknoloji alanındaki gelişmeler, sağlık problemleri veya biyolojik nedenlerle çocuk sahibi olamayan kişilerin taşıyıcı annelik yöntemiyle çocuk sahibi olmalarını sağlamıştır. Ancak Türkiye’nin de aralarında bulunduğu pek çok ülkede taşıyıcı anneliğe izin verilmemektedir. Hayatlarını sürdürdükleri ülkede taşıyıcı annelik uygulamasından yararlanamayan kişilerin, bu uygulamaya izin verilen ülkelere giderek çocuk sahibi olmaları ise mümkündür. “Sınıraşan taşıyıcı annelik” olarak adlandırılan bu durum, milletlerarası özel hukuk açısından çeşitli hukuki sorunlara yol açmaktadır. Bu çalışmada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin sınıraşan taşıyıcı annelikle ilgili kararları milletlerarası özel hukuk ve Türk kamu düzeni perspektifinden incelenecektir.

Taşıyıcı Annelik, Özel Hayat, Kamu Düzeni, Çocuğun Üstün Menfaati, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi.

Developments in the areas of medicine and bio-technology ensure that persons who can not have child due to health problems or biological reasons may now have child born from a surrogate mother. However, many countries, including Turkey, do not allow surrogacy. Yet, it is possible that persons who can not conclude a surrogacy agreement in their country of residence may choose the countries where surrogacy is permitted and may have child born from a surrogate mother. This situation is called “cross-border surrogacy” which causes various problems in terms of private international law. This study aims to examine the scope of Turkish public policy within the framework of the European Court of Human Rights’ judgments regarding cross-border surrogacy.

Surrogacy, Surrogate mother, Private Life, Public Ordre, Best Interests of the Child, European Court of Human Rights.

Giriş

Tıp ve bio-teknoloji alanındaki gelişmeler, sağlık problemleri veya biyolojik sebeplerle çocuk sahibi olamayan kişilerin, taşıyıcı annelik yoluyla çocuk sahibi olabilmesini sağlamıştır. İnsan hakları, tıp hukuku, çocuk hakları ve etik konusunda önemli tartışmalara yol açan taşıyıcı anneliğe Türk hukukunda izin verilmemiştir. Bununla beraber hayatlarını sürdürdükleri ülkede taşıyıcı annelik uygulamasından yararlanamayan kişilerin, bu uygulamaya izin verilen ülkelere giderek çocuk sahibi olmaları mümkün olduğu ve kimilerinin bu yolu tercih ettikleri de görülmektedir.

“Sınıraşan taşıyıcı annelik” olarak adlandırılan bu durum, milletlerarası özel hukuk açısından çeşitli hukuki sorunlara yol açmaktadır ve sınıraşan taşıyıcı annelikten kaynaklanan sorunlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (“AİHM” veya “Mahkeme”) önüne gelmiştir.

Bu çalışmanın amacı, sınıraşan taşıyıcı anneliğe ilişkin AİHM kararlarındaki tespitlerin değerlendirilmesi, böylelikle Türk milletlerarası özel hukukunu ilgilendirecek uyuşmazlıklarda Türk kamu düzeninin sınırlarının çizilebilmesidir. Milletlerarası özel hukukta taşıyıcı annelik sözleşmesine ve soybağının kuruluşuna uygulanacak hukuk, bu çalışmanın kapsamı dışında bırakılmıştır.1