Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın C-466/12 Sayılı “Svensson Kararı”

Svensson Decision of European Union Court of Justice No C-466/12

Kaan Mahmut ERDEM,Deniz ERDEM

Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın Svensson kararı telif hakları hukuku kapsamında yer alan bir eserin, link atmak suretiyle başka bir internet sitesinde yer alan erişime açık korunan eserlere telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitesinde verdiği linkler aracılığı ile ulaşabilme imkanı tanımasını tek başına bir ihlal kapsamında değerlenmeyerek telif hukukuna yaklaşım tarzı açısından yeni bir bakış açısı kazandırmıştır. ABAD internet ortamında sağlanan böyle bir imkan çerçevesinde başvurucuların dava konusu uyuşmazlığa ilişkin iddia ve savunmalarını telif hukuku kapsamında değerlendirmiştir. Söz konusu değerlendirme ABAD’ın yaklaşım tarzını iki noktada sorgulamayı gerektirmektedir. İlk kriter bir eserin daha önceden halka arz edilip edilmediği ikincisi ise o esere ulaşmak için özel bazı teknik bilgilerin gerekip gerekmediği noktasındadır.

ABAD, Svensson, Telif Hakkı.

The Svensson decision of the European Union Court of Justice brought a new perspective within the scope of copyright law from the point of manner of approaching to copyright law by not evaluating providing accessibility to protected works, accessible on other websites, by linking on internet website without authorization of the copyrights’ holder. EUCoJ evaluated the applicants’ allegations and defense statements, with regards to the dispute subject matter of the lawsuit, within the scope of copyright law within the frame of a such opportunity ensured on internet environment. The said evaluation requires questioning of EUCoJ’s approach in two points. The first criteria is whether the work has been previously offered to public or no and the second is the point whether some technical information is needed or not, to access that work.

EUCoJ, Svennsson, Copyright.

Giriş

Türk hukuku açısından meseleye yaklaşıldığında ise FSEK m.15 ve m.22 gündeme gelmektedir. Bu kararda yer aldığı üzere, harici olarak atılan link eğer ortalama bir kullanıcı açısından kullanıcılara içeriğin linkin tıklandığı sitede olduğu izlenimi veriliyorsa ayrıca kullanıcı eser sahibinin hakkını ihlal etmemişse FSEK m.22 anlamında bir hak ihlali oluşturmaz. Kullanıcı FSEK m.38/1 sınırları içinde kalmak şartıyla hareket edebilir, hak ihlali oluşturmaz. Temeli kullanıcı içeriğine dayanan internet kullanıcılarının telif hakları hukuku düzenlemeleri ile ilgili bilinç ve bilgi düzeyinin arttırılması, diğer taraftan ise bu düzenlemelerin internet mecralarının kendi dinamiklerini göz önünde bulundurarak yeniden yapılandırılması gerekmektedir.

ABAD bir dava konusu uyuşmazlığı ele alırken, öncelikle bahsi geçen hususlara dikkat çekmiştir. Önem arz eden husus ise linke tıklandığında başka bir web sitesinin açılması halinde tıklayan kişide aynı web sitesi izlenimi verip vermediği hususu ile ilgilidir. Bu durumda ortalama bir internet kullanıcısı hesaba alınmakta, kişide eğer aynı web sitesinin bir devamıymış gibi bir izlenim veriyorsa, bu takdirde bir hak ihlali olmadığı, aksi durumda telif hakları hukuku açısından hak ihlali yarattığına hükmedilerek eser sahibi korunmuştur. Hak sahibine kamuya iletme anlamında daha geniş yetkiler sunması beklenen direktiflerin kanımızca iyileştirilmesi gerekmektedir.

Son olarak umuma arz konusunda ABAD, eserin daha önceden umuma arz edilmesi koşulunu esnek bir çerçevede değerlendirmiş, telif hakkı ihlalinin kümülatif şartlarından biri olarak kullanıcıların söz konusu linklere istedikleri zaman ulaşıp ulaşamadığını hak ihlali kapsamında değerlendirmeye tabi kılmıştır. Buna göre, bir eserin link kullanılmak suretiyle bir başka internet sitesinde umuma iletilmesi (kamuya tekrar iletim) tek başına hak ihlali teşkil etmemektedir.