Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İdari Faaliyetlere Davranışsal Yaklaşım: 
İrrasyonel Davranışları Yönlendirme 
(NUDGE)

Behavioral Approach to Administrative Functions: Guiding Irrational Behaviors (NUDGE)

Necip Taha GÜR

Hukuk-ekonomi yaklaşımlarında güncel tartışmalar, yeni kurumsal hukuk-ekonomiye dair gerçekleşmektedir. Bu çalışmada yeni kurumsal ekonominin temel aldığı sınırlı rasyonalite kavramının idare hukuku bakımından değerlendirilişinde, davranışsal yaklaşımların idari faaliyetlerin hukuki rejimi bakımından anlamı üzerinde durulmuştur. Nudge (dürtme), idarenin bireylerin davranış eğilimleri üzerindeki çalışmalarla birlikte, idarenin alması gereken farklı bir rolün tezahürü olarak karşımıza çıkmaktadır. Kamu gücünün yeni bir görünümü kabul edilebilecek bu halin kamu hizmeti, kolluk ve özendirme-destekleme faaliyeti bakımından benzeşen ve ayrılan yönleri tartışma konusu yapılmıştır.

İdari Faaliyet, Teşvik, Destek, Dürtme, Hukuk-Ekonomi Yaklaşımı, Sınırlı Rasyonalite, Soft Paternalizm.

Current debates in the law and economics approaches are taking place on the new institutional law-economics. In this study, in terms of administrative law, the concept of bounded rationality, which the new institutional economy is based on, emphasizes the meaning of behavioral approaches in terms of legal regime of administrative functions. Nudge emerges as an appearance of a different role the administration should take along with the studies on the behavioral tendencies of the individuals. This situation, which can be considered as a new view of public power, is discussed with respect to public service, police power and incentive-subsidy functions, and its aspects are discussed.

Administrative Function, Incentive, Subsidy, Nudge, Law and Economics Approach, Bounded Rationality, Soft Paternalism.

Giriş

Bir toplumda ihtisaslaşma ve iş bölümü ne kadar yoğun olursa ve dolayısıyla toplum ne kadar karmaşıklaşmaya başlamışsa, yönlendirme ve yararlandırma merkezli politikalar da kaçınılmaz olabilmektedir. Gerçekten daha basit toplumlara bakıldığında, sınırlama ve topluma hizmetin yerine getirilmesi, işleyiş bakımından yeterli kabul edilebilirken, sosyal ve ekonomik düzen büyüdükçe ve karmaşıklaştıkça insan davranışlarını ortak iyiye yani kamu yararına yöneltecek politikalara ihtiyaç duyulabilmektedir.

İdare hukukunun bu noktada misyonu, söz konusu politikalara alt yapı sağlayacak bir hukuki rejim sunmasıdır. Zira farklı hukuki altyapıların ortaya çıkışı, toplumun çeşitliliğinin yanı sıra gelişmişliğini de gösterir. İdarenin faaliyet gösterdiği alanlarda etkin ve etkili olabilmesi, böylece de kamu yararına sonuçların ortaya çıkabilmesi için, idarenin faaliyetleri üzerinde ayrıntıları belirlemek ihtiyacı söz konusudur. Bu şekilde kanun koyucu ve yürütme gücüne de hukuki alt yapı sunulmaktadır.

I. İdari Faaliyetleri Ayrıştırarak İnceleme Gerekliliği

İdari faaliyetler alanında bir genişlemenin olduğu tartışılamaz bir gerçekliktir. İdare bugün özel hukuk kişileriyle sözleşmelerle işbirliği yaparak, kamu kesiminde yer alan özel hukuk kişileri kurarak da olsa görevlerini yerine getirmekte ve kamu yararının sağlanması için çokça faaliyet sahasına girebilmektedir. İdarenin faaliyetlerinin tümünü kamu hizmeti kavramına hasretmek veya klasik faaliyetler üzerinden açıklamaya çalışmak ise kavramlara fazla anlamlar yüklemek suretiyle yorulup aşınmasına neden olabilmektedir. Bu sebeple, kamu yararına olan faaliyetlerin kamu hizmeti ve kolluk müesseseleri dışında, ayrıntı noktaları belirlenerek değerlendirilmesi gerekmektedir. Bugün gelinen noktada, idari faaliyetleri kamu hizmeti zaviyesinden açıklamaya çalışmak, kavramı genişletmek suretiyle ara hukuki rejimlerin de aynı konumda görülmesini doğurur ve aynı hukuki rejim ve ilkelerle ele alınmasına ulaştırabilir.