Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

AİHM Kararlarında İfade ve Medya Özgürlüğünün Sınırlandı-rılması Kriterleri

Criterias for Limitation of Expression and Media Freedom in the Echr Decisions

Cengiz GÜL

Bir çoğulculuk ve şeffaflık rejimi olan demokrasilerde, tüm hak ve özgürlüklerde olduğu gibi, ifade özgürlüğünün ve onun spesifik bir görünümü olan medya özgürlüğünün de sınırlanması gereği, hukuk düzenlerinde ilke olarak benimsenmektedir. Rejimin çoğulculuk ve şeffaflık yönlerinin korunması şartıyla, zorunlu ve istisnai durumlarda ifade ve medya özgürlüğünün sınırlanabileceği olgusu, bütün demokratik hukuk devletlerince genel kabul gören bir yaklaşımdır. Medya, diğer bir ifadeyle basının, tüm toplumlarda çok büyük bir rolü ve etkisi vardır. Günümüzde medyaya, onun geleneksel formlarının yanında, internetin yaygınlaşmasıyla birçok yeni bilgi ve iletişim biçimi de eklenmiştir. Bu durum toplum için yeni faydalar oluşturmakla birlikte, bazı problemleri de beraberinde getirmiştir. İnsan hakları hukuku doktrin ve uygulamasında, hakların pek çoğunun sınırsız olmadığı kabul edilmektedir. İfade özgürlüğü ve medya özgürlüğü hakları da bu haklar arasındadır. Diğer bir deyişle ifade ve medya özgürlüklerinin mutlak (sınırsız) bir hak olmadığı ve her çağdaş demokrasinin, bu özgürlükler hakkında bir takım sınırlama sistemleri geliştirmiş olduğu da küresel düzeyde genel kabul görmektedir. İfade ve medya özgürlüğü kadar, bu özgürlüklerin sınırlandırma esasları da, bir toplumun demokratik nitelikte olup olmadığını belirleyen en önemli faktörlerden birisidir. İfade ve medya özgürlüğü haklarına getirilen sınırlamalar arasında, savaş için propaganda yapılması, etnik ve dini nefretlere yol açılması, ırk ayrımcılığı ve düşmanlığının veya şiddetin teşvik edilmesi gibi her türlü propaganda yasağının öngörülmesi öne çıkmaktadır. İfade ve medya özgürlükleri, bir kişiye karşı nefret söylemi ile şiddet ve müstehcen söylem boyutlarına varmadığı sürece, her türlü görüş, kanaat ve kurumların açıkça acımasız ve mantıksızca tartışılıp eleştirilmesinin mümkün olabileceğini ifade etmektedir. Dolayısıyla, ifade ve medya özgürlükleri, uygulamada her zaman sınırlamaları da içinde barındırmaktadır. Ancak bu sınırlamalar, hukuk devleti ilkelerine uygun olmalıdır. Bu noktadaki sınırlamaların, diğer insanların ve toplumun ortak çıkarlarını korumak için kanunla öngörülebilir olması da gereklidir.

İfade Özgürlüğü, Medya Özgürlüğü, Sınırlamalar, Ulusal Güvenlik, Kamu Düzeni, Toplum Sağlığı.

In democracies which is a regime of pluralism and transparency, as in all rights and freedoms, the necessity of limiting freedom of expression and freedom of media, which is its specific appearance, is adopted as a principle in the legal order. Provided that the pluralism and transparency of the regime is preserved, the fact that freedom of expression and media may be restricted in the compulsory and exceptional circumstances is a generally accepted approach by all democratic law states. The media, in other words the press has a very great role and influence in all societies, The present times, the media has also been added a lot of new forms of information and communications, with the spread of the Internet besides its classical forms. This has further created the new benefits to society, but it has also brought along no small challenges. In the human rights law doctrine and implementation is accepted that, most of rights aren’t unlimited. The rights to freedom of expression and freedom of the media are found among these rights. In other words, it is also globally recognised that it is not an absolute right, and every democracy has develeoped some system of limitations on freedoms of expression and media. As freedoms of expression and media, these freedoms’s limitation principles also are one of the most important factors determining whether a society is democratic or not. Among the limitations to the rights to freedom of expression and of the media are also stands out the ban on all the forms of propaganda for war, causing racial and religious hatred or incite the racial discrimination, hostility or violence. The freedoms of expression and madia implies that it should be possible to scrutinize, openly debate, and criticize, even harshly and unreasonably, every faith, opinions and institutions, as long as this does not amount to hate speech, violence and obscene speechs against an individual. So, practicing the rights to freedom of expression and of the media always has the limitations. But this limitations should observe the principles by the rule of law. At this point limitations must be predictable for the right of other people as well as in the common interests of society and should be stipulated by law.

Freedom of Expression, Freedom of the Media, Limitations, National Security, Public Order, Health of Society.

1. Giriş

İfade özgürlüğünün varlığı ve de korunmasının asıl önemli yanı, toplumu ve diğer bireyleri rahatsız edecek düşünce açıklamalarında kendini göstermektedir. Şöyle ki, aslında olması gereken, bir düşünce ve yaklaşımın bir devletin mevcut düzeni ile ters düşmesi durumunda bile, farklı siyasal tercihlerin demokratik ilke ve değerlere zarar vermemek şartıyla, yani cebir, şiddet söylem ve eylemi içerinde bir tavır sergilememek suretiyle, siyasal düzlemde kendini ifade edebilmesidir. Yoksa bu, sistemle çatışan görüşlerin illegal yollara ve şiddete sapması ihtimaline kapı aralanması anlamına gelir. Bu türden düşünce ve söylem biçimlerinin korunması, demokratik toplum düzeninin gereklerinden olan çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirlilik ilke ve değerleri açısından da temel bir ihtiyaçtır. 

Bir açıklık ve şeffaflık rejimi olan demokrasilerde, tüm hak ve özgürlüklerde olduğu gibi, ifade özgürlüğünün ve onun spesifik bir görünümü olan medya özgürlüğünün de sınırlanması gereği, hukuk düzenlerinde ilke olarak benimsenmektedir.  Rejimin açıklık yönünün korunması şartıyla, zorunlu ve istisnai durumlarda ifade ve medya özgürlüğünün sınırlanabileceği olgusu, bütün hukuk devletlerince kabul gören bir yaklaşımdır.

2. İfade Özgürlüğünün Anlamı ve Niteliği

Demokratik bir yönetim modelinin ön şartı olan ifade özgürlüğü, yeni ve daha iyi görüş ve yaklaşımların ortaya çıkmasının temelini oluşturmaktadır. “Müdavele-i efkardan barika-i hakikat tevellüd eder” meşhur deyişiyle de anlatıldığı gibi, hakikat ve gerçeğe ulaşmanın, fikirlerin alınıp verilmesinden ve farklı görüş ve düşüncelerin çatışmasıyla mümkün olacağına dikkat çekilmektedir. Öncelikle gerçeği araştırma, bulma ve yayma haklarının pratiğe geçirilmesi anlamında ifade özgürlüğü, daha da önemlisi kamusal tartışmayı ve muhalefet etmeyi sağlayıcı özellikleriyle imtiyazlı noktada bulunmaktadır.  Tezlerin anti-tezlerle çatışması sonrasında senteze varılabileceğini ve her bir sentezin de aslında bir tez olduğu gerçeğinden hareketle, kendi anti-tezine zemin hazırladığı dikkate alınırsa, toplumlar işte böylesine bir fikirlerin serbest pazaryeri ortamında gelişme ve ilerleme sağlayabilecektir. Yeni düşünce ve taleplerin dile getirilmesi, mevcut sistemin eksik ve kusurlarını ortaya çıkarmakta, yanlış uygulamaların bertaraf edilmesini sağlayarak sosyal gelişmeye katkıda bulunmaktadır. Farklı ve birbiriyle yarışan fikirlerin olduğu ve bunların serbestçe tartışıldığı bir ortamda, bireylere farklı görüşler arasında seçim yapma imkânı da sunulmuş olmaktadır. Bu şekilde düşünceleri açıklama ve yayma özgürlüğünün tanınması sayesinde, kişilerin, kendi düşüncelerinin doğru olup olmadığını anlayabilme imkânına da sahip olduğu görülmektedir.  Bu sayede kişilerin, entelektüel ve iletişim yönüyle kendilerini geliştirmelerine ve sonuçta, farklı ve yeni fikirlerin yayılması ile de sistemin hata ve eksiklerinin görülüp düzeltilmesi imkânına zemin hazırlanmaktadır.