Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kısmi Dava ile Belirsiz Alacak Davasının Tüketici Mahkemesiyle Tüketici Hakem Heyeti Arasındaki Görev İlişkisine Etkisi

Mehmet Akif TUTUMLU

I. Tüketici Uyuşmazlıklarında Kısmi Dava ve Belirsiz Alacak Davasının Uygulanması

Tüketici hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların hangi dava türüne göre yargılama konusu yapılacağı hususu, özel bir düzenleme bulunmadığından, genel hükümlere göre belirlemek gerekecektir. Buna göre HMK m.109’da düzenlenen kısmi dava ile m.107’de düzenlenen belirsiz alacak davasının, tüketici uyuşmazlıkları bakımından da uygulama alanı bulacağından kuşku yoktur. Zira HMK m.322/1’e göre, basit yargılama usulü hakkında özel hüküm bulunmayan hâllerde, yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir. Bu bakımdan tüketici mahkemesinin önüne gelen davada uyuşmazlığın kısmi dava niteliğine uygun düşüp düşmediğinin saptanmasında öncelikle yasal koşulların1 irdelenmesinde yarar vardır.

Kısmi dava Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.10.2012 tarihli ve E. 2012/9-838, K. 2012/715 sayılı kararında şöyle tanımlanmış ve açıklanmıştır:

“Alacağın yalnızca bir bölümü için açılan davaya kısmi dava denir. Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için, alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden doğmuş olması ve alacağın şimdilik belirli bir kesiminin dava edilmesi gerekir. Diğer bir söyleyişle, bir alacak hakkında daha fazla bir miktar için tam dava açma imkânı bulunmasına rağmen, alacağın bir kesimi için açılan davaya, kısmi dava denir. Kısmi dava açılabilmesi için talep konusunun bölünebilir olması gerekli olup, açılan davanın kısmi dava olduğunun dava dilekçesinde açıkça yazılması gerekmez. Dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının daha fazla olduğu ve istem bölümünde ‘fazlaya ilişkin haklarını saklı tutması’ ya da ‘alacağın şimdilik şu kadarını dava ediyorum’ demesi, kural olarak yeterlidir.”