Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Halka Açık ve Halka Kapalı
 Anonim Şirketlerde Kayıtlı Sermaye Sisteminin Temel Esasları

Yavuz AKBULAK

Ülkemiz hukuk sistemine ilk kez 1981 yılında 28.07.1981 tarihli ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile giren ve halka açık anonim şirketler veya halka açılmayı planlayan anonim şirketler bakımından uygulama alanı bulan kayıtlı sermaye sistemi, 2011 yılında çıkarılan ve 2012 Temmuz ayında uygulamaya konulan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile halka kapalı olan anonim şirketler bakımından da kabul edilmiş bulunmaktadır. Bundan böyle, halka açık olmayan bir anonim şirket yönetim kurulu da sermaye artırımını kendisine verilmiş yetki tavanı içinde, TTK’daki hükümlere göre ve esas sözleşmede öngörülen yetkilendirme koşulları uyarınca gerçekleştirebilir. 6102 sayılı TTK konulabilecek sermayenin türüne ilişkin bir sınırlama getirmemiş ve ayrıca pay bedellerinin hangi oranda ödenmesine ilişkin herhangi bir sınır öngörmemiştir. Ancak esas sözleşmenin ayni sermaye konulmasını yasaklamasına, ihraç edilecek payların bedellerinin tümünün ödenmesi zorunluluğu getirmesine bir engel yoktur. Bu yazıda, esas olarak halka açık anonim şirketler ile halka açık olmayan (halka kapalı) anonim şirketler bakımından kayıtlı sermaye sisteminin temel esasları üzerinde durulacaktır.Kayıtlı Sermaye Sistemi, Kayıtlı Sermaye, Çıkarılmış Sermaye, Başlangıç Sermayesi, 6102 sayılı TTK, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu, Halka Açık Anonim Şirket, Halka Açık Olmayan Anonim Şirket.

I. GİRİŞ

Kayıtlı sermaye sisteminin ilk kabul edildiği 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa (SPKn)1 kadar ülkemizde belli başlı Kara Avrupa’sı ülkelerinde olduğu gibi esas sermaye sistemi cari olagelmiştir. Esas sermaye, esas sözleşme/mukavele ile saptanır ve azaltılması veya çoğaltılması esas sözleşmenin değiştirilmesini gerektirir. Bir anonim şirketin faaliyete başladığı zaman büyük sermayeye gereksinimi yoktur. Bu nedenle küçük sermayelerle işe başlanır ve sonra işlerin gereğine göre zaman zaman yeniden kuruluyormuş gibi uzun ve külfetli formalitelere başvurularak sermaye artırılabilir. Oysa İngiltere’de ve Amerika Birleşik Devletleri’nde “Authorized Capital” veya “Registered Capital” denilen “kayıtlı sermaye sistemi” geçerli bulunmaktadır. Bu sistemde, sermayenin azami sınırı esas sözleşmede gösterilir ve bu sınıra ulaşılıncaya kadar anonim şirket yönetim kuruluna hisse senedi veya pay çıkarma yetkisi verilir. Böylece şirketlerin ihtiyaca göre sermaye ihraç etmelerine esneklik getirilirken, bir yandan da sermaye piyasasına açılmada, uzun ve külfetli formaliteler ortadan kaldırılmış olmaktadır.

Diğer yandan kayıtlı sermaye sistemi ülkemiz için yabancı değildir. Kanunkoyucu sistemin elverişliliğini ve bahşettiği kolaylıkları 28.02.1960 tarihli ve 7462 sayılı Ereğli Demir Çelik Fabrikaları T.A.Ş.2 ve 20.09.1960 tarihli ve 86 sayılı Yatırımlar (Holding) Anonim Şirketi3 kanunları ile benimseyerek bu şirketler için kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş bulunmaktadır. Belirtilen yararı dolayısıyla ve aynı zamanda bir teşvik unsuru olarak bizim hukukumuzda da 1981 yılında kayıtlı sermaye sistemi getirilmiştir. Ancak menkul kıymetlerini halka arz edecek şirketler yönünden kayıtlı sermayenin kabulü bir zorunluluk taşımamakta, sistemin kabulü şirketlerin ihtiyarına bırakılmaktadır.

Kayıtlı sermayeli anonim şirketlerin, satışı yapılmış hisse senetlerinin ya da paylarının tutarını ifade eden sermayelerine çıkarılmış sermaye denilmekte olup, bu sermaye genel hükümler bakımından Türk Ticaret Kanunundaki esas sermaye hükmündedir. Kayıtlı sermaye sistemini uygulayan ülkelerde kayıtlı sermaye tutarı bazı sınırlandırmalara konu olmaktadır. Bu meyanda bazı ülkeler kayıtlı sermayenin belirli bir kısmının (1/5, 1/10 gibi) taahhüt altına alınması, bir kısım ülkeler kayıtlı sermayeli şirketlerin asgari bir başlangıç sermayesine sahip olması yoluna gitmektedir. Bundan maksat çeşitli vurgunsal (spekülatif) ve maceracı hareketlere engel olmak, faaliyet konusu ve alanı (vüsati) ile hedef alınan kayıtlı sermaye arasında uyumu sağlamaktır. Bu nedenle kayıtlı sermayeli anonim şirketlerin bir asgari başlangıç sermayesine sahip olmaları zorunlu görülmektedir.