Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk Hukuku’nda Televizyon Program
 Formatları

Television Program Formats Under the Turkish Copyright Law

Tuğçe KARABAĞ

Ayırt edici bir özelliğe sahip ve bu özelliğini yansıtacak şekilde şekillenmiş yeni fikri ürünler, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında yer alan eser kategorilerine dâhil edilemedikleri takdirde eser korumasından yararlanamamaktadır. Bu noktada televizyon program formatlarının hangi eser kategorisine dâhil edilmesi gerektiği sorunu gündeme gelir. Araştırma kapsamında hedeflenen amaç, televizyon programlarının ve özellikle televizyon program formatlarının telif hukuku kapsamında eser niteliğine haiz olup olmadığını ve eser olarak nitelendirildiği takdirde hangi eser kategorisi içinde değerlendirilmesi gerektiğini incelemektir.

Fikir ve Sanat Eserleri, Televizyon Programları, Fikri Yaratım, Ayırt Edici Özellik, Eser Kategorileri.

New intellectual products those have distinctive features and those have been shaped with those features cannot benefit from the protection of works unless they are included within the work categories under the Code of Intellectual and Property Rights. At this point the problem; which work category the television programs should be included in arises. The purpose aimed within the scope of the research is to review whether the television programs and especially television program formats are within the copyright law or not and in case they are qualified as work which category they should be evaluated in.

Intellectual and artistic works, Television Programs, Intellectual Creation, Distinctive Feature, Work Categories.

Giriş

Televizyon program formatı, program fikrini içeren ve çeşitli unsurlardan oluşan bir yapıdır. Bu yapının Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa göre eser olabilmesi için, öncelikle içinde bulundurduğu fikrin, formatı meydana getirecek kişinin düşünce âleminden çıkması, yani idrak edilebilir olması gerekmektedir. Bu noktada format unsurlarının hukuki nitelendirmedeki etkilerine de değinilerek, formatın soyut fikirde mi kaldığı yoksa koruma görecek şekilde somutlaşmış bir eser mi meydana getirdiği ve eser niteliğindeyse hangi eser kategorisinde yer alacağının değerlendirilmesi gerekir.

I. Televizyon Program Formatının Tanımı

Televizyon program formatları bir fikir ürün olmasına rağmen, kavram üzerinde uzlaşılmış bir tanım bulunmamaktadır. Ateş, Rudiger Litten’in “bir televizyon dizisinin ve televizyon şovunun karakteristik özelliklerini içeren, dizinin veya şovun her bir bölümünde farklı bir şekilde içi doldurulacak temel bir yapı”1 şeklinde açıkladığı format kavramından yola çıkarak formatı, televizyon programının ne şekilde yapılacağını belirten, genel nitelikteki bilgileri içeren bir tarifname diye tanımlamıştır.2 Benzer bir görüş açısıyla format kavramını, sahibinin hususiyetini taşıyan çerçeve plan ya da taslak olarak değerlendiren Arıkan’a göre format, programın fikrini veren ve tekrarlanabilen karakteristik özelliklerden oluşur.3 Joris Van Manen ise, “Ekmeğin kabuğu hep aynı kalmakla birlikte içi haftadan haftaya değişiyor”4 diyerek, formatın değişmez unsurlardan oluştuğunu; fakat program içeriğinin her bölümde güncellendiğini vurgulamıştır. Tosun ise format kavramını, “çeşitli bölümlerden oluşabilecek bir programın adının ve konusunun ne olduğunun, içeriğinde neler olacağının, programı oluşturan teknik hususların neler olduğunun ve bunun nasıl bir mizansenle aktarılacağının detaylandırılmış bir şekilde; yazılı veya bazen görsel işitsel unsurlarla desteklenmiş bir taslak olarak hazırlanmasına verilen isim”5 şeklinde tanımlamıştır.

Formatlar, televizyon programının nasıl olacağını gösteren talimat olarak da nitelendirilebilir.6 Fakat bu durumda bile, yaratıcı bir içerik veya hususiyet ile yaratılmış bir form meydana geldiğinde, yani kişisel şekillenme oluştuğunda talimatların da telif koruması görmesi gerekmektedir. Format, belirginleştirdiği ana hatların detaylı şekilde şekillenmiş bir hususiyetle nasıl sunulması gerektiğini de içermelidir. Yani genel bir tarifname veya taslak gibi oluşmamalı, programa temel oluşturacak, yaratıcı ve detaylandırılmış bir hususiyetle yaratılan karakteristik unsurlar arasında bir mizansen yaratılmalıdır.7 Mizansenden kasıt Gökçe’nin de belirttiği gibi, format fikrinin televizyon programına dönüştürülebilir olmasıdır.8 Lisans sözleşmeleriyle sağlanan format ticaretinde, formatı uyarlayacak olan ülke, formatın aslına, yani değişmeyen unsurlarına sadık kalmak zorundadır.9 Bu gerçekten yola çıkan Albert Moran ise formatı, değişmez unsurlar içinde değişen unsurları kapsayan bir bütünün üretimi şeklinde tanımlamıştır.10