Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Avrupa Adalet Divanının Bazı Kararları Işığında Link Vermeden Dolayı Sorumluluğun Umuma İletim Hakkı Çerçevesinde Değerlendirilmesi

Liability for Link Setting Concerning the Concept of Communication to the Public Access in the Light of Certain Decisions of the European Court of Justice

Mustafa AKSU

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı

İnternette link vermenin farklı görünüş şekilleri bulunmaktadır. Fikir ve Sanat Eserleri Hukukunda korunan eserlere (içeriklere) link verilmesinin umuma iletim hakkı açısından nasıl değerlendirileceği tartışmalıdır. Bazılarına göre link vermek zaten fikri hakkın koruma alanına bir müdahale zaten teşkil etmez. Bazı yaklaşımlara göre hak sahibinin iradesiyle internete konulmuş içeriklere link verilmesinde sorunun örtülü rıza ile çözülmesi mümkündür. Bu alandaki çıkarlar ve tartışmalar göstermektedir ki, link vermenin türüne, bağlamına, link veren ve verilen içeriğin birbiriyle olan ilişkisine, bu açıdan link verenin süreçteki rolüne, link verilen içeriğin ne ölçüde hak sahibi tarafından internetin serbest ortamına bırakıldığına ve diğer tamamlayıcı ölçütlere de bakarak bir değerlendirme yapmak gerekir.

Bu çerçevede AAD önüne gelen bazı olaylarda, link vermeyi umuma iletim hakkı kapsamında değerlendirmiştir. Sevensson/Retriever Sverige AB kararında, rızai içeriğe geleneksel anlamda link verilmesi itibariyle sorun incelenmiştir. AAD, umuma iletimin iki unsurdan oluştuğunu vurgulayarak, link vermenin de bir tür iletim olduğunu kabul etmiştir. Umum kavramını niceliksel (oldukça çok sayıda kişi) şeklinde somutlaştıran AAD, bunun yanına (her ne kadar çok net olmasa da) iki niteliksel unsuru da eklemiştir. Buna göre eserin link vermeyle birlikte ya hak sahibinin başlangıçta öngördüğünden farklı yeni bir kitleye ulaştırılması gerekir ya da daha önceki teknik usulden farklı bir yolla iletim gerçekleştirilmelidir. İnternette herkese açık şekilde paylaşılan içerikler açısından geleneksel linklerde bu iki unsur da bulunmadığından, umuma iletim hakkına dokunan ve böylece izin alınmayı gerektiren bir fiil olmadığı sonucuna varılmıştır.

AAD’nın BestWater/Mebes-Potsch kararı ise çerçeve/gömülü link türüne ilişkindir. Bu kararda da internette herkese açık bir içeriğe link vermenin nihayetinde umuma iletim hakkı kapsamında kalan bir fiil olmadığı sonucuna varılmaktadır. Bu kararda da link vermenin bir iletim olduğu, umum açısından niceliksel ölçütün gerçekleştiği kabul edilmiştir. Ancak yeni bir kitleye ulaştırma söz konusu olmadığından ve ayrıca başlangıçtakinden farklı bir teknik usul de bulunmadığından, umuma iletim hakkına dokunulmadığı kabul edilmiştir. Bu olayda hak sahipleri korunan eserin internete konulmasının rızalarıyla gerçekleşmediğini iddia etmelerine rağmen, AAD sorunun bu yönünü değerlendirmemiştir. Ancak kararın zıt kavram kanıtı yoluyla değerlendirmesi neticesinde bu konuda çıkarımlar yapmak mümkündür.

AAD daha sonraki -bu çalışmada ele alınmayan- kararlarında bu ölçütlerini daha geliştirerek, daha doğrusu farklı olay bileşenlerine göre tamamlayarak, daha bütünleyici bir yaklaşım izlemektedir. AAD’nın kararlarında geliştirilen yaklaşım ve ölçütlerin eleştirel bir gözle değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Diğer taraftan bunların hukukumuz açısından sorunun değerlendirilmesinde doğrudan ve/veya tamamlayıcı şekilde dikkate alınması, yorumlanması önem arz etmektedir.

Link Vermek, Basit Link, Çerçeve Link (Frames), Umuma İletim Hakkı, Avrupa Adalet Divanı, Sevensson/Retriever Sverige AB Kararı, BestWater/Mebes-Potsch Kararı.

There are several types of hyperlinks on the internet. It is disputed how the links to copyrighted works should be determined in terms of the concept of communication to the public. The problem can only be solved sensibly by the cumulative consideration of different scales. In this respect, the kind and context of the hyperlinks, the relationship between the hyperlinks and to protected works available on another website content, the role of the link creator, the will of the work creator, etc., must be taken into account.

The issue was discussed by the ECJ in its several decisions. In the Sevensson / Retriever Sverige decision, the classic hyperlinks was evaluated. Accordingly, the ECJ considers the link setting as a reproduction of the work. The public can be determined by taking account two criteria according to the ECJ. Firstly, there has to be a fairly large number of people. Secondly the new audience shall exist, which should be different than the audience that is the originally intended by the author and new technique should be applied. On the latter scale, the work must be made available to the public in a different way than the previous one. By applying these standards, the ECJ comes to the conclusion that the classic link setting to the content provided on the Internet with the consent of the author is allowed.

The other decision of the ECJ (BestWater / Mebes-Potsch) refers to the frames or the embedded links. Again, the above standards are applied. Although it was unclear in the case, whether the content with the consent of the right owner on the Internet has been made available or not. However, the ECJ only discussed the problem under the assumption that the content was lawfully posted on the internet. Again, the ECJ did not consider copyright infringement.

The ECJ has developed the standards for the assessment of links through its later decisions. These decisions were not discussed here. It is clear that the approaches developed in ECJ rulings must be critically evaluated. On the other hand, it makes sense to consider these standards directly and / or supplementary / supportively in assessing the similar problems under Turkish law.

The Classic Link Setting, Framing (Embedded Links), Terms of the Concept of Communication to the Public, European Court of Justice (ECJ), Sevensson/Retriever Sverige AB-Decision of the ECJ, BestWater/Mebes-Potsch-Decision of the ECJ.

İnternettin temel işlevlerinden World Wide Web’in temel taşlarından birini oluşturan linklerin1 bir takım hukuki sorunları beraberinde getirdiği açıktır. Klasik anlamda linkler (Hyperlinks2 -aktif linkler-) web siteleri arasında elektronik olarak çapraz bağlar kuran ve böylece kullanıcılara web siteleri arasında dolaşmayı (surfing) kolaylaştıran temel unsurlar niteliğindedirler3. Gerek bu yönüyle gerekse birden fazla içeriğin birbiriyle organize ve bütünsel olarak internette ortaya konulması açısından bir tür standart haline gelmiş olan linkler “ağ” (Word Wide Web) açısından vazgeçilmez4 nitelikte durmaktadır. Gerek bu önemi itibariyle, gerekse kullanım alanının genişliği ve vazgeçilmezliğine binaen, link vermenin aynı zamanda düşünce ve düşünceyi açıklama/yayma özgürlüğü, bilgi ve bilgiye erişme hakkı ile nihayet ekonomik özgürlüklerle doğrudan/dolaylı bağlantılı olduğu rahatlıkla söylenebilir5. Linklerle çapraz bağlantılar kurulmasının önemi bunların olmadığı bir internet dünyasının kısaca tasavvur edilmesi halinde kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Gerçekten aksi halde en azından her bir içeriğin ayrı ayrı aranması, bunlara nasıl erişileceği üzerine ayrıca bir çaba ve enerji harcanması gerekecekti. Ayrıca arama motorlarının genel sonuçlarının ağırlıklı olarak birer geleneksel linkten ibaret olan sonuçlarına bakıldığında, daha doğrusu arama motorlarının İnternet açısından yine vazgeçilemez olarak nitelenebilecek işlevleri6 dikkate alındığında, sorunun önemi daha rahat anlaşılabilir durmaktadır. Esasen aynı düşünce arama motorlarının diğer (görsel) sonuçları açısından da ağırlıklı olarak söylenebilir. Öğretide ve yargı uygulamasında link verme tekniği kullanılmaksızın internette bulunan ve son derece geniş kapsamlı, yani neredeyse sınırsız sayıda bilgi yığınında bilginin anlamlı bir şekilde kullanılmasının/bulunmasının pratikte neredeyse imkânsız gözüktüğü haklı olarak ifade edilmektedir7. Bu açıdan bu tekniğin kullanılmadığı bir ortamda (en azından güncel teknik ve durum itibariyle) teknik açıdan zorunlu olarak internet trafiğinin gereksiz şekilde artarak yavaşlayacağı söylenebilir.

Link vermenin, link veren açısından bir sorumluluk8 doğurup doğurmayacağı, internet hukukunda görece uzun zamandır9 tartışılan bir konu niteliğindedir. İnternet hukukunda genellikle karşılaşıldığı üzere yeni teknik imkânların şu ya da bu derecede yeni hukuki sorunlar yaratması, bu alanda da kendini göstermektedir.