Marka Hukuku Alanında
 İhtiyati Tedbirler

İlhami GÜNEŞ

Marka hukuku ve ihtiyati tedbir kararları, mevzuatın, hem genel tarafında hem de özel tarafında farklılık ve kendine özgülük arz ettiğinden başlı başına incelenmesi gereken bir konu. Bu çalışmada, öncelikle 6100 sayılı HMK hükümleri ışığında ihtiyati tedbir konusu kısaca hatırlatılacak ve ardından marka hukukunda tedbirler ve uygulama örnekleri üzerinde durulacaktır.

Marka Hukukunda İhtiyati Tedbir, İhtiyati Tedbirde Yetki .

I. GENEL OLARAK İHTİYATİ TEDBİR

Geçici hukuki koruma, açılan davalarda yanların haklarına kavuşması bakımından vazgeçilmez bir güvence oluşturmaktadır. Nitekim bazen davalar yıllarca sürebilmekte ve dava konusu hakkın dava sonundaki nihai kararla elde edilmesi riske girmekte, yok olabilmektedir. Davacı için davayı kazanma şartına bağlı olarak, davadan önce veya dava sırasında dava konusunu güvence altına alan bir geçici karar yolunun bulunması zorunludur. İhtiyati tedbir kararı alınmadığı takdirde; uzayan dava süresi içinde çekişmeli taşınır devredilebilir, çekişmeli alacağın tahsili olanaksız hale gelebilir, çekişmeli eşya bozulabilir ve böylece esas hüküm verildiğinde bir anlam ifade etmeyebilir¹.

İhtiyati tedbir, kesin hükme kadar giden yargılama boyunca, yanların hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş, geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki koruma modelidir. Bu tanımdan belli olduğu üzere, kesin hukuki korumanın yetmeyeceği ve geçici hukuki korumaya ihtiyaç duyulan hallerde tedbire başvurulacaktır².

Marka hakkına tecavüzün önlenmesi ve/veya giderilmesi davalarında söz konusu olabilecek ihtiyati tedbir de çekişmeli markanın itibarı, diğer deyimle, pazarlama gücü ve etki alanı üzerindeki hakkın korunmasına yönelik olacaktır.