Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İstinaf Yoluna Başvuru Süresi

Time Periods for Appeal

Büşra Abide TİRYAKİ

İlk derece mahkemesinden verilen kararların denetim mekanizması olan istinaf yoluna başvuru süresi, kanun tarafından belirlenen, kesin süre niteliğini haiz bir süredir. Sürenin uzunluğu, başlangıcı ve bitişi, süreye uyulmamasının yaptırımı, süreye uyulmaması halinde başvurulabilecek yollar gibi hususlar kanunda düzenlenmesine karşın doktrin ve uygulamanın belli noktalardaki tutumları farklılık arz eder. Bu çalışma ile istinaf yoluna başvuru süresine ilişkin kanundaki hükümler ve doktrin arasındaki farklılıklar Yargıtay kararları çerçevesinde ele alınarak incelenecektir.

İstinaf, Kesin Süre, Kanun Tarafından Belirlenen Süreler, Tefhim, Eski Hale Getirme.

Time periods for appeal, within which an appeal can be lodged, is qualified as a peremptory time limit and determined by the law. Although subjects such as the length of period, the beginning and ending of period, the sanction and the possible actions to be taken in case of noncompliace to period are regulated in law, doctrine and practice take different sides about particular details. In this context, differences between provisions of law and doctrine about the period of time, within which an appeal can be lodged, will be examined within the scope of Supreme Court deciosions.

Appeal, Peremptory Period, Time Periods Determined by Law, Announcing, Restitution.

GİRİŞ

Taraf çıkarlarının korunması ve adalet hizmetinin gereği gibi yerine getirilebilmesi adına yargılamanın mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu sebeple yargılamanın ilerlemesi amacını taşıyan usul işlemleri, sürelere tabi tutulmuştur. Süre kavramı ile belli bir başlangıcı ve sonu bulunan zaman aralığı ifade edilmektedir1 . Hukuk usulünde süre, yargılamanın amacına ulaşabilmesi ve taraflar arasındaki hakkaniyet dengesinin sağlanabilmesi açısından oldukça önem arz eder. Her ne kadar yargı hizmetinin düzenli bir şekilde gerçekleştirilerek usul ekonomisi ilkesi uyarınca daha çabuk sonlandırılması için usul işlemlerinin süre ile sınırlandırılması gerekmekteyse de söz konusu sınırlama makul olmalıdır. Zira sürenin ihtiyaç duyulandan kısa olması durumunda, usul işlemi gerek hâkim gerekse kanun tarafından belirlenen süre içerisinde yapılamadığında kişi hak kaybına uğrayacak ve hak kaybına uğrayarak hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilen kişinin yargılamaya olan güveni zedelenecektir2 . Dolayısıyla, adaletsiz sonuçların doğmasına engel olmak adına, gerek kanun koyucu gerekse hâkim usul ekonomisi ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkı arasındaki dengeyi muhafaza ederek süreleri belirlemelidir.

Usul işlemlerinin tâbi olduğu süreler, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK)3 kanun tarafından belirlenen süreler ve hâkim tarafından belirlenen süreler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Çalışmanın konusu, usul işlemi niteliğini haiz istinaf yoluna başvuru süresi olup bu süre kanun tarafından belirlenen bir süredir. Bu sebeple hâkim tarafından belirlenen süreler çalışma kapsamına alınmamıştır. Çalışma kapsamında öncelikle, kanun tarafından belirlenen sürelere ilişkin açıklamalarda bulunulmuş; akabinde istinaf yoluna başvuru süresi, sürenin başlaması ve bitmesi, adli tatilin bu süreye etkisi hususları irdelenmiş ve istinaf yoluna başvuru süresinin kaçırılması halinde başvurulabilecek yollar incelenerek çalışma sonlandırılmıştır.

I. KANUNUN BELİRLEDİĞİ SÜRELER

Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)4 m.90/1’e göre süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tayin edilir. Başka bir ifadeyle, süreler kanunun belirlediği süreler ve hâkimin belirlediği süreler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.