Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Usul Hukukunda Islah ve Sonuçları

Amendment and the Results in Procedural Law

Mahmut BİLGEN

Islah HMK’nun 176-183. maddelerinde düzenlenmiş olup, kelime olarak değiştirme, düzeltme anlamına gelir. Islah yolu ile davacı, dava sebebini (vakıaları), müddeabihi, talep sonucunu değiştirilebilir, genişletebilir; davalı da savunmasını genişletebilir.

Islah yoluna hukuk davalarında başvurulabildiği gibi, tazminata ilişkin ceza davalarında ve idari yargıda da başvurulabilir.

Islah yolu ile yeniden kişiler, dava açmak külfetinden kurtularak zamandan tasarruf etmekte, bazen, zamanında ileri sürülmemiş bir def’iyi ile sürmek suretiyle (zamanaşımı def’i gibi) hakkına kavuşabilmekte, bazen de, zamanaşımı veya hak düşürücü süre engelini b uyolla aşabilmektedir. Örneğin: İdari yargıda dava açma hak düşürücü süreye tabi olup, davacı, hak düşürücü süre engeli ile karşılaşmadan, ıslah yolu ile talebini artırabilmektedir.

Adli yargıda; muvazaa davası olarak açılan ve ret edilebilecek olarak bir dava, kabul edilebilir tenkis davasına ıslah edebilir. Bu yolla aynı zamanda yeni bir tenkis davası açması halinde karşılaşabilecek, bir yılık hakkı düşürücü süre engeli de aşılabilmektedir. Zira, bu yolla yapılan ıslahlarda, dava, ıslah tarihinde değil, (bir yıl içinde açtığı) ilk dava tarihinde açılmış sayılacaktır.

Islah, Zamanaşımı, Faiz, Belirsiz Alacak Davası, Harç.

Rectification, which regulated in articles 176-183 of the Code of Civil Procedure, means change correction. The plaintiff by the way of rectification may change the cause of the case, the object of the litigation, the result of the request and expand; the defendant may also extend his defence.

The rectification way can be applied in civil cases, in criminal proceedings for compensation and administrative proceedings.

By means of rectification, people can save time by getting rid of the burden of litigation and sometimes can obtain his/her right by asserting anexceptio (such as the statute of limitations exceptio) that is not put forward in time. Moreover, it is also possible to overstep the statute of limitation or the period of prescription. For instance, a lawsuit in administrative jurisdiction is subject to a period of prescription, and the claimant may increase its claim by means of rectification without encountering a period of prescription.

In judicial jurisdiction, a case filed as collusion case, which can be rejected, may be rectified to the action for reduction. In this way, the obstacle of one-year period of prescription may also be overcome if a new action for reduction filed. Because, in this way of rectification, the case, will not be considered as filed at the date of the rectification (filed within a year) but will be considered as filed at the date of the first case.

Rectification, the Statute of Limitation, Unliquidated Claim Lawsuit, Legal Fee.

I. Genel Olarak

Islah; Arapça kökenli bir kelime olup, değiştirme, düzeltme anlamına gelmektedir; kelimenin karşılığı, Fransızcada, Reforme; İtalyancada, Riforma; Almancada ise, Reformdur.1

Islah, taraflardan her birinin, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah etmesi (değiştirmesi) olarak tanımlanmaktadır (HMK.176/1). Islah, başka bir anlatımla “bir usul muamelesinin iptal edilerek yerine yenisinin ikame edilmesi olarak ta tanımlanabilir.2

Görülüyor ki, ıslahın konusu genel olarak taraf usul işlemi olup, her taraf kendi yaptığı usul işlemini karşı tarafın iznine tabi olmaksızın ıslah edebilir. İki taraflı usul işlemleri, karşı tarafın veya mahkemenin yaptığı işlemler ıslah edilemez.

Islah yolu ile davacı, dava sebebini (vakıaları), müddeabihi, talep sonucunu değiştirilebilir, genişletebilir. davalı da savunmasını genişletebilir.

Tarafların yaptıkları usul işlemleri; yargılamanın ilerlemesi için yapılan, şartları ve etkileri usul hukuku tarafından düzenlenmiş olan işlemler olup, tarafların verdikleri dilekçe ve layihalar iddia ve savunmaları, gösterdikleri deliller bu işlemlere örnek olarak gösterilebilir.3

Islah, hâkimin yargılamayı makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütmesi ve gereksiz gider yapmamasını sağlama ödevi (HMK.30)4 olan usul ekonomisi ilkesi bakımından önemlidir. Bu yolla davacı, zamandan ve yargılama giderinden tasarruf etmekte, davalı da, bu yolla davanın reddini sağlayabilmektedir.

Islahın amacı, davadaki taraflardan birinin davada5 eksik bıraktığı veya yanlış bildirdiği vakıaları, talep neticelerini tahkikat bitinceye kadar düzeltmesi olup, düzeltilebilecek işlemler tarafların kendi usul işlemleridir.6

Islah yoluna ancak bu konuda bir yasağın bulunması halinde gidilebilir, ortada yasak yoksa ıslaha başvurmadan zorluk aşılacaktır, aksi takdirde (karşı tarafın izin vermemesi gibi) hastalık, ancak ıslah ilacıyla iyileştirilecektir.7

Islah yolu ile davanın sınır, kapsam ve yönünü belirleyen irade beyanı değiştirilebilir8

Islah tek taraflı irade beyanı ile yapılır, karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. İki taraf mahkemede hazır ise, bu beyan tutanağa geçirilerek sözlü olarak yapılabilir.

● SÖZLÜ ISLAH

Davacı vekili son oturumda Alman Mahkemesinde verilip kesinleşen boşanma kararı bulunduğunu belirterek mevcut boşanma davasının tanıma ve tenfiz davası şeklinde görülüp yabancı mahkeme kararının tanınmasını talep ettiğine göre, bu sözlü talep ıslah talebi niteliğindedir. İsteğin yapıldığı tarihte yürürlükte olan Hukuk Muhakemeleri Kanununun 177. maddesine uygun nitelikte yapılmış bir ıslah olarak kabul edilmelidir. (Y. 2. HD. 19.02.2013, 2012/18257, 2013/4126)

● Islahın sözlü olarak yapıldığı celse davalı duruşmada hazır bulunmadığına göre, HMK’nın 177/2 maddesine göre duruşma tutanağının davalı vekiline tebliği ile diyeceklerini bildirmek üzere kendisine mehil verilmesi ve bundan sonra davacının ıslah talebi konusunda bir karar verilmesi gerekir. (Y. 11. HD.03.03.2015, 2014/17645, 2015/2845)

Belirsiz alacak davalarında alacak belirli hale geldikten sonra dava diğer tarafın muvafakatini almadan ve ıslah yoluna gitmeden talebini artırabilir.

Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir (HMK.107/1)

Belirsiz alacak davası açılabilen bu hallere: “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir” (HMK.107/2).

Davacı talep sonucunu belirleyebilecek duruma geldikten sonra talep sonucunu belirleyerek mahkemeye bildirmesi gerekir. Davacının tahkikatın sonuna kadar talep sonucunu belirlememesi halinde mahkeme ilk talep edilen asgari ya da geçici tutar üzerinden karar verebilecektir9 Kanun talep sonucunun “belirlenmesinin mümkün olduğu anda “talep sonucunun belirlenebileceğini kabul etmiştir10