Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Sonrası Yasama Kısıntıları

The Jurisdictional Immunity by Legislation After the Presidential Government System

Celal IŞIKLAR

İdarenin yargısal denetimi konusunda idari yargı yerlerinin yetkisinde bazı kısıtlamalar söz konusu olabilmektedir. Anayasa ve yasalarla bazı işlemlere karşı yargı yolunun kapatılmasına “yasama kısıntısı” denilmektedir. Bunlar doğrudan Anayasa’da düzenlenen veya kanunlarla öngörülenler olarak tasnif edilebilir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini öngören 21.1.2017 tarih ve 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun uygulanmaya başlanmasıyla yasama kısıntılarının bir kısmı Anayasa dâhil yasal düzenlemeler yoluyla ortadan kalkmış bulunmaktadır. Neticede yasama kısıntısı alanında eskiye göre daralma olduğu söylenebilir. Bunların başında Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler (AY m.105) ve asker kişilere ilişkin disiplin tedbirleri (AY m.129/IV, AYİM K. m.21) yer almaktadır. Bugün için mevcut yasama kısıntıları, Yüksek Askeri Şuranın terfi ile kadrosuzluk sebebiyle emekliye sevk işlemleri (AY m.125), Hakim ve Savcılar Kurulunun meslekten çıkarma cezası dışındaki kararları (AY m.159/X) ile asker kişilere ilişkin bazı disiplin cezalarıdır (AY m.129/IV, TSK Disiplin Kanunu m.43). Bunlara kesin oldukları bildirilen Danıştay Başkanlar ile Başkanlık Kurulu Kararları ve Yargıtay Başkanlar Kurulunun itiraz üzerine veya doğrudan verdikleri kararlar eklenebilir. Bazı işlemlerin yasama kısıntısı kapsamında olup olmadığı tartışmalıdır. İdari işlem ve eylemlere ilişkin yargı denetimi yasağı sadece idari yargı değil, adli yargı düzenini de kapsamaktadır. Bu işlemlere karşı kural olarak idari yargı yerlerinde iptal davası gibi tam yargı davası da açılamaz. Ancak idarenin kusursuz sorumluluğu söz konusu olabilmektedir. Bununla beraber Anayasa’da öngörülmeyen yasama kısıntılarına aleyhine Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunulabilir. Uygulamada Anayasal düzenlemelere rağmen AİHM’nin bu tür uyuşmazlıklarda AİHS hükümlerinin ihlali halinde tazminata mahkûm ettiği görülmektedir. Yasama kısıntılarının hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı açıktır. Bugün gelinen noktada bunların sayı ve kapsamındaki azalmayı idarenin denetimi bakımından yeni ve olumlu bir gelişme olarak görmek gerekir.

Yasama Kısıntısı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Cumhurbaşkanının Tek Başına Yaptığı İşlemler, Yüksek Askeri Şura Kararları, Hakim ve Savcılar Kurulu Kararları.

There may be restrictions on the administrative jurisdiction regarding the judicial review of the administration. The closure of the judiciary against some procedures by the constitution and laws is called “jurisdictional immunity by legislation”. These can be directly classified as “stipulated in the Constitution” or “stipulated by Laws”. Some of the jurisdictional immunities by legislation have been eliminated with some legislations including the Constitution by the application of the Law on the Amendment of the Constitution dated 21.01.2017 and numbered 6771. The use of the jurisdictional immunity by legislation has been reduced. Among these are the President’s own actions (Constitution art.(105)) and the disciplinary measures pertaining to the military persons (Con. art.129(4) and the Code on Military High Administrative Court art.(21)). Current jurisdictional immunity by legislation examples are as such: the retraining by the Supreme Military Council’s decisions due to promotion and lack of being tenured (Con. art.(25)), the decisions of Decisions of Council of Judges and Public Prosecutors other than the penalty for dismissal (Con. art.(159)(10)) and some disciplinary penalties for military persons (Con. art.(129)(IV), Turkish Armed Forces Disciplinary Code art.(43)). The decisions of the Council of State Presidents and of the Presidency of the Presidents and the decisions of the Council of Presidents of the Supreme Court of Appeals, which are declared to be definite and which are rendered directly or following to objection, can be added to this list as well. Some proceedings are disputable in terms of being in the scope of the jurisdictional immunity by legislation. The prohibition of judicial review on administrative proceedings and actions includes not only the administrative judiciary but also the civil and criminal judicial order. A full judicial case cannot be filed against these proceedings and actions as it can be under the scope administrative jurisdiction. Yet, jurisdictional immunity by legislation can be stipulated. It can be claimed that the Constitution has been violated due to the jurisdictional immunities which are not regulated in the Constitution. In practice, it has been observed that, despite the constitutional arrangements, the European Court of Human Rights decided such compensation in case of violation of the provisions of the European Convention on Human Rights. It is clear that the jurisdictional immunities by legislation are incompatible with the principle of the rule of law. Today, it is necessary to see the decrease in the number and scope of them as a new and positive development in terms of the supervision of the administration.

Jurisdictional Immunity by Legislation, The Presidential Government System, The President’s Own Acts, Supreme Military Council’s Decisions, Decisions of Council of Judges and Public Prosecuts.

Giriş

Türkiye’de hukuken 21.7.2017 tarih ve 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla (RG:11.2.2017-29976) başlayıp 9.7.2018 tarihinde Cumhurbaşkanının görevi devralmasıyla tamamlanan sürecin sonunda, parlamenter hükümet sisteminden Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmiş bulunmaktadır.1 Anayasa değişikliğini öngören bu Kanun gereği yapılan halk oylaması ve seçimler sonunda Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu kurumlarının lağvı ile tüm yürütme yetkisi Devletin başı olan Cumhurbaşkanına geçmiş bulunmaktadır.2

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte, önceki dönemde Anayasa ve kanunlarla yargı denetimi dışında bırakılan birçok işlem ve eylem, gerek yeni sistemin mahiyeti, gerek yapılan düzenlemeler sonucu yasama kısıntısı olmaktan çıkmıştır. Bununla beraber, bazı kurum ve kuruluşların yetki ve görevleri dâhilinde aldıkları karar ve tasarruflar, hâlen yargı denetimi dışındadır. Bunların bir kısmının idari nitelikte olup olmadığı tartışmalıdır.

Yeni dönemde bazı yasama kısıntılarının varlığına son verilmiş olması, Anayasa’nın 125’inci maddesindeki idarenin bütün işlem ve işlemlerine karşı yargı yolunu açık tutan hüküm ve hukuk devleti ilkesi açısından olumlu bir gelişmedir. Yine de varlığını sürdüren yasama kısıntıları üzerindeki tartışmaların devam edeceği söylenebilir. Bize göre asıl mesele, yeni dönemde genellikle yürütme alanına dâhil ve bu bağlamda idari nitelikli işlemlerin yargısal denetiminde hangi kıstas ve esaslara başvurulacağıdır. Aynı konu yasama kısıntısı süren tasarruflara karşı yargı yolunun açılması halinde de gündeme gelecektir. Önceki dönemde bazı işlemlere karşı yargı yolunun kapalı tutulmasının kısmen de olsa normal karşılandığı dikkate alındığında, bunların CHS sonrasında idare hukuku alanı dışında ve/veya hükümet tasarrufu görülerek idari davaya konu edilmemeleri mümkün ve muhtemeldir. Bunların bir bölümü üzerinde ise, sadece belli unsurları yönünden ve özellikle takdir yetkisi üzerinde sınırlı bir denetim söz konusu olabilir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sonrası yasama kısıntılarının durumunun inceleneceği bu çalışmada, bunların idari davaya konu edilebilirliği ve denetimin kapsamı bakımından da durulacaktır.