Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Medenî Kanunun 194. Maddesinde Yer Alan Sınırlamanın Hukukî Niteliği

The Legal Nature of the Limitation Under the Article 194 of the Civil Code

İhsan HÜSEYİN

Aile konutu, 4721 Türk Medenî Kanunu’nun kabulüyle hukukumuza girmiştir. Aile konutu, hukukumuza gireli birden fazla bilimsel çalışmanın konusu olup incelenmiş olsa da, TMK m.194’te yer alan hükmün getirdiği sınırlama ve bu hususla ilgili şerhin hukukî niteliği tartışmalıdır. Çalışmamızda, TMK m.194’ün getirdiği sınırlamanın hukukî niteliğinin ne olduğuna cevap aranmıştır. Doktrindeki görüş ayrılığı Yargıtay’ın bu yöndeki kararlarını da etkilemiştir. Gerçekten de yüksek mahkeme, özellikle TMK m.194’te düzenlenen sınırlanma ve şerhin hukukî niteliği hususunda birbirinden farklı kararlara imza atmıştır. Bu çalışmada aile konutu müessesesi, Yargıtay’ın yeni tarihli kararları ışığında ele alınıp daha ziyade eşya hukuku bakımından incelenmiştir. Çalışmamızda, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün 11.06.2014 tarihli ve 2014/4 sayılı genelgesiyle “Aile Konutu-Mal Rejimleri-Çocuk Malları” ile ilgili getirilen değişikliklere ve yeniliklere yer verilmiştir.

Aile Konutu, TMK m.194’te Yer Alan Sınırlama ve Şerhin Hukukî Niteliği, Diğer Eşin Rızası, Rızanın Hukukî Niteliği ve Şekli.

The matrimonial residence has entered into our legal system with the acceptance of the Turkish Civil Code No. 4721. Even though matrimonial residence has been the subject to multiple scientific research after entering to our legal system, the limitation brought by article 194 of TCC and the legal nature of this endorsement is still debatable. The divergence in doctrine has effected the decisions of the Supreme Court on this matter. Indeed, the supreme court has undersigned different decisions on the legal nature of the limitation and the endorsement under article 194 of TCC. In this study, the matrimonial residence institution is analyzed rather under the law of property in light of the new decisions of the Supreme Court. In this study, the amendments and updates of the General Directorate of Land Registry and Cadastrate on “Matrimonial Residence - Marital Property - Children’s Property” have been considered. In this study, the answer to what the legal nature of the limitation under article 194 of TCC is has been searched

The Matrimonial Residence, The Limitation Brought by Article 194 of TCC and the Legal Nature of This Endorsement, Consent of the Other Spouse, The Legal Nature and Form of Consent.

GİRİŞ

Aile konutu, TMK m.194’te düzenlenmiştir. Bahsedilen müessese 743 sayılı Türk Kanunu Medenîsi’nde mevcut değildi. Aslında TMK m.194 hükmü bir önceki madde olan TMK m.193'ün bir istisnası olarak kabul edilmiştir. Zira TMK m.193’te eşlerin üçüncü kişilerle yapacakları hukukȋ işlemlerinde, sözleşme özgürlüğü ilkesi kabul edilmiştir. Bununla birlikte, TMK m.194’te evlilik birliğinin korunması, zayıf durumda olan eşin ve çocukların mağdur edilmesinin önlenmesi için bazı hukukȋ işlemlerin geçerliliği diğer eşin izin veya icazetine bağlanmıştır. Dolayısıyla TMK m.194, m.193'te düzenlenen sözleşme yapma özgürlüğünü bir bakıma takyit etmektedir. Ancak ileride inceleneceği üzere, söz konusu sınırlamanın hukukȋ niteliği hususunda doktrinde görüş birliği yoktur.

I. AİLE KONUTUNA İLİŞKİN DİĞER EŞİN RIZASI

Türk Medenî Kanunu madde 194, aile konutu olarak tahsis edilen yer üzerinde tasarrufta bulunabilmesini diğer eşin rızasına bağlamıştır. Başka bir deyişle, aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerinde eşlerin tek başlarına, hukukȋ işlem yapmasının, diğer eşin önemli yararlarını zedeleyeceği düşünülerek, bu konut üzerindeki malik eşin tasarrufu diğer eşin rızasına bağlanmıştır. Bu sebeple, rıza alınmadan yapılacak işlemlerin önlenmesi ve şerhten sonra yapılan işlemlerin etkisiz kılınması için tapu siciline şerh verilmesi imkȃnı getirilmiştir1 . TMK m.193’te aksi kanun tarafından kararlaştırılmadıkça, eşlerin birbirleriyle ve üçüncü kişilerle her türlü hukukȋ işlem yapabileceği kabul edilmiştir. Buna karşılık, TMK m.194 bahsedilen özgürlüğü sınırlandırmıştır. Ne var ki, bu sınırlama sadece üçüncü kişilerle ilgilidir2 . Yani bu sınırlamaya rağmen eşlerin aile konutunu konu alsa bile, diğer eşle yaptığı işlemlere bir sınırlandırma getirilmemiştir.