Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türkiye’de Azınlıklar ve Antakyalı Ortodoks Hristiyanlar

Minorities in Turkey and Orthodox Christians of Antakya

Onur CİDDİ

Uluslararası hukuk çerçevesinde henüz tam anlamıyla fikir birliğine varılamayan konulardan biri olarak karşımıza azınlık kavramı çıkmaktadır. Her ne kadar Fransız Devrimi’nden başlayarak birçok bilim adamı, siyasi düşünür ve hukukçu tarafından etnik-dilsel öncelikler kişilerin ortak kimliğinin esas belirleyicisi olarak kabul edilse de azınlık gruplarının kendi arasında bile bu konuda bazı fikir ayrılıkları ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki, bazı azınlıklar kendi kimliklerinin esas belirleyicisi olarak yukarıda vurgulanan etnik-dilsel öncelikleri kabul etmemekte, bu da azınlık kavramının muğlaklığının daha da artmasına neden olmaktadır. Zira bu kavramın kendi içinde çelişkiler içermesi tek sorun değildir. Aynı zamanda, uluslararası düzeyde kabul edilen antlaşmalar çerçevesinde de devletlerin uygulamalarında farklılar ortaya çıkmaktadır.

Bu eksende, çalışmada azınlık kavramının çok geniş bir mecraya sahip olduğundan yola çıkılarak daha çok Türkiye’de ikamet eden Antakyalı Ortodoks Hristiyanları üzerine bir araştırma yapılacaktır. İlk önce azınlık kavramı ve rejimi tarihi çerçevede ele alınacak, daha sonra uluslararası ve bölgesel antlaşmalar çerçevesinde bu hakların nasıl sağlandığına ve korunduğuna değinilecektir. Böylece konuyla ilgili genel çerçeve çizildikten sonra özel olarak Türkiye’nin taraf olduğu antlaşmalar çerçevesinde azınlık kavramının nasıl algılandığı ve bu doğrultuda sağlanan haklardan Antakyalı Ortodoks Hristiyanların yararlanması konusunda karşılaştıkları sorunlar incelemeye tabi tutulacaktır.

Azınlık, Uluslararası Antlaşmalar, Türkiye, Antakyalı Hristiyanlar.

The concept of minority emerges as one of the issues which reached consensus on it hardly in international law. Albeit commencing from the French revolution to nowadays ethnic and linguistic priorities have been accepted by many scholars, political thinkers and jurists as the main determinants of the common identity of people but still there are abundant disagreements among the minority groups; Thus, some minorities do not accept the ethnic-linguistic factors as the main priorities highlighted above, that’s why this creates the ambiguity in the concept of minority. Because the minority concept contains not only contradictions, but also it has implementation problems of the states in the framework of internationally accepted treaties.

In this axis, considering the wide scope of the minority concept Orthodox Christians of Antakya who residing in Turkey will be the focus of this article. Therewith firstly the concept and regime of the minority will be discussed in the historical framework, and then will be focused on the providing of these rights in international and regional treaties. After getting a generic framework about minority concepts will be trying to create a special framework about how these rights providing by Turkey and what are the main problems of Orthodox Christians of Antakya while implementing the national and international treaties.

Minority, International Treaties, Turkey, Christians of Antakya.

Giriş

İnsanın doğası gereği sahip olduğu haklar olarak bilinen insan hakları kapsamında en çok değinilmesi gereken konulardan biri azınlık kavramı ve bu kavramın nasıl algılandığı yönünde ortaya çıkan azınlık sorunudur. Bu sorun, özellikle Dünya Savaşları sonrasında devletlerin iç ve dış politikasıyla beraber uluslararası hukuku daha çok meşgul eden bir konu haline gelse de aslında bu kavramın ortaya çıkışı ve uluslararası hukukta tartışmaya açık bir konu haline gelmesi modern ulus devletlerin ortaya çıkmasına paralel olarak yaşanan büyük nüfus hareketlenmelerinden ve sınır değişikliklerinden kaynaklanmaktadır. Buradan da anlaşıldığı üzere azınlık kavramı birçok tanımlamalarda üzerinde durulan yalnızca etnik, dinsel ve dilsel faktörlerden değil kimi zaman coğrafi kimi zaman da siyasi faktörlerden kolayca etkilenebilmektedir. Bu nedenledir ki, sosyolojik açıdan tanımlanabilse de hukuksal açıdan halen uluslararası alanda tanımı hakkında fikir birliğine varılamayan azınlıkların uluslararası çalışmalarda yalnızca genel çerçevesi çizilmiştir. Ancak çok önemli bir nüans göz ardı edilmiştir ki, o da devletlerin iç politikasına indirgenen azınlıkların bir sorun olarak ortaya çıkmasının esas nedeni onların sınır aşan özellikleri bünyesinde barındırmasıdır.

Soğuk savaşın sona ermesiyle ideolojik kamplaşmalar yerini etnik, dinsel, dilsel açıdan kimlik sorunlarına bırakmış ve azınlıkların hakları insan hakları çerçevesinde ele alınmaya başlanmıştır. Türkiye’de ise azınlıkların hakları Lozan Barış Antlaşması çerçevesinde koruma altına alınmış ve bu haklar Müslüman olmayan azınlık gruplarına uygulanmıştır. Bu eksende, çalışmada azınlık kavramının ve azınlıkların uluslararası hukukta nasıl ele alındığı incelenerek azınlık haklarının kapsamı üzerinde durulacak, uluslararası hukuk metinlerinde oluşturulan çerçeve ile birlikte Türkiye’de Lozan Barış Antlaşmasının sağladığı haklar incelenecek ve son olarak “Rum Ortodoks” dahilinde sayılan Antakyalı Ortodoks Hristiyanların Hukuksal statüsü ele alınacaktır.

I. Azınlık Kavramı ve Tarihsel Gelişimi

Azınlık, tarihi eskilere dayanan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kavram ve bu eksende ortaya çıkan haklar, her ne kadar modern ulus devletin ortaya çıkışıyla birlikte tartışmaya açık bir konu haline geldiği söylense de bu hakların korunmasıyla ilgili kaygılar çok daha önceden, hatta erken orta çağdan itibaren var olmuştur.1 Ancak bu kavram dönemsel olarak ele alındığında, eski dönemlerde kapsamının çok dar olduğu ve yalnızca dini farklılıktan kaynaklı sorunların ön planda olduğu söylenebilir.2 Modern ulus devletin ortaya çıkışıyla birlikte azınlık kavramının kapsamı genişlemiş, dini yöne dil ve ırk gibi unsurlar eklenmiş ve aynı zamanda azınlık hakları antlaşmalar çerçevesinde sağlanmaya çalışılmıştır. Bununla birlikte günümüzde azınlık kavramı belirli devletlerdeki çoğunluktan ayrı ırk, dil ya da dine sahip olan gruplar (incorpores) ve onların haklarını ifade etmeye başlamış ve bu kavramın kesin bir tanımlaması3 ise U.S.A.D tarafından azınlıkların korunması amacıyla yapılmıştır.4 Ancak hukuksal açıdan günümüze kadar azınlık kavramının neyi ifade ettiği hakkında fikir birliğine varılamazken5 sosyolojik açıdan, bir toplulukta sayı bakımından az olan ve çoğunluktan farklı özelliklere sahip, başat olmayan gruba azınlık denilmektedir.6 Buradan hareketle söz konusu kavramın beş kritere dayandığı konusunda uzlaşmaya varılmıştır ki, bunlar da; farklılık, sayı, başat olmama, vatandaşlık, azınlık bilincidir.7

Antropologlar (Charles Wagley ve Marvin Harris) tarafından ele alınan azınlık kavramının bazı ayırt edici özellikleri ise şöyle sıralanmıştır:8

1. Azınlıklar karmaşık yapıya sahip olan devlet sisteminin alt unsurlarıdır;

2. Azınlıkların devletin egemen kesimi tarafınca toplumun tümü tarafından kabul edilemeyen kendine özgü kültürleri vardır;

3. Azınlıklar, kendine özgü özelliklere sahip olduklarının bilincinde olan kişilerdir;

4. Azınlık olan insan toplulukları daha çok kendi gruplarına dahil olan insanlarla bağlarını güçlendirme eğilimi içindedirler.