Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ailenin Korunmasına Dair Kanunda 5636 Sayılı Kanunla Yapılan Değişikliklerin Değerlendirilmesi

Eray Karınca

On yıllık bir deneyimin ardından Ailenin Korunması Kanunu’nda yapılan değişiklikler olumlu olmakla birlikte yeterli değildir. Toplumun ezilen ve güçsüz olan kesimini, özünde kadını şiddetten korumayı amaçlayan bu yasada kapsamın mağdur, fail ve eylemin gerçekleştiği yer açısından genişletilmesi yararlı olmuştur. Evlilik dışı birleşmelerdeki şiddet mağdurunun korunma kapsamında açıkça gösterilmeyişi; faile koruma kararının kim tarafından ve nasıl tebliğ edileceği; verilen koruma kararına karşı gidilebilecek yasal yolların ve süresinin yasada gösterilmeyişi ise önemli eksikliklerdir. Yine de bu boşlukların bazılarının, aile mahkemesi yargıçları tarafından yorum yoluyla doldurulması olanaklıdır.

Aile İçi Şiddet , Koruma Kararı, Şiddet Uygulayan Kişiye Uygulanacak Tedbirler, Aynı Çatı Altında Yaşama, Ayrı Konutlarda Yaşayan Bireyler, Diğer Aile Bireyleri, Evlilik Dışı Birliktelik.

Giriş

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 25.06.2005 tarihli ve 853 sayılı kararıyla oluşturulan Araştırma Komisyonu tarafından, çocuk ve kadınlara yönelik şiddetin nedenleriyle, alınabilecek önlemleri belirleyen kapsamlı bir rapor hazırlanmıştır.

Bu rapor doğrultusunda Başbakanlıkça çıkarılan: “Çocuk ve Kadınlara Yönelik Şiddet Hareketleriyle Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirlere İlişkin 2006/ 17 Sayılı Genelge”nin adı ve içeriğinden, devletin ilgisinin toplumsal bir yara olan aile içi şiddete ilişkin olarak da sürdüğü görülmektedir. Nitekim 5636 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde, tasarının komisyon raporunda ve Başbakanlık genelgesinde belirtilen eksiklikleri düzeltmek üzere hazırlandığı belirtilmektedir. Tasarı 26.4.2007 tarihinde TBMM tarafından “Ailenin Korunmasına Dair Kanun da Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” adıyla kabul edilmiştir. Yasa, kapsam olarak yenilikler getirmesine karşın uygulamada karşılaşılan kimi önemli sorunlara çözüm getirmediği için eksiktir.

A- Yenilikler

Yasanın gerekçesinde yer aldığı üzere aile içi şiddetin, sadece eşler arası şiddet olarak algılanmaması en önemli yeniliktir. Gerekçedeki, “Ayrıca, aynı çatı altında yaşamayan, boşanma veya ayrılık nedeniyle ayrı konutlarda bulunan bireyler ve evli olmalarına rağmen fiilen ayrı yaşayan aile bireyleri ve çocuklar da aile içi şiddete maruz kalabildiklerinden, aile içi şiddet mağduru kapsamının gerçeklere uygun olarak düzeltilmesi gerekmiştir.” biçimindeki yaklaşım yasada da yer almıştır. Bu kapsamda yasayla getirilen yenilikleri şu alt başlıklarda değerlendirmek olanaklıdır.