Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kanunlarımızda Dil ve Anlatım Özensizlikleri-II (Tebligat Kanunu M.52)

Mustafa GÜRSOY

Ünlü Fransız romancı Stendhal’e, Fransızcayı böyle güzel kullanabilmeyi neye borçlu olduğunu sormuşlar, “Boş zamanlarımda Fransız Medeni Kanununu okurum” demiş. Dili güzel kullanmaya yalnız romanlarda değil, her tür anlatımda özen göstermek gerekir. Dile gösterilecek özen, özellikle Kanun hazırlanırken en üst düzeyde olmalıdır. Aksi takdirde yanlış/eksik/farklı anlamalar ve bunlara bağlı olarak pek çok sorun ortaya çıkabilir. Bu yazıda, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 52’nci maddesinin 1’inci fıkrasındaki dil özensizliği konu alınmıştır.

Şahsilik İlkesi, Kanunun Lafzı, Anlatım Bozukluğu.

I. 52’NCİ MADDENİN BİRİNCİ FIKRASI VE
 ÇÖZÜMLENMESİ

7201 sayılı Tebligat Kanununun “Kanunu tatbik ile mükellef olanların işliyecekleri suçlar” başlıklı 52’nci maddesinin, 23.1.2008 tarihli ve 5728 sayılı Kanunun 251’inci maddesiyle değişik birinci fıkrası şöyledir:1

Bu Kanunun tatbikinde vazifeli bulunan memur ve hizmetliler ile mahalle, köy muhtar ve ihtiyar heyeti ve meclisi azaları işledikleri suçlar ile kendilerine karşı işlenen suçlardan dolayı, Türk Ceza Kanununun kamu görevlisine ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır.”

Bu maddedeki çelişkileri ortaya koyabilmek için önce bu cümleyi öğelerine ayıralım: