Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Milletvekili Genel Seçimleri ile Seçimlerde Şikâyet ve İtiraz

Zekeriya Yılmaz

Egemenlik, genel kabul görmüş meşru şekliyle; doğrudan, yarı doğrudan veya temsili demokrasi biçimlerinde kullanılmaktadır. Günümüz toplumlarında, fiilî bir zorunluluk olarak doğrudan demokrasiden vazgeçilip, temsili demokrasiye geçilmiştir. Şu andaki tüm demokrasilerde, siyasal karar alma sürecinde, ağırlıklı olarak, temsili sistem karşımıza çıkmaktadır. Temsili demokraside egemenlik, halk tarafından seçilmiş temsilciler tarafından kullanılır. Egemenliğin temsili yolunda en temel yöntem “seçim”dir. Halkın, belli bir dönem için kendisini yönetecek temsilcilerini belirleyeceği bir araç olan seçimler, demokrasilerin temeli ve “olmazsa olmaz” koşuludur. Özgür ve adil bir seçim sayesinde temsili demokrasi hayata geçirilebilir. Seçimler, demokratik toplumlarda iktidarın kaynağı, yönetim yetkisinin, meşruiyetin temelidir. Demokratik rejimlerin işleyişi ve devamlılığı ancak hür, eşit ve dürüst seçimlerle mümkündür. Seçimler, ancak, özgür bir ortamda, genellik, eşitlik ve gizlilik ilkelerine uygun biçimde ve dürüstçe yapıldığı oranda geçerli olur ve iktidara meşruiyet kazandırır. Bu nedenlerle, seçimlerde baskı, hîle, sindirme gibi üstü kapalı biçimde olsa bile tehdit unsurları bulunmamalı ve millî irade özgür ve tam olarak tecelli etmelidir. Ülkemizde seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılmaktadır. Seçimlerde denetim yolu olarak “şikâyet” ve “itiraz” müesseselerinin iyi bilinmesi;bunlarla ilgili olarak doğan hak ve yetkilerin seçim süreci içerisinde zamanında ve doğru biçimde kullanılması gerekmektedir.

Egemenlik, Temsili Demokrasi, Millî İrade, Nispi Temsil Sistemi, Yüzde Onluk Baraj, Seçim Dönemi, Şikâyet Mercileri, İtiraz Mercileri, Olağan İtiraz, Olağanüstü İtiraz.

I- Seçimler ve Demokrasi

Klâsik demokrasi, egemenliğin halka ait olması; halkın, halk tarafından, halk için yönetilmesi esasına dayanır.

Egemenli ğin demokratik boyuta çekilmesi, 1789 Fransız Devrimi ile sağlanmış ve böylece egemenliğin kaynağı ile siyasal iktidarın kullanımı halka geçmiştir. Halk, sahip olduğu egemenliği, bizzat kendisi kullanabileceği gibi temsilcileri aracılığıyla da kullanabilir. Egemenliğin kullanımı noktasında farklı sistem ve uygulamalar, bazen siyasal bir tercihten, bazen bir zorunluluktan doğmaktadır.

Egemenlik, genel kabul görmüş meşru şekliyle; doğrudan , yarı doğrudan veya temsili demokrasi biçimlerinde kullanılabilmektedir.1