Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kurumlar Vergisi Kanununda
 Dar Mükellef

Rüknettin KUMKALE

Kanuni merkezlerden ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye’de bulunmayanlar “dar mükellef” olarak kabul edilmektedir. Bunlar, Türkiye'de yerleşmiş bulunmayanlar olarak adlandırılmakta ve sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançlar ve iratlar üzerinden vergilendirilmektedirler.

Kanuni merkezden maksat, vergiye tâbi kurumların kuruluş kanunlarında, (700 sayılı KHK'nın 173’üncü maddesiyle eklenen deyim; yürürlük: 09.07.2018) Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde, tüzüklerinde, ana statülerinde veya sözleşmelerinde gösterilen merkezdir. İş merkezi ise iş bakımından işlemlerin bilfiil toplandığı ve yönetildiği merkezdir.

I. Kurum Kazancının Tespiti

Kurumlar Vergisi Kanununa göre vergileme yapılabilmesi için, safi kurum kazancının tespit edilmesi gerekmektedir. Safi kurum kazancı, mükelleflerin hâsılatlarından Kurumlar Vergisi Kanununa göre indirebilecekleri gider veya maliyet unsurları ile diğer indirimleri düşmeleri ve indirimi kabul edilmeyen giderleri ilave etmeleriyle bulunacaktır.

II. Kurum Kazancını Oluşturan Kazançlar ve İratlar

Dar mükellefiyette kurum kazancı aşağıdaki kazançlar ve iratlardan oluşmaktadır:

- Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun Türkiye’de işyeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançlar (Bu şartları taşısalar bile kurumların ihraç edilmek üzere Türkiye’de satın aldıkları malları Türkiye’de satmaksızın yabancı ülkelere göndermelerinden doğan kazançlar, Türkiye’de elde edilmiş sayılmaz. Türkiye’de satmaktan maksat, alıcının veya satıcının ya da her ikisinin Türkiye’de olması veya satış sözleşmesinin Türkiye’de yapılmasıdır.).