Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yargısal İçtihatların Ortaya Çıkardığı
 Bir Hak: Unutulma Hakkı 
(Çerçevesi ve Hak Üzerine Düşünceler)

Olgun DEĞİRMENCİ

“Bilişim teknolojilerinin veri saklama ve işleme kapasiteleri
bu hızla artarsa, dijital hafızadan silinmek için
her birimizin birer Haitili’ye ihtiyacı olacaktır”(**)

Giriş

“Unutulma hakkı” (the right to be forgotten), yargısal içtihatlarla ortaya çıkarılmış haklardandır. Özellikle Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın Google kararı sonrasında ilgili hak gündeme gelmiş ve üzerinde etraflıca düşünülmüştür. Kişisel verileri konu edinen söz konusu hakkın, kişisel verilerin korunması hakkı ile de yakın bağlantısı bulunmaktadır.

“Unutulma hakkı”, ilk gündeme geldiği karar itibarıyla bilişim sistemlerinde işlenen kişisel verileri muhatap alan bir hak olarak ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, otomatik sistemlerde işlenmeyen kişisel veriler bakımından hakkın talep edilmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır. Nitekim Türk hukukunda “unutulma hakkına” ilk kez değinilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na konu olayda da, kişisel veriler bilişim sistemlerinde işlenmemiştir.

Bu yazıda “unutulma hakkı” bakımından kısa bir çerçeve çizilecek ve özellikle yargı kararlarının çözümlemeye çalıştığı temel alanlara değinilecektir. En sonda söylenecek hususu yine en başta söylemekte büyük yarar görmekteyim. “Unutulma hakkı”, kişisel verilerin silinmesi (right to erasure) hakkından daha geniş bir hakka işaret etmektedir. Nitekim “unutulma hakkı”, kişisel verilerin bilişim sistemlerinden silinmesine gerek kalmadan erişilmez kılınmasını da kapsamına almaktadır.

Kavram Olarak Unutulma Hakkı

“Unutulma hakkı”, literatürde bir kavram olarak ortaya çıktığı ikinci bin yılın başlarında, “dijital hafızada yer alan bireylere ait rahatsız edici her türlü kişisel içeriğin, yine bireylerin talebi üzerine bir daha geri getirilemeyecek biçimde ortadan kaldırılması/silinmesi” şeklinde tanımlanmıştır.1 İfade edilen tanım, kişinin kişisel verilerinin geleceğini belirleme hakkı ve bu kapsamda da hukuka uygun olarak üçüncü kişilere ifşa edilmiş olsa bile işlenme amacı ortadan kalkan verileri silme hakkı çerçevesinde geliştirilmiştir. Hakkın bu çerçevede tanımlanmasının doğal bir sonucu olarak hakkın muhatabı, kişisel verileri işleyen ve hâlihazırda kişisel veriler üzerinde kontrol icra eden taraflar olmaktadır. Kişisel verileri silme olanağı olmayan tarafların söz konusu hakkın ileri sürüleceği bir taraf olmadığı sonucuna varılacaktır.

Daha sonra da değinileceği üzere, özellikle Arjantin’de Virginia Da Cunha davası2 , daha sonra kişisel verilerin korunması bakımından hazırlanan Avrupa Veri Koruma Tüzüğü Taslağı’nın 17’nci maddesinde yer alan düzenleme ve ABAD kararı ile unutulma hakkı, silinme hakkından, hem hakkın içeriği hem hakkın muhatabı bakımından ayrılmıştır. Öncelikle Virginia Da Cunha davasında, Internet’te yer alan veriler bakımından arama motorları muhatap alınarak dava açılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından verilen kararda, arama motorları, hem tazminata mahkûm edilmiş hem arama sonuçlarından ilgili URL’lerin çıkarılmasına karar verilmiştir. Da Cunha davasında ilk derece mahkemesinin verdiği karar, arama motorlarının içerikten sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle bozulsa da, söz konusu dava ile hakkın içeriğinde ciddi bir değişiklik yaşanmıştır.

AB Veri Koruma Tüzüğü Taslağının 17’nci maddesinde “unutulma hakkı” açık bir şekilde yer almıştır. Her ne kadar hakkın isimlendirilmesi “unutulma hakkı” şeklinde yapılsa da, Taslak 17’nci maddenin içeriğine bakıldığında, klasik anlamda bir silme hakkının düzenlendiği görülecektir. AB Veri Koruma Tüzüğü’nün 17’nci maddesi başlığından “unutulma hakkı” çıkarılmış, içeriğinde de bazı değişiklikler yapılarak kabul edilmiştir.

“Unutulma hakkına” esas içeriğini veren daha sonra da incelenecek olan ABAD kararıdır. Söz konusu karar çerçevesinde “unutulma hakkının”, “silme hakkından” farklılaştığı açık bir şekilde görülmektedir. Bu kapsamda;

“Silme hakkının” muhatabı, veri denetleyicisidir. “Unutulma hakkının” muhatabı ise Internet arama motorlarıdır. ABAD tarafından Internet arama motorlarının da, Yönerge kapsamında veri denetleyicisi olduğu göz önünde tutulduğunda bir farklılık olmadığı savunulabilirse de, hakkın uygulama kapsamı farklı olacaktır. Nitekim arama motorları, içeriği silme yetkisi bulunmayacak ancak listelemeden çıkartabilecektir.

İkinci olarak veri denetleyicisinin ilgisiz veriyi silmesi durumunda, en azından veri denetleyicisinin kontrolünde bulunan veri yığınında, kişisel veriye artık ulaşılamayacak şekilde veri ortadan kaldırılacaktır. Bununla birlikte unutulma hakkında ise arama motorları sadece ilgili verinin bulunduğu URL’leri, arama listelerinden çıkaracak, ancak veri ilgili URL’lerde bulunmaya devam edecektir.

Bu kapsamda unutulma hakkını tanımlamak gerekirse, kişinin Internet ortamında hukuka uygun şekilde yayımlanan kişisel verilerinin, artık verinin yayımını gerektiren ilginin kesilmesinden dolayı, talebi üzerine ilgili veriyi barındıran URL’lerin kişinin adı veya tanıtıcı bilgileri ile yapılan arama sonuçlarından çıkarılması şeklinde ifade edebiliriz.