Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ceza Hukukunda Objektif İsnadiyet

Ufuk TOPRAK

Bu makaleyle, objektif isnadiyet yöntemine, netice suçları bakımından taşımış olduğu anlam ekseninde ve de illiyet bağının hukuki sonuçlarının sınırlarını belirleyici fonksiyonu çerçevesinde, ayrıntılı bir şekilde değinilecektir. Bu yapılırken objektif isnadiyet formülünün yaratılmasında belirleyici dinamiği veren illiyet bağı yönteminede yer verilecektir

Objektif İsnadiyet, Suçun Unsuları, İlliyet Bağı, Subjektif İsnadiyet.

GENEL

Suçun oluşumu için aranan dört unsurun (maddi ve manevi unsur, hukuka aykırılık ve kusurluluk), aynı anda, bir arada mevcut olmasının gerekliliği, kişiyi edimi sonucu ortaya çıkan neticeden dolayı sorumlu tutabilmenin vazgeçilmez koşuludur. İşlenilen fiili suç olarak kategorize ederken yapmış olduğumuz araştırmadaysa başlamamız gereken ilk basamak maddi unsurdur. Keza maddi unsurun varlığının tespiti, yaptığımız araştırmanın ilk basamağını oluşturduğu gibi, bize araştırmaya devam edip etmememiz gerektiği konusunda ilk ip uçlarını da vermektedir. Örneğin, adam öldürme suçunun maddi unsurunun varlığından söz edebilmemiz için, TCK’nın 81’inci maddesinde belirtilen başka birinin öldürülmesi ya da TCK’nın 141’inci maddesinde düzenlenmiş olan hırsızlık suçunun oluşabilmesi içinse ilk olarak, aynı maddenin ilk fıkrasına göre, hırsızlık şüphesi altında olan kişinin, başkasına ait olan bir taşınır malı zilyedinin rızası dışında alıp almadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Yani, failin edimiyle, ceza kanununa aykırı davranmış olması ve de bu fiiliyle ceza hukukunun uygulama alanına giren bir suç tipinin oluşmasına vesile olmuş olması gerekmektedir. Başka bir ifadeyle, suçun maddi unsuru kapsamında tespitini yapmamız gereken unsurlar arasında, işlenen fiil ile ortaya çıkan sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gelmektedir. Yalnız, bahsini etmiş olduğumuz illiyet/nedensellik bağının varlığı kendi başına, faili fiilinden dolayı sorumlu tutabilmemizde yeterli bir gerekçe olarak görülmemektedir. İşte tamda bu noktada, illiyet bağıyla ilintili olup, illiyet bağı ile kişinin ortaya çıkan sonuç bakımından sorumlu tutulup tutulamayacağının sınırlarını belirleyip, pratikte kabul edilebilir sonuçların elde edilmesinde vazgeçilmez bir fonksiyona sahip olan objektif isnadiyet yönteminin önemi kendini ortaya koymaktadır. Keza illiyet bağının varlığı ile, sebep sonuç ilişkisi zincirinde bulunan kişi ya da kişilerin, ortaya çıkan sonuç yüzünden sorumluluk derecelerindeki rollerinin objektif bir şekilde tespiti adil yargılama ve cezalandırmanın olmazsa olmazlarındandır.

Objektif isnadiyet yöntemi, ortaya çıkan netice bakımından sorumluluğu bulunan kişilerin tespit edilmesinde kolaylık sağladığı için pratikte efisent bir fonksiyona sahiptir. Çünkü illiyet bağının olduğu her durumda, bu bağ içinde olan kişinin ya da kişilerin işlenen suç bakımından sorumluluklarını belirlemek için suçun manevi unsuruna geçmemiz ve de bu kişinin ya da kişilerin ortaya çıkan neticeye kasıtlı ya da taksirli bir şekilde sebebiyet verip vermediklerini incelememiz gerekecekti. Ama işlenen suçun objektif olarak kişiye ya da kişilere isnat edilip edilemeyeceğini suçun maddi unsuru kapsamında negatif bir şekilde tespit ettiğimiz takdirde, kastın ya da taksirli davranışın var olup olmadığı sorununa ayrıca değinmemize de gerek kalmayacaktır1.

Bu makaleyle, objektif isnadiyet yöntemine, netice suçları bakımından taşımış olduğu anlam ekseninde ve de illiyet bağının hukuki sonuçlarının sınırlarını belirleyici fonksiyonu çerçevesinde, ayrıntılı bir şekilde değinilecektir. Bu yapılırken objektif isnadiyet formülünün yaratılmasında belirleyici dinamiği veren illiyet bağı yöntemine de yer verilecektir.