Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk Medeni Kanununun 730. Maddesi
 Kapsamında Taşınmaz Malikinin 
Sorumluluğu

Responsibility of the Owner of the Immovable Property Within
 the Scope of Article 730 of Turkish Civil Code

Turan ŞAHİN

Taşınmaz malikinin, mülkiyet hakkından kaynaklı kullanma, yararlanma ve tasarruf etme yetkileri vardır. Ancak kullanım ve yararlanmanın sınırları da söz konusudur. Bu kapsamda kanun koyucu taşınmaz üzerinde geniş yetkiler verdiği malike kullanım ve yararlanma yetkilerini kullanırken bazı ödevler de yüklemiştir. Bu noktada mülkiyet hakkını taşkın kullanmama yükümlülüğü ve komşular lehine getirilen ödevlere uyma yükümlülüğü söz konusudur. Biz de çalışmamızda mülkiyet hakkının yasal kısıtlamalara aykırı kullanımı halinde ortaya çıkan taşınmaz malikinin sorumluluğu meselesi üzerinde durmaya çalışacağız.

Taşınmaz Maliki, Mülkiyet Hakkı, Taşkın Kullanım, Komşu.

The immovable owner has the power to use, benefit and dispose the property originated from the property right. However, there are also some restrictions on using and benefitting of the property. In this context, the law-maker laid some duties on the property owner to whom they furnished broad authorities on the immovable when using and benefitting the property. At this point, obligation of non-excessive usage of the property right and compliance with the duties put in favor of the neighbors is in question. In our study, we will try to deal with the immovable property owner’s responsibility issue as a result of the violating use of property against the legal restrictions.

Immovable Property Owner, Property Right, Excessive Usage, Neighbor.

I. Taşınmaz Mülkiyetinin Konusu

Taşınmaz kavramı kural olarak, doğası gereği taşınamaz olan toprak parçalarını ifade eder. Ancak Kanun bunun dışında belirli nitelikleri bulunan bazı malları da taşınmaz saymaktadır.1

MK m.704 kapsamında arazi, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar ile kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler, taşınmaz mülkiyetinin konusunu oluşturur. MK m.998’e göre de, tapu siciline taşınmaz olarak kaydedilecek olan şeyler; araziden başka, taşınmazlar üzerindeki bağımsız ve sürekli haklar ile kat mülkiyetine konu olan bağımsız bölümlerdir.

Medenî Kanun anlamında taşınmaz, doğal bir kavramdan ziyade teknik (hukuki) bir kavramdır. Örneğin Kanun aslında, maddi bir eşya olmayan belirli nitelikte bazı maddi olmayan malları, yani hakları da taşınmaz sayıp, taşınmazlara ilişkin hükümlerin bunlara da kıyasen uygulanacağını öngörür.2

II. Taşınmaz Malikinin Sorumluluğunun Şartları

MK m.730’a göre; “Bir taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını bu hakkın yasal kısıtlamalarına aykırı kullanması sonucunda zarar gören veya zarar tehlikesi ile karşılaşan kimse, durumun eski hâline getirilmesini, tehlikenin ve uğradığı zararın giderilmesini dava edebilir. Hâkim, yerel âdete uygun ve kaçınılmaz taşkınlıklardan doğan zararların uygun bir bedelle denkleştirilmesine karar verebilir.”

Madde kapsamında taşınmaz malikinin sorumluluğunun şartlarını; mülkiyet hakkının yasal kısıtlamalara aykırı kullanımı (taşkın kullanım), zararın doğması veya zarar tehlikesi ile uygun illiyet bağı olarak ifade etmek mümkündür. Taşınmaz malikinin sorumluluğu, kusursuz sorumluluk halleri arasında yer almakta olup, kusur burada, sorumluluğun olmazsa olmaz şartı değildir.

Kusur, sorumluluğun şartı olarak aranmadığından malik ayırt etme gücüne sahip olmasa dahi MK m.730’a göre sorumlu olur3 .

Taşınmaz malikinin sorumluluğunu doğuran taşınmazın, üzerinde mülkiyet hakkının kazanılmış olduğu tapulu bir taşınmaz olması gerektiği, ayrıca sınırlı ayni hak sahibinin, (örneğin; bir oturma, üst hakkı, geçit hakkı veya intifa hakkı sahibinin) sorumluluğu için, sorumluluğu doğuran taşkınlık anında sınırlı ayni hak ilişkisinin doğmuş olması gerektiği ifade edilmektedir4 .

MK m.730 düzenlemesi olmasaydı, somut olaya göre TBK m.49 (BK m.41) veya TBK m.69 (BK m.58) hükümleri uygulanabilirdi5 .

MK m.730/1, taşınmaz malikinin sorumluluğunun ilk şartını, malikin mülkiyet hakkını bu hakkın yasal kısıtlamalarına aykırı kullanması olarak ifade etmiştir.

MK m.730’a göre, sorumluluk için taşınmaz mülkiyetinin taşkın kullanımının varlığı gerekir6 .

Taşkın kullanmanın ne olduğu MK m.737’de açıklığa kavuşturulmuştur. Mülkiyet hakkının kullanılmasının genel çerçevesini çizen bu madde hükmü, taşınmaz malikine bir ödev yüklemekte ve yetkilerini kullanırken komşularına rahatsızlık vermekten kaçınmayı emretmektedir7 .

Malik, taşınmaz mülkiyetinin özel hukuk ve komşuluk hukuku ile ilgili kısıtlamalarına aykırı hareket etmişse MK m.730 uyarınca sorumlu olur8 . Ayrıca kamu hukukundan doğan kısıtlamaların aşılması da taşkınlık teşkil edeceğinden MK m.730 uyarınca sorumluluk gündeme gelebilir9 .

Burada MK m.730 ile MK m.683 karşılaştırmasını da yapmak gerekir. MK m.730 ile kanunkoyucu, malikin bir diğer malikin sınırlarına müdahalesi olmadan, sadece kendi mülkiyetinin kısıtlamalarına aykırı davranmasını düzenlenmişken; MK m.683 ile ise, mülkiyetin sınırları içerisine dışarıdan olan müdahale düzenlenmiştir10 .

Malikin mülkiyet hakkını kullanırken MK m.2’ye aykırı hareket etmesi halinde bunun, MK m.730/1’e göre mülkiyet hakkının taşkın kullanım olup olmayacağı tartışmalıdır. Doktrindeki hâkim görüşe göre taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını kötüye kullanarak yaptığı taşkınlıklardan dolayı malik, mülkiyet hakkını aşmasa bile MK m.730/1’e göre sorumlu tutulabilir11 .

Taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını yasal kısıtlamalara aykırı kullanımına ilişkin komşuluk ilişkisi bakımından uygulamada sıklıkla ortaya çıkan MK m.737, m.738 ve m.742 üzerinde durmak gerekir. Nitekim anılan maddelere aykırılık hallerinde de MK m.730 kapsamında sorumluluk ortaya çıkacaktır.