Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anayasal Yargıda Uluslararası Hukuk Hükümlerinin Taraflı Yorumu: Rusya Anayasa Mahkemesi’nin 21-П (2015) Sayılı Kararı’nın İncelenmesi

Misinterpretation of Rules of International Law in
 Constitutional Adjudication: Review of Russian
Constitutional Court’s Judgment # 21-П/2015

Nazım ZİYADOV

Rusya Anayasa Mahkemesi’nin (Anayasa Mahkemesi) 14 Temmuz 2015 tarihinde verdiği 21-П sayılı Karar’da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarının Rus hukukuna göre icra edilebilirliği meselesi değerlendirilmiştir. Mahkeme, AİHM kararlarının 1993 tarihli Rusya Federasyonu Anayasası’yla çatıştığı hallerde, Rusya Federasyonu’nun bunları ulusal düzeyde uygulamaya koymama imkanına sahip olduğunu beyan etmiştir. Anayasa Mahkemesi, 21-П sayılı Karar’da çeşitli uluslararası mevzuat ve öğretide ileri sürülen görüşleri analiz etmek suretiyle uluslararası hukuka göndermede bulunmuş ve Rusya Federasyonu’nun uluslararası hukuka göre Anayasa hükümlerine aykırılık içermeleri halinde AİHM kararlarını uygulama zorunluluğu bulunmadığı sonucuna varmıştır., Anayasa Mahkemesi’nin AİHM kararlarının mutlak suretle uygulanmayacağını savunan bu duruşunun ortaya koyulması ve analiz edilmesi, inceleme konusu yaptığımız bu kararın tercihinde belirleyici bir rol oynamıştır. Çalışmamızda, 21-П sayılı Karar kapsamında Anayasa Mahkemesi’nin uluslararası hukuka özgü bazı kaide ve uygulamaları yanlış yorumladığı öne sürülmektedir.

Rusya Anayasa Mahkemesi, AİHM Kararlarının Uygulanması, Anayasa Yargısında Yorum Yöntemleri.

The Russian Constitutional Court in its Judgment №21-П delivered on July 14, 2015 evaluated the limits of enforceability, of judgments of the European Court of Human Rights (“ECtHR”) in Russian law. The Court declared that when such judgments of the ECtHR contradict to provisions of the Constitution of the Russian Federation 1993, the Russian Federation is free not to enforce them at domestic level. In Judgment №21-П, by analyzing different international legal instruments or doctrines, the Constitutional Court referred to public international law and concluded that under public international law the Russian Federation is not under an obligation to enforce the ECtHR’s judgments, if they contradict provisions of the Constitution. An objective of this case review is to illustrate and analyze this position of the Constitutional Court that defends the limits on enforceability of ECtHR judgments. It will be argued that in its Judgment №21-П, the Constitutional Court misinterpreted some of the legal norms or practices existing in public international law.

Russian Constitutional Court, Enforcement of ECtHR Judgments, Constitutional Interpretation in Adjudication.

Giriş

Rusya Parlamentosu’nun alt kanadından (Duma) bir grup üyenin yaptığı başvuruyu takiben Anayasa Mahkemesi, 14 Temmuz 2015 tarihinde 21-П sayılı Kararı’nı açıklamıştır.1 Karar, Rusya Parlamentosu tarafından kabul edilmiş bazı yasa hükümlerinin anayasaya uygunluğunun incelenmesini içermektedir. Karar’da Mahkeme, AİHM kararlarının Rus hukukuna göre icra edilebilirliğini değerlendirmiştir.2 Bu karar, Anayasa Mahkemesi’nin AİHM ile olan ilişkisine dair nihai hükmü olarak kabul edilmektedir. Mahkeme, soyut norm denetimi uygulamak suretiyle anayasaya uygunluklarının incelenmesi için sunulan bütün yasama tasarruflarının anayasaya uygun olduğu ve uygulamalarına devam edilebileceği sonucuna varmıştır. Ancak, Rusya Federasyonu’na dair AİHM tarafından belirli bir karar verilmesi hallerinde 1993 Rusya Federasyonu Anayasası (“Anayasa”) hükümlerinin icrasına tam uyumluluğun temin edilmesi gerektiği hususu dikkate alınmalıdır3 . Mahkeme, AİHM’nin kararlarının Anayasa hükümleri ile çeliştiği hallerde Rusya Federasyonu’nun bunları ulusal düzeyde uygulamaya koymama serbestisini haiz olduğunu beyan etmiştir. Dahası Mahkeme, kendisini Rusya Federasyonu’na dair verilen AİHM kararlarının uygunluğuna dair sorgulamalar bakımından yetkili makam olarak kabul etmiştir. Bu doğrultuda Mahkeme, Parlamento’nun söz konusu teklifi yasalaştırmak üzere özel yasal usuller benimseme hakkı bulunduğunu belirtmiştir. Buna karşılık olarak Rusya Parlamentosu Rusya Federasyonu Anayasa Mahkemesi’ne dair Federal Anayasa Kanunu’nda4 ivedi değişikliğe giderek teklifi kanunlaştırmıştır.5 Bugün Rusya’da, Anayasa Mahkemesi’nin Rusya Federasyonu sınırları içerisinde AİHM kararlarının icrasının anayasaya uygunluğunu değerlendirmeye yetkili olduğu hususu üzerine özel yasal hükümler yürürlüktedir.

Rus Hukukunda, ulusal hukuk ile uluslararası hukuk arasındaki karşılıklı ilişkiye dair belirli hükümler vardır. Ancak son yasa değişikliğine kadar, bir AİHM kararı ile Anayasa hükmü arasında çelişki olması halinde, AİHM kararlarının kamu kurumları ve mahkemeler tarafından icra edilebilirliğinin ve bunun sınırlarının hangi seviyeye kadar uzandığı hususunda ulusal mevzuat doğrudan bir karşılık verememekteydi. 21-П sayılı Kararla Mahkeme, cevabı bulunmayan bu soruya dair görüşünü açıklamıştır. Benzer sorular Avrupa Konseyi’nin diğer üyelerinin mahkemeleri tarafından da cevaplandırılmıştır. Anayasa Mahkemesi, 21-П sayılı Kararıyla, Avrupa’daki mahkemelerin kararlarına paralel bir karar verdiğini ileri sürmektedir.

21-П sayılı Kararında Mahkeme, ağırlıklı olarak üç kategoriye ayrılabilecek savlara dayanmıştır. İlk olarak Anayasa Mahkemesi, farklı uluslararası hükümleri veya doktrinleri analiz etmek suretiyle uluslararası hukuka göndermede bulunmuş ve Rusya Federasyonu’nun uluslararası hukuka göre Anayasa hükümlerine aykırılık içermeleri halinde AİHM kararlarını uygulama zorunluluğu bulunmadığı sonucuna varmıştır. İkinci olarak Mahkeme, farklı Avrupa devletlerinin uygulamalarını içeren karşılaştırmalı bir inceleme yaparak yabancı veya mukayeseli hukukun Anayasa Mahkemesi’nin bu hususa dair duruşunu desteklediğini belirtmiştir. Üçüncü olarak ise Anayasa Mahkemesi, vardığı sonuçları gerekçelendirmek için Rus anayasa hukuku ilkelerine başvurmuştur.

Bu karar incelemesinin' hedefi, Anayasa Mahkemesi’nin AİHM kararlarının uygulanmasının sınırlanması hususunu savunan duruşunun asli savlar bakımıdan tasvir ve analiz edilmesidir. Diğer bir deyişle, Anayasa Mahkemesi’nin hukuki gerekçesinin genel olarak kabul görmüş uluslararası hukuk anlayışıyla bağdaşıp bağdaşmadığı değerlendirilmeye çalışılacaktır. Bu karar incelemesinin amaç ve kapsamı dâhilinde, 21-П sayılı Karar üzerinde etkide bulunmuş olabilecek ikincil ve üçüncül savlara ise yanıt aranmayacaktır. Çalışmada 21-П sayılı Kararı kapsamında Anayasa Mahkemesi’nin uluslararası hukuka özgü bazı kaide ve uygulamaları yanlış yorumladığı öne sürülecektir.

I. Hukuki ve Siyasi Arka Plan

Rusya Federasyonu Anayasası ve Anayasa Mahkemesi’ne dair Federal Anayasa Kanunu,6 anayasal yargıya dair konular için Anayasa Mahkemesi’ne soyut durumlar üzerinden başvuruda bulunulmasına olanak tanımaktadır.7 Parlamenterler tarafından yöneltilen ve 21-П sayılı Karara varılmasıyla sonuçlanan, tüm AİHM kararlarının uygulamaya konulmasının anayasaya uygun olup olmadığına yönelik soru somut bir davaya dayanmamaktaydı. Tabiatı gereği soyuttu.8 Ancak, her ne kadar Parlamenterler tarafından yapılan başvuru soyut olsa da Anayasaya aykırı AİHM kararlarının uygulanabilirlik, kapsam ve sınırlarına dair resmi bir kanaate varılması beklenmekteydi. Bunun için iki ayrı sebep bulunmaktaydı. Bunların ilki hukuki bir yapıdaydı. Anayasa Mahkemesi (özellikle Başkanı Valery Zorkin vasıtasıyla), kimi AİHM kararlarının icrasının hukuka uygunluğuna dair tereddütlerini belirtmişti.9 Bundan dolayı Anayasa Mahkemesi söz konusu hususa doğrudan ulusal hukuk içerisinde yanıt bulmak üzere sırasını beklemekteydi. İkinci olarak, uluslararası kamuoyunda Rusya Federasyonu’na karşı yürütülen hukuki süreçlerden dolayı ülke içinde siyasi endişeler mevcuttu. Örneğin, OAO Neftyanaya Kompaniya Yukos ile Rusya arasındaki davada AİHM, Rusya Federasyonu’nun İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme (Sözleşme) hükümlerini ihlal ettiğine karar vermiştir. Bu davada Rusya’nın 1,9 milyar Euro tazminat ödemesine hükmedilmiştir.10 Buna ilaveten, Daimi Hakemlik Mahkemesi birbiriyle ilişkili üç davadaki kararları çerçevesinde Rusya Federasyonu’nu milyarlarca Euro tutarında tazminatlar ödeme yükümlülüğü ile karşı karşıya bırakmıştı.11 Tüm bu kararlar ve tazminatlar, Rusya Federasyonu içerisinde güçlü bir muhalefetle karşılaşmıştı; bunun sonucu olarak da davanın en yüksek yargı makamı olan Anayasa Mahkemesi’ne getirilip bölgesel insan hakları mahkemesi veya hakemlik mahkemesince hükmedilen karar veya tazminatların uygulamaya konulup konulmayacağı sorusuna dair kanaatinin ortaya konulmasına dair beklenti oluşmuştur. Mahkemeden kanaatini belirtmesini talep etmeye yönelik bu süreç aynı zamanda Ukrayna Krizi ile ve Rusya Federasyonu’nun Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantılarında Rus Parlamenterlerin haklarını askıya almasına kadar giden eylemlerine yönelik tepkilerle de hızlandırılmıştır.

Anayasa Mahkemesi’nin incelemesine sunulan davanın soyut tabiatı, Mahkeme’nin Anayasayı yorumlama biçimini ortaya koyacak çetrefilli bir hukuki durum doğurmuş oldu. Bu zorluğun üstesinden gelmek üzere Mahkeme, Rusya Federasyonu’nun (veya Anayasa Mahkemesi’nin) daha önce AİHM ile ilgili olarak karşı karşıya kaldığı ‘sorunları’ kullandı.12 Anayasa Mahkemesinin 21-П sayılı Karar kapsamında ilk olarak değindiği sorunlu dava Konstantin Markin ile Rusya arasında görülen ve 2012 yılında AİHM tarafından karara bağlanan davadır.13 Bu davaya dair AİHM hükmünün karara bağlanmasının öncesinde Anayasa Mahkemesi, AİHM’nin nihai hükmünün aksi yönünde kabul edilemezlik kararı14 vermiş bulunmaktaydı. AİHM’nin aksine Mahkeme, Rus hukuku içerisinde kadın askerlere tanınan çocuk doğumu sonrası üç yıllık izin hakkının askerlik hizmeti yapan erkekler için de temin edilmesi gerektiğine dair herhangi bir gerekçe bulmamıştı. 21-П sayılı Kararın hükme bağlanmasıyla sona eren oturumlara başkanlık eden Hâkim Zorkin, Konstantin Markin ile Rusya arasındaki davaya dair AİHM hükmünün açıklanmasını müteakiben AİHM’yi hukuku yanlış yorumladığı gerekçesiyle ağır biçimde eleştirmişti.15 AİHM’yi eleştirme yönündeki bu eğilim bir başka davada tekrarlanmıştı. Anchugov ve Gladkov ile Rusya16 arasındaki davada başvuru sahipleri, Anayasa m.32 kapsamında aykırı hükümler bulunmasına karşın hapisteki mahkûmların Sözleşme (Protokol 1 - Madde 3) hükümleri çerçevesinde oy verme haklarının saklı kalması gerektiğini öne sürmekteydi. AİHM’ye yaptıkları başvuru öncesinde, 2004 yılında vardığı kararda, Anayasa Mahkemesi başvuru sahiplerinin taleplerini kabul etmemişti.17 21-П sayılı Karar kapsamında Anayasa Mahkemesi bu sorunlu davaları AİHM’nin kararlarının Anayasaya aykırı olduğu veya olabileceği durumları tasvir etmek üzere kullanmıştır.