Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İnşaat Hukuku Sorunlarında 
Şerhlerin Kaldırılması Davası

İlker Hasan Duman

Bu çalışmada, hukukumuzda şerh uygulaması ve özellikle şerhlerin kaldırılması hususlarına değinilmiş olup, konu ile ilgili Yargıtay kararlarına da atıf yapılmıştır.

Şerh , İnşaat Hukuku , Taşınmaz , Tapu Sicili , Tapu Kütüğü , Şerhin Kaldırılması Davası , Kişisel Hak.

I. KAVRAM

Şerhler, genellikle kütüğe kişisel hakların kuvvetlendirilmesi, malikin temlik hakkının kısıtlanması, temlik hakkının yasaklanması veya geçici şerhin tapu kütüğüne yazılması şeklinde işlem görür. Eğer bir şerhin tapu kütüğüne işlenmesi hakkında yasa hak sahibine doğrudan işlem yapma yetkisi tanımamışsa, şerhin yapılabilmesi için taraflar arasında ayrıca bir şerh anlaşmasının varlığı gerekir. Yoksa taraflardan birinin talebi üzerine, özellikle Türk Medeni Kanunu'nun 683’üncü maddesinde malike tanınan yetkileri kısıtlayıcı sonuç doğuracak biçimde tapu kütüğüne şerh düşülemeyecektir.

Türk Medeni Kanununun 1009, 1010 ve 1011’inci maddelerinde tapu kütüğüne şerh verilecek haklara ilişkin düzenlemeler yapılmış, ancak bazı özel kanunlarda da aynı konuda hükümler getirilmiştir.

Türk Medeni Kanununda ve Borçlar Kanununda öngörülen şerhler: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi (TMK m. 1009), taşınmaz satış vaadi sözleşmesi (TMK m. 1009), kira sözleşmesi (TMK m. 1009; Borçlar Kanunu 248 ve devamı), alım (TMK m. 736), önalım (TMK m. 735), gerialım (TMK m. 736), aile yurdu kurulması (TMK m. 386, 390), art mirasçı atanması (TMK m. 521, 1010), serbest dereceden yararlanma hakkı (TMK m. 871), bağışlayana rücu hakkı (BK m. 244).