Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Aile Uyuşmazlıklarının Çözümünde Terapötik Arabuluculuk Modelinin Değerlendirilmesi

Evaluation of the Therapeutic Mediation Model in Resolving Family Disputes

Seda ÖZMUMCU

Terapötik arabuluculuk modeli, genellikle ayrılık ve boşanma davaları sırasında eşler arasında meydana gelen aile uyuşmazlıklarından ortaya çıkmıştır. Özelikle arabuluculuk süreci sırasında çeşitli müdahaleler yoluyla duygusal sorunları ayrıntılı bir şekilde değerlendirebilmek ve bunlara çözüm getirebilmek amacıyla, şiddetli ebeveyn çatışmalarında uygulama alanı bulan yararlı olan bir modeldir. Terapötik Arabuluculuk modeli, uyuşmazlığın taraflarına psikolojik ve sosyal konularda kendilerinin çözümlemelerine engel olan sorunları, uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlamak üzere yardım etmek için, doktrinde Howard H. Irving & Michael Benjamin tarafından geliştirilmiştir.

Terapötik arabulucular, uyuşmazlığın taraflarına ilişkilerini yeniden yapılandırmaları için yardım etmektedir. Buna ilave olarak, tarafların birbirleriyle iletişim kurma ve problem çözme becerilerini geliştirmekte ve uyuşmazlığın altında yatan duygusal sorunlar ile ilgilenmektedirler. Bununla birlikte, terapötik arabuluculuk iyileştirici görünümüne rağmen, aslında bir psikoterapi değildir. Bu arabuluculuğun odak noktası, tarafları arabuluculuk usulüne başvurmaya razı eden, belirli nitelikteki uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulmasıdır.

Bu model, aynı zamanda aile üyelerinde değişikliğe ihtiyaç duyulan ve geçmişte birbirini etkileyen örneklerin nasıl problematik bir hale geldiğinin iç yüzünü anlamayı sağlamaktadır. Uygulamada bu yöntemi benimseyen arabulucular, boşanma sırasında veya sonrasında eşlerin çocukları için en iyisinin ne olduğunu belirlemelerine yardım etme hususunda terapötik arabuluculuk modelinden faydalanmaktadır.

Arabuluculuk, Terapötik Aile Arabuluculuğu, Arabuluculuğun Psikolojisi, İşbirlikçi Diyaloğun Kuralları, Aile Arabuluculuğunda Genogram Kullanımı, Duygusal Boşalma, Duygusal İyileşme.

Therapeutic mediation model arose generally from the family disputes between spouses during action for judicial seperation and divorce suits. It is a useful model which is used in severe parantage disputes for the purpose of evaluating emotional problems in detail and finding solutions to those via various interventions during mediation process. Therapeutic mediation model is developed by Howard H. Irving & Michael Benjamin in the doctrine in order to help the parties to the dispute that have problems regarding psychological and social subjects which they cannot resolve by themselves, to resolve the dispute.

Therapeutic mediators help the parties to the dispute to reconstruct their relationships. In addition to that, it contributes to the parties’ ability to communicate with each other and resolve problems and deals with the emotional problems that underlie the dispute. Together with that, even though its healing appearance therapeutic meditaion is not actually a phschotherapy. The focus of this mediation is the resolve of some disputes with specific features which convince parties to the mediation process.

This model, also at the same time helps to realize the lowdown of how the examples that require change in family members and effect each other in the past have become problematic. In practice, the mediators that adopt this method, benefit from the therapeutic mediation model in the determination of what is best regarding the children of spouses during or after divorce.

Mediation, Therapeutic Family Mediation, Psychology of Mediation, Therapy, Rules of Cooperative Dialogue, Genogram use in family mediation, Catharsis, Emotional Healing.

I. Giriş

Günümüzde neredeyse boşanmakta olan çiftler, genellikle ihtilaflarını hukuk sistemine dayalı olarak mahkemeler vasıtasıyla çözmek istemektedir. Bu süreç, çok defa pozitif sonuçlar ile değil negatif sonuçlar ile yürütülmektedir. Hukuk sistemi, boşanma davalarında da görüldüğü üzere çekişmeli yargıda, davacı ve davalı olmak üzere iki taraf esasına dayanmaktadır. Yargılama aşamasının başladığı andan itibaren, tarafları karşılıklı işbirliğine teşvik eden tutum ve davranışlar çok azdır. Ebeveynler eğer çocuk sahibi iseler, boşanmadan sonra da ebeveyn kalmaya devam etmekte, mahkeme kararına rağmen, yine ebeveyn ilişkilerini devam ettirmek zorunda kalmaktadır. Böyle bir durumda ebeveynler arasında artan çatışma ve kavga ortamı, hem eşler hem de çocuk açısından açık bir şekilde en üstün menfaatlerine uygun değildir.1

Amerika Birleşik Devletleri’nde aile hukuku alanında çoğunlukla boşanma arabuluculuğunun kurucusu olduğu düşünülen Aile Arabuluculuğu Derneği (Family Mediation Association) 1975 yılında tesis edilmiştir. Bu Dernek, özellikle boşanma anlaşmalarına odaklanan arabulucular için ilk kuruluş olarak anılmaktadır. İlerleyen zaman içerisinde aile arabuluculuğunun çeşitli biçimleri ülkenin farklı yerlerinde geliştirilmiş ve uygulanmıştır.2

Amerika Birleşik Devletleri’nde terapötik arabuluculuk modeli, iki temel kaynaktan geliştirilmiştir. Bunlardan birincisi, Honolulu Çevre Adalet Merkezi (Neighborhood Justice Center of Honolulu) tarafından kullanılan arabuluculuk modelidir. Bu model, uyuşmazlıkları minimum seviyeye indiren, katılımcılara sorular soran yapısı ve iletişimi kolaylaştıran iyi formule edilmiş kurallarıyla uygulama alanı bulmuştur. İkinci kaynak ise, Milne3 tarafından rapor haline getirilen aile özerkliği modelidir. Bu yöntem, katılımcı eşlere çocuklarıyla ilgili konulara henüz değinmeden önce, kendi evliliklerini gözden geçirmeleri veya değerlendirmeleri hususunda sorular sormak suretiyle evliliğe ait çözümlenmemiş çatışma veya sorunlara odaklanan Milne tarafından tanımlanan bir modeldir.4 Bu model boşanma aşamasında olan çiftlere, sona ermiş evlilik birliğinin bazı duygusal görünümlerini sürece getirmelerine olanak vermekte ve bu duygulara hâkim olup üstesinden gelmelerine ilişkin bir dayanak sağlamaktadır. Nitekim evliliğe ait konular çözümlenip aydınlığa kavuştukça çocuklar ile bağlantılı konular daha iyi şekilde çözümlenir hale gelmektedir. Bu sürecin bir bölümü olarak arabulucu burada, eşlerin çocukları hakkında karar alma kontrolünü kaybetmeden ve her bir eş açısından ebeveynliklerinin devam ettiğini açıkça bir şekilde ifade etmesi gerekmektedir.5

III. Terapötik Arabuluculuk Modeline Genel Yaklaşım

Batı hukuklarında, bu konu hakkındaki bilgiler yaklaşık olarak yirmi yıl önce toplanmaya başlamış olmasına rağmen, terapötik arabuluculuk ile ilgili genel yaklaşımlar daha çok gelişmekte olan model olarak kalmıştır.6 Bu konuda öğretide bir görüşe7 göre, terapötik arabuluculuk modeli, genellikle işlevsel olmayan ilişkilerin, davranışların veya duygusal sıkıntıların üzerine eğilmeye ve onları değiştirmeye odaklanmaktadır. Arabuluculuk sürecinde bu modelin uygulayıcıları tarafından ilişkisel ve iletişimsel konular üzerine odaklanmanın hem tartışmaya açık konularda anlaşma sağlanması hem de arzu edilen davranış değişikliklerinde daha etkili olduğu ileri sürülmektedir.8 Bu konuda bir başka görüşe9 göre, terapötik arabuluculuk, tarafların kendilerinin çözümlemelerine engelleyen ve çatışmaya neden olan psikolojik ve sosyal sorunlarına yardım etmek üzere inşa edilmiş bir modeldir. Terapötik arabulucular, uyuşmazlığın taraflarına ilişkilerini yeniden yapılandırmalarına, iletişim ve problem çözme becerilerini artırmalarına ve bunların altında yatan duygusal sorunlara temas ederek yardım etmektedir. Bu model, geniş ölçüde iletişim teorisi, stratejik ve yapısal aile terapisi, ekosistem teorisi, sezgi odaklı bilişsel terapi gibi alanlardan yararlanmaktadır.10

Aslında arabuluculuk usullerinin hepsi hem içeriden hem dışarıdan bilinçli farkındalık yaratmaya, duygusal ve ilişkisel değişiklikler meydana getirmeye çalışmaktadır. Arabulucu, taraflar arasında karşılıklı ortak kararlara ulaşılmadan önce, iletişim kalıplarını etkili bir şekilde değiştirmek, hem taraflar arasında olan hem de kendisine karşı yönelen güçlü dirençlerin üstesinden gelmek zorundadır. Bu gibi değişiklikleri elde etmenin en etkili tekniklerinden bazıları, aile içinde önceden var olan kalıpları ve süreçlerin bilinçsiz kullanımını ve teşhisi gerektirmektedir. Bu teknikler, dünyaca saygı duyulan hipnoterapist ve terapist olan Milton Erickson tarafından geliştirilmiştir. Ericksonian hipnoterapisinin belli ön koşulları, aile terapisinde uzun zamandır büyük bir etkililik ile kullanılmaktadır. Özellikle arabuluculuk alanında hedef odaklı (goal-oriented), problem çözme sürecine Erickson’un yöntemlerinin uyarlanması, arabuluculuk faaliyeti açısından da etkili olmaktadır.11 Nitekim Erickson’un yaklaşımları, aile sistemlerine odaklı arabuluculuk faaliyetine adapte edilebilecek niteliktedir. Bu tekniklerin kullanımı, arabulucunun süreç odaklı, yol gösterici ve aktif ve rahatlatıcı olmasını gerektirmektedir. Bu süreç, arabulucunun taraflar arasında güven inşa etmesini ve onlara müdahale etmesini gerekli kılmaktadır. Çünkü arabulucu, uyuşmazlığın taraflarını bir çözüm anlaşmasını müzakere etmeleri için yönlendirme hususunda sorumluluk almaktadır. Fakat arabulucunun anlaşmalarının içeriği noktasında tarafların bu anlaşmayı kabul etmelerine dair baskı altına tutmaya yetkisi bulunmamaktadır.12

Bu bağlamda terapötik arabuluculuk, esasen iki unsurdan meydana gelmektedir. Bunlar;