Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sherman Kanunu’nun Birinci Maddesi Üzerine

Sibel BERKARDA

Amerikan Rekabet hukukunda Sherman Kanununun birinci maddesi, birden fazla teşebbüs arasında yapılmış olan ve eyaletlerin arasındaki ya da Amerika Birleşik Devletleri ile yabancı devletler arasındaki ticareti kısıtlayıcı her türlü anlaşma, birleşme (ya da birlikte hareket etme) veya gizli işbirliğini yasaklanmıştır. Maddenin kapsamına birden fazla teşebbüs arasında yapılan uygulamalar girmektedir. Bir teşebbüs tarafından tek taraflı olarak gerçekleştirilen bir uygulama, rekabet üzerindeki etkisine bakılmaksızın bu madde kapsamı dışındadır1. Teşebbüsler arasında kanunun kapsamında değerlendirilecek olan uygulamanın taraflar arasındaki bir anlaşmadan kaynaklanıyor olması gereklidir. Anlaşmanın madde kapsamında değerlendirilmesi için herhangi bir şekil şartı yoktur.2 Önemli olan tarafların rekabete aykırı bir amacı gerçekleştirmek için bir fikir birliğine varmış olmalarıdır.3 Ayrıca, anlaşma taraflarının anlaşmaya girme motivasyonlarının da aynı olması gerekli değildir. Taraflar arasında varlığı iddia edilen anlaşma ya da, gizli işbirliğinin ispatı için ise olayın özellikleri ve taraflar incelenmelidir.4

Tarafların aralarındaki yukarıda sözü edilen koşullara uygun olarak yapılmış olan anlaşmaların rekabeti kısıtlayıp kısıtlamadığı konusunda mahkemelerin yaptığı iki analiz vardır. Bunlardan ilki olan per se aykırılık durumunda taraflar arasında söz konusu olan anlaşmanın rekabet hukuku üzerindeki menfi etkileri o derece büyüktür ki, tarafların bu kısıtlayıcı etkileri olan anlaşmayı haklı gösterme imkanları bulunmamaktadır. Per se aykırılık yaratan bu tür davranışların değişmez bir sonucu da anlaşmanın ticaret ve piyasadaki rekabet üzerindeki olumsuz etkileri sebebiyle tüketicilere yansıyacak olan fiyatın artması ve arzın azalmasıdır.5 Per se aykırılıklara yatay fiyat belirleme, rakipler arasında pazar paylaşımı örnek olarak verilebilir. Bu açık hukuka aykırılıkların piyasadaki rekabet üzerinde taraflarca gösterilebilecek olumlu hiçbir etkileri olması mümkün değildir. Per se dışında bir de rule of reason analizi ile incelenen durumlar vardır. Bir per se kusur oluşturmayan her davranış rule of reason analizi ile incelenecektir. Bu analiz ile birlikte, hukuka aykırılık iddiasına konu olan davranışın makul sayılıp sayılamayacağı incelemeyi yapan mahkeme tarafından değerlendirilecektir. İlk bakışta hukuka aykırı olarak değerlendirilen bir davranış neticesinde rekabet olumlu bir şekilde etkileniyorsa, bu durum sözkonusu davranışın rekabet kurallarına aykırılığını ortadan kaldırabilir.

Bütün bu yukarıda sayılan kriterlerin bulunmasına rağmen yine de bir davranışın analizi sırasında per se ya da rule of reason incelemelerinden hangisinin uygulanıp uygulanmayacağı kesin olmayabilmektedir. Bu yüzden mahkemeler vaka vaka bir inceleme yapmakta ve önlerindeki davanın ayırt edici özelliklerine göre bir değerlendirme yoluna gitmektedirler. Bu değerlendirme yapılırken davranışa konu olan piyasanın durumu ve yapısı gibi unsurlar göz önüne alınmakta ve davranışın uygulanması ile ortaya çıkabilecek olan sonuçlar ışığında ileriye yönelik bir değerlendirme de söz konusu olabilmektedir.