Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Avrupa Birliği’nin Rekabet Politikasının Değerlendirmesi

Tunay KÖKSAL

1. Avrupa Birliği’nin Rekabet Mevzuatına Genel Bakış

*Rekabet Kurumu Başkan DanışmanıBilindiği gibi Avrupa Ülkelerinin iç pazarı oluşturmak için başlattıkları ekonomik bütünleşme girişimi devam eden bir süreçtir. Bu bağlamda giderek daha fazla ülke Avrupa Biriliği’ne (AB) katılmakta ve üye ülkelerin Birlik ile bütünleşme düzeyi zaman içinde artmaktadır. Bütünleşmiş ve hemen hemen eşit koşullarda gelişen bir Avrupa yaratmak için de, Avrupa iç pazarına ulaşmak amacıyla ekonomik koşullar adım adım uyumlaştırılmaktadır. İç pazarın tamamlanması için bir rekabet politikasının varlığı şarttır. İç pazarın varoluş nedeni, tüm üye devletlerde firmaların eşit seviyede rekabet etmesine fırsat vermektedir. Bu çerçevede rekabet politikası;

Avrupa hukukunun oluşumu devam eden bir süreçtir. Bu hukukun oluşumu konusunda günümüzde gelinen nokta genel olarak Topluluk mevzuatı (“acquis communautaire”) olarak adlandırılmakta ve bu terim Avrupa Hukukunun evriminin mevcut durumunu göstermektedir. AB rekabet politikası, firmaların koruyucu anlaşmalar yoluyla pazarı paylaşmalarını önleyerek iç pazarın tekliğini garanti etmeli ve belirli piyasaların tekelleşmesine engel olmalıdır. Piyasalar kısıtlayıcı anlaşmalar veya şirket birleşmeleri sonucunda tekel hale gelebilmektedir. Rekabet kurallarının, piyasa güçlerine dayalı bir Avrupa ekonomik alanın etkili işlev görebilmesini sağlaması amaçlanmaktadır. Avrupa Topluluğu’nun rekabet politikası (AT Antlaşmasının 81 ila 89. maddeleri, eski 81 ila 94) beş ana ilkeye dayalıdır:

Bununla birlikte, özellikle teşebbüsler arasındaki bir anlaşma, ürünlerin üretimi veya dağıtımını iyileştirmesi yada teknik ilerlemeyi teşvik etmesi halinde ilk iki ilkeden sapma söz konusu olabilmektedir. Sosyal sübvansiyonlar veya kültür ve mirasın korunmasını teşvik amaçlı sübvansiyonlar da rekabet kurallarının katı uygulamasındaki istisna örnekleri arasında yer almaktadır. Öte yandan rekabet kuralları, bir veya daha fazla firmanın daha zayıf firmalar üzerindeki ekonomik güçlerini uygunsuz şekilde kullanmasını önlemeyi amaçlamaktadır. Buradaki amaç hakim durumun kötüye kullanılmasının önlenmesidir. Yine üye devlet hükümetlerinin kamu işletmeleri lehine ayrımcılık yaparak veya devlet yardımlarını özel sektör işletmelerine vererek kuralları bozma girişimlerinin de önlenmesi gerekmektedir. AB’de etkili bir rekabet politikası uygulanabilmesindeki güçlük, Topluluğun bazen çelişkili gibi görünen amaçları sürekli ele almak zorunda olmasında yatmaktadır, çünkü Topluluk;