Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Komisyon, Ulusal Rekabet Otoriteleri ve Ulusal Yargı Arasındaki İşbirliği

Meltem İPEKLİOĞLU

Avrupa Birliği Komisyonu, Birliğin rekabet hukukuna ilişkin uygulamalarını adem-i merkeziyetçi bir biçimde yapılabilmesi için ulusal yargı organları ve Komisyon arasındaki işbirliğini arttıracak bazı yeni uygulamalar planlamaktadır. Bilindiği üzere, Avrupa Birliği’nde Komisyon ve üye ülkelerin rekabet kurumlarının birbirleriyle uyumlu biçimde hareket ve bunlara Adalet Divanı ve Bidayet Mahkemesi’nin de dahil olduğu bir rekabet hukuku sistemi uygulanmaktadırlar.

Ulusal rekabet kurumlarının ve Komisyon’un görevleri, hakları ve gücü 17 sayılı tebliğin 9’uncu maddesine dayanılarak verilmiştir. Bu maddeye göre üye ülkelerin imzaladığı kurucu Roma Antlaşması’nın 85 ve 86’ncı maddeleri ve Amsterdam Antlaşması’nın 81 ve 82’nci maddelerinin belirttiği kurallar dahilinde ülkelerin ulusal erkleri güçlerini Komisyon’a devredip, Komisyon’un belirlediği kuralları uygulamakla yükümlü hale geldiler. Diğer yandan, ulusal rekabet kurumları 81’inci maddenin 3’üncü bendinde belirtilen mufiyetleri vermek hakkına sahip değillerdi. Öte yandan Bireysel muafiyet verme durumlarında Komisyon’un koyduğu, belirlediği kanun ve kararlar çerçevesinde hareket etmek durumundalardır. Ancak bu durum taşımacılık sektöründe geçerli değildir.

Avrupa Birliği Komisyonu ulusal rekabet otoritelerinin gücünü ve otoritesini arttırmanın Birlik dahilinde rekabet kurallarının daha iyi uygulanabilmesini sağlayacağını düşünmektedir. Avrupa Birliği’ni ilgilendiren rekabet düzenlemeleri ve uygulamaları tek bir kurum tarafından çözüme ulaştırılmalıdır. Bu kurum Komisyon ya da ülkelerin ulusal rekabet otoriteleridir. Üye ülkelerin rekabet otoriteleri soruşturmaların konusunu oluşturan pazar hakkında Komisyon’dan çok daha ayrıntılı ve iyi bilgilere sahip olmaları doğal bir olgudur. Aynı zamanda hangi kısıtlayıcı davranışın o pazar içinde hakim durum yaratabileceğini ya da hakim durumun kötüye kullanımına yol açabileceğini daha iyi belirleyebilmektelerdir.