Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Cengiz ve Diğerleri / Türkiye Karar İncelemesi

Cengiz and Others v. Turkey

Yasemin Filiz SAYGILAR KIRIT,Özge SIRMA GEZER

Ankara Sulh Mahkemesi kararıyla Mayıs 2008’de YouTube internet sitesine erişimin engellenmesinin ardından başvurucular, sosyal medya kullanıcısı sıfatıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. Maddesinde yer alan İfade Özgürlüğü haklarının ihlal edildiği iddiasında bulunmuşlardır.

İfade Özgürlüğü, Sosyal Medya, İnternet Erişimin Engellenmesi, AİHM.

On May 2008, the Ankara Criminal Court of First Instance made an order for the blocking of access to the website http://www.youtube.com. The applicants complained that the measure taken by the domestic courts had prevented them from having access to YouTube. They submitted that the measure amounted to an infringement of their right to freedom to receive and impart information and ideas, guaranteed by Article 10 of the Convention.

Freedom of Speech, Social Media, Blocking of Access, ECHR.

I. Olayın Özeti

Mayıs 2008'de Türk Hükümeti, popüler video paylaşım sitesi YouTube'a olan tüm erişimini engellediğinde, başvurucular Serkan Cengiz, Yaman Akdeniz ve Kerem Altıparmak çeşitli üniversitelerde öğretim üyeliği yapmaktadırlar. Başvurucular Mayıs 2008’de söz konusu sitede yayınlanan on sayfanın (on adet video dosyası) içeriğinin Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanun’u ihlal ettiği gerekçesiyle, siteye erişimin kaldırılması hususunda karar veren Ankara Sulh Ceza Mahkemesi kararı ile daha sonra aynı internet sitesine erişimi engelleyen Sulh Ceza Mahkemesi ek kararına, adı geçen sitenin kullanıcısı sıfatıyla söz konusu engelleme kararının haber ve görüş alma ve haber verme özgürlüğü haklarının özüne ciddi bir zarar verdiği gerekçesi ile itiraz etmişlerdir1.

II. Mercii Görüşleri

Ankara Sulh Ceza Mahkemesi 5 Mayıs 2008 tarihli kararıyla, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ile 2, 3 ve 9. fıkralarına dayanarak, YouTube isimli sitede yer alan on sayfanın içeriği nedeniyle 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’u ihlal ettiği gerekçesiyle söz konusu siteye ve bu siteye erişimi sağlayan adreslere erişimin engellenmesine karar vermiştir. Başvurucuların itirazları anılan Ankara Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın mevzuata uygun olması ve YouTube tarafından bu yayınlara dünyanın diğer yerlerinden erişimin mümkün olması nedenleriyle reddedilmiştir. Mahkeme ayrıca başvurucuların itiraz hakkına sahip olmadıklarına da karar vermiştir. Ankara Asliye Ceza Mahkemesi 2 Temmuz 2010 tarihinde, Ankara Sulh Ceza Mahkemesi’nin itirazın reddi kararını, usul kurallarına uygun olmasını ve mahkemeye tanınan takdir yetkisinden kaynaklanmasını göz önünde bulundurarak onaylamıştır2 .

Sulh Ceza Mahkemesi 17 Haziran 2010 tarihinde söz konusu internet sitesi ile ilgili YouTube internet sitesine ve ihtilaf konusu siteye ait diğer kırk dört IP adresine erişimin engellenmesine ek bir karar vermiştir. Akdeniz ve Altıparmak 23 Haziran 2010 tarihinde, bu ek karara itiraz etmişlerdir. Ankara Sulh Ceza Mahkemesi 1 Temmuz 2010 tarihinde, iki başvuran, YouTube’un temsilcileri ve İnternet Teknolojileri Derneği’nin temsilcileri tarafından yapılan itirazı reddetmiştir. Türkiye’den videolara erişilememesi sorunuyla ilgili olarak ise, söz konusu videoların web sitesinin veri tabanından çıkarılmayıp yayınına devam edilerek sadece Türkiye’de erişiminin engellendiğini ancak diğer ülkelerdeki internet kullanıcıları tarafından erişilebilir olduğunu tekrarlamıştır. Mahkeme ayrıca, başvuranların davaya taraf olmamaları nedeniyle bu tür kararlara itiraz etme haklarının bulunmadığını da yinelemiştir. Mahkeme tüm bu gerekçelerle anılan sitenin kanuna aykırı olarak yayına devam ettiği kanısına vararak, ihtilaf konusu engellemenin mevzuatın gereklerine uygun olduğuna karar vermiştir. Ankara Asliye Ceza Mahkemesi Ankara Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararını onaylayarak başvuranların itirazlarını reddetmiştir. Böylece söz konusu yasak, 5 Mayıs 2008'den 30 Ekim 2010'a kadar yürürlükte kalmıştır. İç hukuk yollarından bir sonuç alamayan başvurucular erişim yasağının Sözleşme’nin 10 maddesinde yer alan haber ve fikir alma özgürlüğü haklarına aykırı olduğu iddiasıyla AİHM’e başvuruda bulunmuşlardır3 .

AİHM, somut olayda, bilhassa söz konusu sitenin önemli özelliklerinin yanı sıra ihtilaf konusu olan erişimin engellenmesi kararının ilgililerin akademik çalışmaları üzerindeki etkilerinin altını çizerek, başvuranların aktif YouTube kullanıcıları olarak başvuruda bulunduklarının tespitini yapmış, internet sitelerinin ifade özgürlüğünün kullanılması konusunda arz ettiği önemle ilgili olarak, “internet sitelerinin, erişilebilirlikleri ve çok sayıda veriyi saklamak ve yaymak konusundaki yeterlilikleri sayesinde, halkın güncel haberlere erişimine ve daha genel olarak haberlerin iletilmesinin kolaylaşmasına büyük oranda hizmet ettiklerini” hatırlatmıştır. Mahkemeye göre, kullanıcıların internet üzerinden kendilerini anlatma/ifade etme imkanı, ifade özgürlüğünün kullanılması bakımından emsalsiz bir araç olarak görülmelidir. Bu bağlamda, Mahkeme, YouTube’un video barındıran bir web sitesi olduğunu dile getirerek, söz konusu site kullanıcılarının site üzerinden video gönderebildiklerini, seyredebildiklerini ve paylaşabildiklerini ve bunun haber ve görüş alma ve verme özgürlüğünün kullanılması bakımından da önemli bir araç olduğunu gözlemlediğini dile getirmiştir. AİHM’e göre, özellikle, başvuranların dile getirdikleri üzere, geleneksel medya tarafından göz ardı edilen birtakım siyasi içerikler, genellikle internet yoluyla ortaya çıkmakta ve bu durum vatandaş gazeteciliğinin doğmasına neden olmaktadır. Mahkeme ayrıca, bu özgürlüğün kullanılmasında aranılan amacın niteliğinin ya da kişilerin rollerinin gerçek ya da tüzel kişi olmalarına bakılmaksızın Sözleşme’nin 10. maddesiyle “herkesin” haber ve görüş alma ve verme özgürlüğünü güvence altına alındığının altını çizmiştir. Bilindiği gibi Mahkeme davanın içeriğinden önce yapılan şikayetin kabul edilebilirlik koşullarını karşılayıp karşılamadığını ele almaktadır. Bu şartlardan biri de başvuranların mağdur statüsüne sahip olmaları ve ihlalden etkilenmeleridir. Mahkeme anılan dava bakımından bu koşulu değerlendirirken başvuranların ilgili web sitesini kullanma biçimini ve engelleme kararının başvuranlar üzerinde ne gibi sonuçlar doğurduğunu dikkate almıştır. Bu noktada Mahkeme başvuranların akademik çalışmalarıyla ilgili videolara erişen ve yükleyen aktif YouTube kullanıcıları olduğuna dikkat çekmiştir. Bu noktada söz konusu davanın daha önce verilen Tanrıkulu ve Akdeniz davalarından ayrıldığını dile getirmiştir. Mahkeme, başvuranın mağdur statüsünü kabul ettikten sonra, Sözleşmenin 10’uncu maddesinin ihlal edilip edilmediğini değerlendirmiştir. YouTube'un engellenmesinin doğrudan başvuru sahiplerini hedeflememekle birlikte, yasağın bilgi ve fikir alma ve yayma hakkını etkilediğini kabul ederek, yasağın başvuranların ifade özgürlüğü hakkına müdahale olduğunu tespit etmiştir4 .

III. Hukuki Sorun

Dava konusu olayda Mahkemenin ele aldığı hukuki sorun, söz konusu erişim engelleme kararları ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10’uncu maddesinde yer alan “İfade Özgürlüğü” hakkının ihlal edilip edilmediğine ilişkindir.