Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Coğrafi İşaretler

Geographical Signs

Ümit Melih METİNTAŞ

Fikri Mülkiyet Hukuku değişen dünyada önemi son derece fazla olan hukuk disiplinlerinden biri haline gelmiştir. İçinde bulunduğumuz yüzyılda bu eğilimin giderek artacağını da rahatlıkla söylememiz mümkündür. Kuşkusuz bunda dünya toplumların hızlı bir şekilde kentleşmesi, devletlerin yenilikçi teknolojilerdeki varlık mücadelesi ve ekonomik üstünlük kurma arzusu gibi çok sayıda faktörün etkisi bulunmaktadır. Tüm bunlar ve daha fazlası piyasalara hâkim olan liberal ekonomi modelini daha da rekabetçi kılmaktadır. Haliyle de bir mal veya hizmetin arzı kadar o mal ve hizmetin sahip olduğu hakların hukuk düzeninin sağladığı imkânlar ölçüsünde korunmasını sağlamak da üreticiler için menfaatleri adına elzem hale gelmiştir.Çalışmamda fikri mülkiyet hukukunda nispeten arka planda kalmış olan coğrafi işaretleri incelemiş bulunmaktayım. Coğrafi işaretlerin, ekonomisi tarıma dayalı toplumlardan kentleşme oranı yüksek sanayi toplumlarına kadar dünya üzerindeki tüm ekonomik sistemler için çok önemli olduğu düşüncesindeyim. Fransa ve İtalya gibi sanayileşmiş ülkeler dahi tarımsal üretim ve bu alanda yarattığı markalarla yüksek ekonomik kazançlar sağlamaktadır. Ülkemiz için de coğrafi işaretlerin özellikle kırsal kalkınma adına büyük bir fırsat olacağı kanaatindeyim. Bu çerçevede konunun hem teorik hem de tescil prosedürünü içeren pratik kısmını incelemeye çalışmış bulunmaktayım.

Coğrafi İşaretler, Sınai Mülkiyet Kanunu, Türk Patent ve Marka Kurumu, Tescil, Hükümsüzlük, Haksız Fiil.

Intellectual property law has become one of the most important disciplines of law in the changing world. We can easily say that this tendency will increase gradually in the century, which we live in. Of course, there are many factors in this, such as the rapid urbanization of world societies, the struggle of existence of States in innovative technologies and the desire to establish economic superiority. All this and more makes the model of the liberal economy, which dominates the markets, even more competitive. Therefore, it has become essential for producers to protect the rights of the goods and services as much as the provision of the legal order as far as the supply of a good or service.In my study, I have examined the geographical signs that have remained relatively in the background of intellectual property law. I believe that geographical signs is very important for all economic systems in the world from, from agriculture based societies to industrial societies with high urbanization rates. Even industrialized countries such as France and Italy provide high economic gains with agricultural production and brands created in this area. I believe that geographical signs will be a great opportunity for our country, especially for rural development. In this context, I have tried to examine both the theoretical part and the practical part of the subject, which includes the registration procedure.

Geographical Signs, Industrial Property Law, Turkish Patent and Trademark Office, Registration, Invalidity, Tortious Act.

Giriş

Tüketicileri bir mal veya hizmeti satın almaya yönlendiren çeşitli etkenler vardır. Bu etkenler tüketicinin alışkanlıkları, ihtiyaçları ya da beğenilme arzusu olabileceği gibi ürünün kalitesi, fiyatı veya diğer karakteristik özellikleri de olabilir. Günümüz dünyasında ve özellikle belli bir refah seviyesini yakalamış toplumlarda, ürünün fiyatı kadar en az kalitesi, itibarı ve diğer karakteristik özellikleri de önemlidir. Bu noktada her yaştan tüketicilerin bir ürün alırken çok ya da az bazı tercihleri ve belli öncelikleri olabilmektedir. Örneğin bir pazar tezgâhında patates alırken Nevşehir Patatesini, sarımsakta ise Taşköprü Sarımsağını tercih ederiz. Afyon Kaymağını veya Kayseri Pastırmasını alırken kalitesinde hiç tereddüt yaşamaz, rakı da ise önceliğimizi Tekirdağ Rakısından yana kullanırız. Biz tüketiciler yukarıda sayılan ürünleri sadece belli bir yöreyle anılıyor oldukları için değil; kalitesini, itibarını ve diğer önemli karakteristik özelliklerini de söz konusu yöreden aldıkları için tercih ederiz. İşte bu ürünler coğrafi işaret olarak adlandırılmakta ve hem ulusal mevzuatımızda hem de uluslararası sözleşmelerde önemi her geçen gün artan bir şekilde korunmaktadır. Tam olarak tanımını verecek olursak coğrafi işaret; belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işarettir (Sına Mülkiyet Kanunu1 m. 34/ I). Bu çalışmada temel olarak, coğrafi işaretleri düzenleyen ulusal ve uluslararası mevzuatın, fikri mülkiyet hukuku alanında önde gelen hukukçularımızın yazmış olduğu kitapların ve internet ortamında yapılan araştırmaların ışığında coğrafi işaretler konusu üzerinde durulacak; bu işaretlerin ne olduğu, neyi amaçladığı, nasıl bir sistemi bizlere sunduğu, hukuki altyapısı ve işletilen prosedürü ile en nihayetinde önemi ortaya konulacaktır.

I. Tarihçe

Coğrafi işaretler kavramsal olarak çok eskiye dayanmalarına rağmen, hukuki konuda kavuştukları koruma, sadece ülkemizde değil dünyada da oldukça yenidir. Coğrafi işaretler hukukunun dünyadaki gelişim sürecinde TRIPS (Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Anlaşması) dönüm noktası olmuştur. TRIPS’e gelene kadar yapılmış olan Paris Sözleşmesi, Madrid Sözleşmesi, Lizbon Sözleşme ve Avrupa Birliği Düzenlemeleri hukukun bu alanının şekillenmesine ciddi katkılarda bulunmuş; ama ne yazık ki hiçbiri etkili korumayı sağlayamamıştır. ‘Coğrafi işaret’ kavramının kullanıldığı ilk uluslararası düzenleme olan TRIPS ise bugün için coğrafi işaret hukuku alanındaki düzenlemeler arasında en çok imzacı devlete sahip olan, en geniş kapsamlı ve etkili korumayı sağlayan anlaşmadır. Fakat hukukun söz konusu dalının tüm bu çabalara rağmen dünyada yeterince önemi fark edilebilmiş değildir.

Ülkemizdeki mevcut durum ise çok da farklı sayılmaz. “Her ne kadar coğrafi işaretlerin koruma çabaları 1930’lu yıllara dayansa da bu çaba ne yazık ki 1995 yılından önce sonuç vermemiştir2 . 1995 yılında yasa koyucunun bu konuda harekete geçmesinin nedeni ise Gümrük Birliği’dir. Türkiye doksanlı yılların başında Avrupa ile ekonomik anlamda güçlü bir entegrasyonu yakalamak için, neredeyse tamamını aynı zamanda Avrupa Birliği üyesi devletlerin oluşturduğu, Gümrük Birliği’ne katılma yönünde yoğun çabalar içine girmiştir. Gümrük Birliği rejiminin ön koşullarından biri de, fikri ve sınai mülkiyet haklarının Avrupa Birliği ile eşdeğer koruma sağlayacak bir hukuki alt yapıya sahip olmasıdır. İşte bu sebeple de alelacele ve Avrupa’daki mevzuatın dilimize çevrilmesi yoluyla bir dizi kanun hükmünde kararname yayınlanmıştır. Coğrafi işaretlerle ilgili olan ise “555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”dir3 . Bu kararname, ülkemizde coğrafi işaretlere yirmi yılı aşkın bir süre koruma sağlamıştır. 2000’li yıllara geldiğimizde “Coğrafi İşaretlerin ve Geleneksel Özellikli Ürün Adlarının Korunması Hakkında Kanun Taslağı” ortaya konulmuş; en nihayetinde 2017 yılında yürürlüğe giren “Sınai Mülkiyet Kanunu” ile de coğrafi işaretler kanun nezdinde koruma altına alınabilmiştir.

II. Coğrafi İşaretlere Genel Bakış

Bir yörenin suyu, meyvesi, toprağı, çakılı, doğanın bir armağanı şeklinde diğer yörelerden farklı olabilir, bir yörede şifalı ılıcalar bulunabilir; el sanatları yılların verdiği birikimle yapılıyor olabilir; halısı ve motifleri, kullanılan kök boyalar ve düğüm teknikleriyle ün kazanmış olabilir4 . İşte “Sınai Mülkiyet Kanun”u ile doğal ve beşerî unsurların bir araya gelmesi sonucu oluşan gıda, tarım, maden, el sanatları ürünleriyle sanayi ürünlerinin tescil edilmesi şartıyla, coğrafi işaret veya geleneksel ürün adı olarak korunması amaçlanmıştır (SMK m. 33). Yasa koyucu burada coğrafi işaretleri SMK’dan önce düzenleyen Coğ.İş.KHK’dekine benzeyen bir ifadeyi yasalaştırmıştır.5