Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Müteselsil Kefalette Def’iler

Exceptio Related to Joint Guaranty

Özlem ACAR ÜNAL

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte, kişisel bir teminat olan kefalet sözleşmesinde önemli bir takım değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerden bir kısmı, müteselsil kefalet sözleşmesine ilişkindir. Bu doğrultuda müteselsil kefil, 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu zamanında sahip olmadığı bir takım yeni savunma imkanlarına kavuşmuştur.Müteselsil kefil, yalnızca müteselsil kefalet sözleşmesine özgü savunma imkanlarına başvurabileceği gibi genel olarak kefalet sözleşmesinden kaynaklanan diğer savunma imkanlarından da yararlanabilmektedir. Bunun dışında asıl borçlunun veya mirasçılarının sahip olduğu savunma imkanlarına da başvurabilmektedir. Ayrıca müteselsil kefilin alacaklıyla arasındaki kişisel ilişkilere dayanan savunmaları da söz konusu olabilmektedir.

Müteselsil Kefalet, Def’i, Rehin, Alacaklı, Kefil.

As the Turkish Code of Obligations, numbered 6098, came into operation several amendments came into force in bailment contracts, which have personal guaranty involved. Some of these amendments are related to Joint Guaranty Agreements. Accordingly Joint Guarantor has the chance to have new rights of defence which he/she didn’t have in time which the previous Turkish Code of Obligations, numbered 818, was in force.The Joint Guarantor can appeal for defence opportunities which are peculiar only to Joint Guaranty Agreements while he/she also can appeal for any other defence opportunities which arise from bailment contracts in general. Besides he/she also can appeal for any defence opprtunities which the principal deptor or the inheritors have. Additionally the advocacy based on personal relationships between the joint guarantor and the obligee, can also be in question.

Joint Guaranty, Exceptio, Pledge, Obligee, Bail.

I. Müteselsil Kefilin Alacaklıya Karşı İleri Sürebileceği Def’iler

TBK md. 591’de1 “def’iler” başlığı altında kefilin alacaklıya karşı sahip olduğu savunma imkanları düzenlenmiştir. Söz konusu def’i kavramına, teknik anlamda kullanılan def’ilerin (dar anlamda def’ilerin) yanında itirazların da girdiği doktrinde kabul edilmektedir2 .

TBK md. 591/f.1’deki düzenlemeye göre kefil, asıl borçluya veya mirasçılarına ait olan bütün def’ileri alacaklıya karşı ileri sürme hakkına sahiptir. Kefilin asıl borçluya veya mirasçılarına ait olan def’ileri ileri sürme hakkı tüm kefalet sözleşmesi türlerini kapsadığından, müteselsil kefil için de bir hak oluşturmaktadır. Madde metninde, kefilin söz konusu def’ileri ileri sürmesinin kendisi için bir hak olmasının yanı sıra bir zorunluluk da olduğu ifade edilmiştir. Kefilin asıl borçluya ait def’ileri ileri sürmemesinin yaptırımı, asıl borçluya rücu aşamasında gündeme gelecektir. TBK md. 591/f.3 hükmüne göre, kefil asıl borçluya ait def’ilerin varlığını bilmeden alacaklıya ödemede bulunsa dahi rücu hakkına sahip olacaktır. Ancak asıl borçlu, kefilin söz konusu def’ilerin varlığını bildiğini ya da bilmesi gerektiğini ispat ederse, def’ilerin ileri sürülmesiyle azalacak ödeme ölçüsünde, kefil borçluya rücu hakkını kaybedecektir.

TBK md. 591/f.1’de ise kefilin, asıl borçlunun ödeme güçsüzlüğünden doğan def’ileri ileri süremeyeceği düzenlenmiştir. Alacaklının kefalet sözleşmesi yapma amacı, borçlunun ödeme güçsüzlüğüne karşı bir güvenceye sahip olmak olduğuna göre, kefilin asıl borçlunun ödeme güçsüzlüğünden doğan def’ileri ileri süremeyeceği açıktır.

Kefil asıl borçluya veya mirasçılarına ait olan savunma imkanları haricinde, kefalet sözleşmesinden ve alacaklıyla arasındaki ilişkiden doğan savunma sebeplerini de ileri sürme imkanına sahiptir. Kefilin söz konusu savunma imkanlarını ileri sürmemesi halinde, asıl borçluya ait olan savunma sebeplerinden farklı olarak, herhangi bir hak kaybı söz konusu olmayacaktır. Böyle bir durumda kefil, alacaklıya yaptığı ödemeyi asıl borçluya rücu edebilecektir3 .

Bu çerçevede, müteselsil kefilin alacaklıya karşı ileri sürebileceği def’ileri dört ana başlık altında toplamak mümkündür:

- Kefalet sözleşmesinden kaynaklanan def’iler,
- Asıl borç ilişkisinden kaynaklanan def’iler,
- Asıl borçlunun ölümü üzerine mirasçılarına ait olan ve kefilin ileri sürebileceği def’iler,
- Müteselsil kefilin alacaklıyla arasındaki kişisel ilişkiden kaynaklanan def’ilerdir.

Müteselsil kefilin kefalet sözleşmesinden kaynaklanan def’ilerini ise iki alt başlık altında incelemek mümkündür. Bunlar;