Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Avrupa Birliği Telekomünikasyon Sektörü ve Öncü Stratejik İşbirlikleri

M. Fevzi TOKSOY

Stratejik işbirliği terimi rekabet hukukunda “teşebbüsler arasında tam bir yoğunlaşma seviyesine ulaşmayan ancak sınırlı bir işbirliği anlaşmasından öteye taahütler içeren kapsamlı düzenlemeler” olarak tanımlanmaktadır.

Avrupa Birliği telekomünikasyon sektörü, yukarıdaki tanıma uyan stratejik işbirliklerinin en çok ortaya çıktığı sektörlerden biri olarak dikkat çeker. Bu tip işbirliklerinin gelişim süreci ise çeşitli dönemler itibariyle yoğunluk kazanmıştır. Bu dönemlerden ilki Komisyon’un telekomünikasyon sektörünü rekabete açma çabalarının başladığı 90’lı yılların başından 13 Mart 1996 tarihli Komisyon yönergesiyle1 telekomünikasyon piyasasında tam rekabetin sağlanmasına yönelik olarak telekomünikasyon altyapıları ve telefon hizmetleri tekellerine ilişkin tasviye kararının uygulamaya geçmesi için 1 Ocak 1998 tarihini belirlenmesine kadar geçen süreyi kapsar. İkinci dönem olarak ise Üye Ülkelerin çoğu için liberalizasyon miladı olarak tespit edilen 1 Ocak 1998 tarihinden günümüze kadar geçen süre belirleyicidir2. Her iki dönemde de stratejik işbirlikleri -yoğunlaşmaların yanı sıra- sektörde faaliyet gösteren teşebbüsler tarafından ağırlıklı bir tercih olma özelliğini korumuştur.

Avrupa Birliği telekomünikasyon sektörünün içerisinde bulunduğu liberalizasyon sürecinin rekabet hukuku açısından ne kadar sağlıklı bir yapıya sahip olduğu tartışmalıdır. Komisyon’un liberalizasyona yönelik çabalarının nihai hedefi, elbette ki, daha önce kamu karakterli tekeller konumundaki operatörlerin AB veya global bazda gerçekleştirdikleri yoğunlaşma işlemleri ve stratejik işbirlikleri neticesinde kılık değiştirerek rekabete açık piyasaların kartelleri konumuna gelmeleri değildir. Hakim durumdaki teşebbüslerin bu hakim durumlarının sadece tekelci hakların ellerinden alınmasıyla ortadan kaldırılamayacağı da bir o kadar açıktır. Telekomünikasyon sektöründe pazara yeni girişlerin büyük çaplı yatırım ve Birlik düzenlemelerine uyum gerektirmesi ise eski tekellerin karşısına yeni rakiplerin çıkmasını çok zorlaştırmakta. Bu durumda da, Komisyon’a kalan tek görev, -AB menşeli firmalar arasında gerçekleştirilenler de dahil olmak üzere- uluslararası telekom devlerinin gerçekleştirdikleri ve Birlik sınırları içerisinde etkisini gösteren yoğunlaşma işlemleri ve stratejik işbirliklerinin bekçiliğini yapmaktır. Komisyon’un bu görevini nasıl yerine getirdiğini anlayabilmek için Komisyon’un özellikle 90’lı yılların başında gerçekleşen ve sektörde öncü niteliği taşıyan teşebbüslerarası stratejik işbirliklerini rekabet hukuku açısından ne şekilde değerlendirildiğini incelemekte fayda vardır.