Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Rekabet Kurallarının Dağıtım Anlaşmalarına Uygulanması ve Rekabet Kurulu’nun Bu Konuya İlişkin Tebliğleri

Yılmaz ASLAN

1. Giriş

Dağıtım anlaşmaları üretilmiş olan bir ürünün, malın alıcılarına ulaştırılmasında uygulanan pazarlama şekillerini kapsayan anlaşmalardır. Bir ürünün pazarlanması çok çeşitli şekillerde yapılabilmektedir. Bu pazarlama çeşitleri genellikle ürünün ve pazarın özelliklerine göre farklılaşmaktadır. Bu pazarlama şekillerine genel ad olarak dağıtım anlaşmaları denmektedir. Dağıtım anlaşmalarının hukuki tanımlamaları yapılırken bunların içerdikleri karşılıklı hak ve yükümlülüklerin nitelikleri dikkate alınır ve bu hak ve yükümlülüklerin niteliklerine göre dağıtım anlaşmalarına uygulanacak olan hukuk kuralları birbirinden farklıdır. Ancak burada dağıtım anlaşmalarının genel hukuk kuralları karşısındaki durumuna değinilmeyecektir. Fakat rekabet hukuku hükümleri karşısında, birbirinden farklı hak ve yükümlülükler taşıyan bu dağıtım anlaşmalarının bazı ortak özellikleri ve durumları üzerinde durulacaktır. Dağıtım anlaşmaları iktisadi rekabet üzerinde birbirinden farklı etkiler doğururlar ve bu nedenle bunlara farklı davranılır. Bu açıdan Avrupa Topluluğu uygulamalarına bakacak olursak tek elden dağıtım, tek elden satın alma, franchise ve motorlu taşıtlar dağıtım anlaşmalarına birbirinden farklı davranıldığını bu farklılıklara rağmen pek çok ortak ilkenin uygulandığını görüyoruz. Rekabet Kurulumuz da tekelden satınalma ve tek elden dağıtım anlaşmalarına ilişkin olarak 1997/3 ve 1997/4 sayılı tebliğleri çıkartmış bulunmaktadır. Ayrıca motorlu taşıtlar dağıtımına ilişkin olarak da 1998/3 sayılı bir tebliğ çıkarılmıştır. Diğer konuda Rekabet Kurulu’nun politikası henüz belirlenmemiştir. Ancak Gümrük Birliği kararının hükümleri nedeniyle, kanunun kabul ettiği sistem gibi Rekabet Kurulu’nun ele alacağı konuların Avrupa Rekabet hukuku sistemine uygun olacağını varsayabiliriz. Bu nedenle yer yer Avrupa Topluluğu Tüzükleri’ne de atıflar yapılarak dağıtım anlaşmaları bir bütün olarak rekabet hukuku karşısında değerlendirilmeye çalışılacaktır.

2. Dağıtım Anlaşmaları Hakkında Genel Bilgiler

Dağıtım anlaşmaları bir ürünün üretimden son tüketiciye ulaşıncaya kadar geçtiği aşamaları birbiriyle birleştiren anlaşmalardır. Yani üretici ile dağıtıcı, onunla toptancı ve onunla parekendeci arasında yapılan dağıtım anlaşmalarının birer basamağını oluştururlar. Bu gibi anlaşmalar üretimden tüketime kadar geçen farklı basamakları birbiriyle birleştirdiği için bunlara dikey anlaşmalar da denir. Yatay şekilde yapılan yani üreticiler arasında yapılan dağıtım anlaşmaları genellikle rekabet açısından tehlikeli görüldüğü için grup muafiyeti kapsamı dışında kalmakta ve bu gibi anlaşmalar genellikle bireysel muafiyet alamamaktadır. Nitekim Rekabet Kurulu’nun 1997/3 ve 1997/4 sayılı tebliğlerinde de üreticiler arasında yapılacak dağıtım anlaşmalarının grup muafiyeti tebliği kapsamı dışında kaldığı açıkça belirtilmiştir (her iki tebliğin 4 (a) ve (b) maddeleri motorlu taşıtlar dağıtım anlaşmaları tebliğinde ise bu ilke 7 (a) maddesinde belirtilmiştir). Bunlara benzer hükümler Avrupa Topluluğu’nun mukabil tüzüklerinde de bulunmaktadır. Burada yapılacak olan açıklamalar dikey dağıtım anlaşmaları ile ilgilidir. Dağıtım anlaşmaları genellikle bir ürünün dağıtımı ve pazarlanmasında rasyonalizasyon sağlar. Buna karşın doğurdukları, toprak ve müşteri koruma gibi sonuçlar itibariyle marka içi rekabeti sınırlayıcı bir etkiye sahiptir. Dağıtım anlaşmaları öte yandan genellikle farklı markada aynı ürünler arasındaki rekabette artışa yol açabilir. Etkin dağıtım, satış öncesi ve sonrası desteklerle tüketiciye de yarar sağlayan ve rekabetçi sürecin bir parçasıdır. Bununla birlikte dağıtıcı ile üretici arasındaki düzenlemeler aynı zamanda pazarın bölünmesine ve rekabeti yoğunlaştırarak fiyatların aşağı doğru itilmesine yol açacak olan yeni girişleri önleyebilir. Bu nedenle dikey anlaşmalar rekabeti arttıracak şekilde ve etkin dağıtımı arttırmak veya entegrasyon ve rekabeti bloke etmek için kullanılabilirler. Her endüstri dağıtıma ihtiyaç duyar ve dağıtım etkinliği ve onun sağladığı hizmetin düzeyin müşteriye ulaşmaktaki rekabetçi süreçte önemli unsurdur. Çok az sayıda üretici dağıtımını bizzat kendisi yapmaktadır. Çoğunluk dağıtımını uzmanlaşmış dağıtıcılar aracılığı ile yapmaktadır. Bazı sektörlerde bilgi teknolojisi ve çağdaş just in time tekniklerine geçişle desteklenen ve hızlandırılan arz zincirindeki işbirliğinden elde edilen önemli tasarruflar bulunmaktadır. Bu durumda ürünün, üretim ihtiyacının zorlanmasıyla değil son talebin zorlanmasıyla pazara sürülmesi söz konusu olmaktadır. Yani arz talep tabanlı olarak gelişmektedir. Bunun sonucu olarak yatırımlarda önemli tasarruflar sağlanmakta ve istenmeyen malların miktarı önemli ölçüde azalmaktadır. Dağıtım dinamik bir sektördür. Bununla birlikte giriş engelleri yaratabilmektedir. Bu pazar gücünün oligopolistik pazar yapısı içinde belirli dağıtıcıların elinde toplanmasına yol açabilmektedir. Dağıtım sisteminin pazarda bütünleştirici rol oynaması gerekirken pazarları paylaştırıcı bir rol oynamaması için aracıların paralel ticaret yapabilme özgürlüğü büyük önem kazanmaktadır. Bu özellikleri nedeniyle dikey sınırlamaların her zaman rekabeti bozucu veya arttırıcı olduğunu söylemek mümkün değildir. Olaydan olaya göre değişir. Bu incelenirken pazar yapısına önem verilmelidir. Dağıtım anlaşması marka içi rekabeti sınırlarken markalar arası rekabeti arttırarak bu olumsuz yönünü dengeleyebilir. Rekabeti bozucu etilerin sadece markalar arası rekabetin zayıf olduğu ve üretim veya dağıtım seviyesinde giriş engellerinin bulunduğu hallerde ortaya çıkması muhtemeldir. Ancak dikey sınırlamaların oligopolistik pazarlarda giriş engellerinin bulunduğu hallerde ortaya çıkması daha muhtemeldir. Ancak dikey sınırlamaların oligopolistik pazarlarda giriş engelleri yarattığı ve yatay rekabeti sınırladığı olaylar vardır. Dağıtıcının yeniden satış faaliyetlerini belirleme özgürlüğünün kısıtlandığı veya mutlak topraksal koruma sağlandığı hallerde 4. maddeye aykırılık söz konusudur ve bu durumlarda 5. maddeye göre muafiyet alınması da mümkün görülmemektedir. Münferit anlaşmalar 4. madde kapsamına girmeseler bile benzer birkaç anlaşmanın toplu etkisiyle rekabet önemli ölçüde sınırlanabilir. Dağıtım anlaşmalarının rekabet hukuku ile ilgili olarak iki şekilde sorun doğurması mümkündür. Birincisi sağlayıcı ile dağıtıcı arasındaki sözleşmenin taraflara etkileri bakımından; yani anlaşmada bulunan rekabeti sınırlayıcı yükümlülükler ve ikincisi de bu anlaşmanın üçüncü kişiler üzerindeki rekabeti sınırlayıcı etkileri bakımından.

3. Dağıtım Sözleşmesinin Rekabeti Sınırlayıcı Hükümleri

Dağıtım anlaşmalarında genellikle dağıtıcı satış arttırma faaliyetlerinde yoğunlaşacağı bir bölge belirlenir ve bu bölge dışında satış faaliyetlerinde bulunması yasaklanır. Böylece ülke bölgelere ayrılır ve her bölgedeki dağıtıcıya tekel olacağı bir bölge yaratılmış olur. Bu bazen üreticinin, dağıtıcının bölgesine doğrudan satış yapmaması koşulu ile sağlanır. sadece böyle bir koşul dağıtıcıya basit tekel sağlamış olur. Buna ek olarak diğer dağıtıcıların bu bölgeye satış yapmalarını yasaklayıcı bir hüküm konulabilir, bu durumda tekel güçlendirilmiş olur. Üretici, üçüncü kişilerin de dağıtıcının bölgesine satış yapmaların önleyici tedbirler almayı üstlenirse o zaman mutlak tekel sağlanmış olur. Pazar paylaşmak kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının b bendi hükmüne göre yasaktır. Bu hükümle iki veya daha fazla işletmelerin aralarında yapacakları anlaşmalarla piyasaları bölüşmeleri yasaklanmıştır. Kanunun 5. maddesindeki koşullar varsa bu yasaklama uygulanabilir. Buna göre anlaşmanın olumlu yönleri varsa tüketici bundan yarar sağlıyorsa rekabet ilgili pazarın önemli bir bölümünde ortadan tamamen kaldırılmışsa ve bu olumlu sonuçlara ulaşmak için rekabetin kısıtlanması zorunlu ise 4. maddenin yasaklaması uygulanmayabilir. Rekabet Kurulu bu koşullara sahip anlaşmaları bir kategori olarak da 4. madde yasağından muaf tutabilir. Rekabet Kurulu belli koşulları taşıyan tek elden dağıtım anlaşmaları, motorlu taşıtlar dağıtım anlaşmaları ve tek elden satın alma anlaşmalarını grup olarak 4. madde yasağından muaf tutmuş bulunmaktadır. Şimdi bu tebliğlerde tek elden satış hakkı tanıyan hükümlerin nasıl düzenlendiği, tekelleşmenin hangi derecesine kadar izin verildiği ve bunların şartlarının neler olduğunu inceliyelim.