Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Markanın Hükümsüzlüğünün İleri Sürülmesinde Süre: Yargıtay’ın 17.11.2005 Tarihli “Meşhur Sultanahmet Halk Köftecisi” Kararının Değerlendirilmesi

Fatih BİLGİLİ

Yargıtay 17.11.2005 tarihli tanınmış marka niteliğindeki “Meşhur Sultanahmet Köftecisi” kararıyla, tanınmış markalar dışındaki markalarda da, hükümsüzlüğü ileri sürme hakkının 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olması gerektiği görüş ve uygulamasını teyit etmiş ve böylelikle bu konudaki içtihadını kökleştirmiştir. Aşağıda bu kararla birlikte hükümsüzlük davalarının açılma süresine ilişkin Yüksek Mahkememizin uygulaması değerlendirilmektedir.

Hükümsüzlük Davası, Hükümsüzlük Talebi, Hükümsüzlük Davasının Süresi, Hükümsüzlük Nedenleri, Tanınmış Markalar.

I- Olayın Özeti ve Karar

Olayda1 davacı, “Meşhur Sultanahmet Halk Köftecisi” şeklindeki tanınmış markasını2 daha önceden ihdas edip 22.06.1994 tarihinde kendi adına, köfte emtiası için tescil ettirdiğini; bu güne kadar kurduğu bayii zinciri ile de markasını her yerde aranan ve meşhur bir marka haline getirdiğini; davalının haksız ve kötü niyetli olarak ve kendisinin meşhur markasından yararlanmak amacıyla önüne “Mercan” ibaresini ekleyerek “Mercan Sultanahmet Köftecisi” şeklinde tescil ettirdiğini, bu nedenle davalının tescilinin 556 sayılı KHK’nin 7/b ve 8/1, a, b maddelerine ve de TTK’nın madde 56 ve devamındaki haksız rekabet hükümlerine aykırılık teşkil etmesinden dolayı, davalının markasının sicilden silinmesini talep etmiştir.

Davalı savunmasında, her iki marka arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığı gibi işlemin zamanaşımına uğradığını, davalının elli yılı aşkın süredir; önce kurucularının soyadı olarak “Mercan” adı altında, daha sonra da davalı şirket kurularak aynı adla et ve et ürünleri üretim ve ticareti ile meşgul olduğunu ve tescilli markasında da ayırt edici unsur olarak “Mercan” ibaresini kullandığını, yer isminin ise kimsenin tekeli altında olmadığını, her iki markanın yazılış biçiminin de farklı olduğunu beyan ederek davacının talebinin reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesi, her iki markanın aynı yıl içinde 2 ay arayla tescil ettirildiği, her iki markadaki “Sultanahmet” sözcüğünün ortak ibare olduğu ve davalının markasında buna ek olarak ayırt edici niteliği daha yüksek olan “Mercan” ibaresinin bulunduğu, “Sultanahmet” ibaresinin bir yer ismi ve daha ziyade adres ve faaliyetin bulunduğu yere vurgu yapması nedeniyle ayırt edici yönünün zayıf olduğu, davalı markasındaki baskın unsurun “Mercan” ibaresinde yoğunlaştığı, orta düzeydeki tüketicinin her iki markayı karıştırma riski bulunmadığı gerekçesiyle davacının talebinin reddine karar vermiştir.