Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İnsan Hakları Bağlamında Eşitlik İlkesi ve Cinsiyet Ayırımcılığının Önlenmesine İlişkin Bazı Düzenlemeler

Rukiye AKKAYA

Makalede insan hakları bağlamında kadının eşitliği ve ayrımcılığın önlenmesine ilişkin düzenlemeler değerlendirilmiştir.

İnsan Hakları, Eşitlik İlkesi, Ayrımcılığın Önlenmesi, Evlilik Birliği, Şiddet.

İnsan hakları için yapılan mücadelenin kökenleri, insanların eşitliği iddiasına dayanır1. Eşitlik , insan haklarının, hukuk devletinin ve demokratik devletin yönetimine egemen temel bir ilkedir. Bu temel ilke, kendisinden yararlananlara eşit olma hakkını; yani ayırım yapılmamasını isteme hakkını; sunulan hukuki, siyasi, sosyal, ekonomik ortamlardan eşit bir biçimde yararlanmayı dolayısı ile yaşamın her alanında fırsat eşitliğini2 içinde saklamaktadır. Buna ek olarak eşitlik ilkesi , insan onurunun dokunulmazlığı ve korunması açısından da bir değerdir.

İnsan hakları alanındaki gelişmeler, yaşadığımız son yüzyılda kadının insan haklarına dair önemli kazanımlar getirdi. Ancak kadın, biyolojik farklılıklar ya da gelenek adına, hala sosyal yapının diğer yarısı olarak, “öteki” olarak görülmektedir3. Bu başlangıcı bir “nedenler”, bir “kadın sorunu” gibi irdelemeyi öğrendiklerimizin bir tekrarı olarak görüyorum. Zamanı ekonomik kullanmak amacıyla bilinenin tekrarından kaçınacağım. Ama buradançıkarabileceğimiz sonuç, kadının insan hakları kavramının, insan haklarının genel çerçevesi içinde düşünülmesi gerekliliği ve eşitlik savaşının devam etmekte olduğudur.

İnsan hak ve özgürlüklerinin bütününden ayrılmaz ve bölünmez bir parça olarak deyimlenen kadın haklarının gelişmesi, cinsiyetin yerine insan merkezli bir eşitlik yaklaşımı ile mümkün olabilir4. Dolayısıyladır ki kadın ve erkek arasındaki “eski” eşitlik sorunu, bir insan hakları sorunudur ve kadının insan hakları kavramı içinde çerçevelenebilir. Kadının insan hakları kavramı, bir cinsiyet ayırımı olarak görülmemeli; tam tersine kadının “ötekileştirilme”sine karşı bir yaklaşım olarak algılanmalıdır. Çünkü, bu haklar cinsler arası farkları gözeterek, sadece kadınlar için talep edilen haklar değildir. Burada sözedilen haklar; kadın-erkek, yaşlı-genç tüm insanlar için istenen, tüm insanların insan onuruna yakışır bir yaşam sürmesi için arzu edilen haklardır. Ama kadının insan haklarından özellikle bahsetmemizin nedeni, dünya ölçeğinde bu hakların ağır ihlallere uğramasıdır5.