Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Son Yasal Değişiklere Göre 
Hukuk Muhakemesinde İstinaf Yargı Yolu

The Legal Procedures for Appealing to Regional Courts After the Latest Judicial Changes

Aydın TEKDOĞAN

Bilindiği üzere 20.07.2016 tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesi ile yargıda üç dereceli sisteme geçilmiştir. Artık, ilk derece mahkemelerinden verilen kararların ilk inceleme yeri bölge adliye mahkemeleridir. İstinaf olarak adlandırılan bu yasa yolunda bölge adliye mahkemeleri hem maddi açıdan ve hem de hukuki açıdan inceleme yapar. Buna karşılık temyiz yasa yolunda Yargıtay artık yalnız hukuka uygunluk denetimi yapmaktadır. Bu çalışma yargıda üç dereceli sisteme geçildikten sonra yapılan yasal değişiklikler ışığında hukuk muhakemesinde istinaf yargı yolunu tanıtmak için kaleme alınmıştır.

İstinaf, Temyiz, Derece, Maddi Denetim, Hukuki Denetim.

As you know, by 20.07.2016 new three rank judicial system is introduced with the foundation of ‘regional courts of justice’. From now on, the verdicts which has been given in first instance courts will be examined in the ‘regional courts of justice’. In this judicial procedure which is named as court of appeals, courts are examining the decisions of the first instance courts according to its corporeality and judicial appropriateness. On the other hand in the higher appeal court procedure, Supreme Court is only examining by the judicial appropriateness. This study is done to introduce the court of appeal judicial procedure in civil procedure law after the amendments made in the light of three rank judicial system.

Appeal, Cassation, Rank, Corporeal Inspection, Judicial Appropriateness.

1. Genel Olarak

Bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçmeden önceki uygulamada, ilk derece mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı kararları ilk ve son merci olarak inceleyip karara bağlayan Yargıtay olup, temyiz yolu olarak adlandırılan bu yolla içtihat birliğinin sağlanması amaçlanır. Yüksek mahkeme temyiz yoluyla hukuka uygunluk denetimi yapar. Oysa temyiz incelemesinde, somut olayın yeniden incelemesi yapılmaz, muhakeme işlemleri yenilenmez. Yani temyiz mahkemesinin kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı değil; uyuşmazlığı çözen kararın kanuna ve usule uygun olup olmadığının tespitini yapar. Ancak Yargıtay, istinaf yargı yolu faaliyete geçmeden önce, ilk derece mahkemelerince verilen kararların maddi olaya uygun olup olmadığını da denetlemekteydi ki, bu uygulama Yargıtay’ın iş yükünü artırmakta ve gerçek amacını sağlamasına engel olmaktaydı.

5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunla kurulan bölge adliye mahkemeleriyle, istinaf yargı yolu hukuk sistemimize dâhil edilmiştir.1 5235 sayılı Kanunun 25’inci maddesinin ikinci fıkrası gereği Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (şimdiki ismiyle Hâkimler ve Savcılar Kurulu) 29.02.2016 tarihli ve 53 sayılı kararıyla, atama yapılacak bölge adliye mahkemelerini Ankara, Antalya, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir ve Samsun bölge adliye mahkemeleri olarak belirlemiş olup, belirlenen yedi adet bölge adliye mahkemesi 20.07.2016 tarihi itibarıyla faaliyete geçmiştir. Bunlara Hâkimler ve Savcılar Kurulunun 03.08.2017 tarihli ve 703 tarihli kararıyla, Bursa ve Adana bölge adliye mahkemeleri de eklenmiştir. Bursa ve Adana bölge adliye mahkemelerinin inceleyecekleri kararlar 05.09.2017 tarihinden sonra verilen kararlar olup, bu tarihten önceki kararlar ilk açılan bölge adliye mahkemeleri tarafından incelenmeye devam edilecektir. Ayrıca Bursa ve Adana bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçmeden önce ilk açılan bölge adliye mahkemeleri tarafından incelenip HMK m. 353/1-a’da sayılan nedenlerle kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesine iade edilen dosyalarda, 05.09.2017 tarihinden sonra verilen kararların inceleme yeri ilk incelemeyi yapan bölge adliye mahkemesi hangisi ise odur.2

Bu Kanunun kabul edilmesiyle, ülkemizde üç dereceli yargı sistemine geçilmiş olup, ilk derece adli yargı mahkemelerince verilen kararlara karşı, istinaf ve temyiz olmak üzere iki dereceli kanun yolu uygulanmaya başlanmıştır. Bölge adliye mahkemelerinin kurulması ile birlikte olağan kanun yolları olarak, ilk derece mahkeme kararlarına karşı bölge adliye mahkemesinde istinaf; bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı ise Yargıtay'da temyiz yoluna başvurulabilecektir. Bu durumda karar düzeltme de yürürlükten kalkmıştır. Olağanüstü kanun yolu ise, yargılamanın yenilenmesi olup, kesinleşmiş kararlara karşı başvurulabilecek bir yol olarak devam edecektir. 6100 sayılı HMK'nın 363’üncü maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla kesin olarak verdikleri kararlar ile yine bu sıfatla verdikleri ve temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurmaları yolu açılmıştır.3

İstinaf, ilk derece mahkemesi tarafından verilen ve henüz kesinleşmeyen hükmün, üst mahkeme olan bölge adliye mahkemesinden iptalini sağlamak amacıyla getirilmiş bir olağan yargı yoludur. İlk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hükümlere ve kararlara karşı bölge adliye mahkemelerine yapılacak başvurulara “istinaf başvurusu” denir. İstinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi tarafından verilen ve kesin olmayan hükmü maddi açıdan (vakıalara bağlı olarak) ve hukuki açıdan inceler. Amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Maddi açıdan hata tespit ederse, verilen hükmü kaldırarak, yeniden yargılamaya başlar. Bu kapsamda, delilleri tekrar değerlendirerek, yeni bir hüküm kurar. İlk derece mahkemesinin nihai kararlarının denetlenmesini sağlayan ilk ve asıl denetim yoludur.

Temyizde deliller ile temas edilerek maddi denetim yapılamamasına karşılık, istinafta gerektiğinde delil de incelenerek esas hakkında yeni bir karar verilmesi her iki kanun yolunu birbirinden ayıran en önemli özelliktir.

Yukarıda açıklandığı üzere istinaf yargı yolunda aynı zamanda vakıa ve delil incelemesi de yapılmakta olup, bu inceleme, ilk derece mahkemesi önünde ileri sürülen vakıa ve deliller ile bağlı yapılıyorsa sınırlı (dar) anlamda; yeni vakıa ve delil incelebiliyorsa tam anlamda istinaf söz konusudur. Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki düzenlemeyle getirilen istinaf yargı yolu, sınırlı (dar) anlamda istinaf niteliğinde olup, sınırlı (dar) anlamda istinafta, istinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesinin yaptığı yargılamayı tamamen tekrarlamaz. İlk derece mahkemesince yapılan usul işlemler geçerli kabul edilir. Yani yapılan keşif, tanık dinleme vb. işlemler tekrarlanmaz. Sadece maddi olaylar tekrar incelenir ve yeni bir karar verilir. Yeni vakıa ve deliller ileri sürülemez. İlk derece mahkemesinde getirilmeyen maddi vakıa ve deliller bölge adliye mahkemesi önüne getirilemeyeceği gibi, bunlar kural olarak bölge adliye mahkemesinde resen değerlendirmeye alınamaz.

Temyiz ile istinaf kanun yolunu birbirinden ayıran bir diğer nokta, HMK m. 369/1 gereği temyizde, tarafların ileri sürdüğü temyiz sebepleri ile bağlı olmaksızın, kanunun açık hükmüne aykırı hususlar da incelebilirken; istinafta, inceleme kamu düzenine ilişkin hususlar ayrık olmak üzere, tarafların istinaf sebepleri ile sınırlı olarak incelenebilir.

2. İstinaf Başvurusu

HMK'nın 341’inci maddesine göre, ilk derece mahkemesince verilen aşağıdaki kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir:

a) İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar. Yargılamaya son veren, hâkimin davadan el çekmesi sonucunu doğuran kararlar ise nihai kararlardır. Nihai kararın esasa ya da usule ilişkin olup olmaması veya çekişmeli (nizalı) ya da çekişmesiz (nizasız) yargıya ilişkin olup olmamasının bir önemi yoktur. Görevsizlik, yetkisizlik, davanın açılmamış sayılması, karar verilmesine yer olmadığına gibi usule ilişkin nihai kararlara karşı istinaf yoluna başvurma imkânı varken, ne konuda olursa olsun ara kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulamaz.