Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kanunların Zaman Bakımından Uygulanması (6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Açısından)

Halil YILMAZ

Kanunların zaman bakımından uygulanması, ele alınmış olup, bir davada aynı anda iki usul kanunu birden uygulanması söz konusu olamayacağından, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu özelinde ele alınmış ve 6100 s. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun yürürlük tarihi üzerinde durulmuştur.

Zaman Bakımından Uygulama, Hukuk Usulü Kanunu, Usul Hukuku, Derhal Uygulama İlkesi, Geçmişe Yürüme.

I. GİRİŞ

Davanın açılması ile hukuk yargılaması başlar ve işlemlerin tamamlanması zaman alır. Bir işlemin başlaması ile bitmesi arasında yeni kanunlar yürürlüğe girip usul kurallarında değişiklikler yapabilir. Değişiklik yapılırken bir yandan toplumun yeni ihtiyaçlarının karşılanması, diğer taraftan hukuki durumun ve oluşmuş istikrarın zedelenmemesi gerekir. Bir davada aynı anda iki usul kanununun birden uygulanması söz konusu olamayacağına göre, devam eden davalar bakımından hangi usul kanununun uygulanacağının belirlenmesi gerekir. Özel hukuka ilişkin işlemlerde taraf iradeleri ön plandadır. Özellikle sözleşme ilişkilerinde, eski kanun zamanında doğmuş ve yeni kanun zamanında süregelmekte olan hukuki durumlar bakımından eski kanun varlığını ve etkilerini sürdürür1. Aynı etkinin yargılama kanunları bakımından da geçerli olduğu söylenemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu görev (md. 2-3) ve sürelerle (genellikle iki haftalık) ilgili değişikliklerin yanı sıra daha önceki Kanunda yer almayan konular hakkında (örneğin ‘ön inceleme’ (md. 137 vd.)) düzenlemeler yapmıştır. Yargılama kanunlarının zaman bakımından uygulanmasında, kanun değişikliklerindeki geçici düzenlemelerde aksi belirtilmiş olmadıkça, derhal uygulama ilkesi geçerlidir.

II. DERHAL UYGULAMA İLKESİ

Genel kural, olayların ve işlemlerin o sırada yürürlükte olan hukuk kurallarına bağlı olmasıdır. Bir olaya, o sırada yürürlükte olan hukuk kurallarının uygulanmasına derhal (hemen) uygulama ilkesi adı verilmektedir. Derhal uygulama ilkesi gereğince yeni kanun, yürürlüğe girdikten sonraki olay ve işlemlere uygulanmakta, geçmişe yürümemektedir. Sonradan yürürlüğe giren hukuk kuralının geçmişte meydana gelmiş bir olay veya işe uygulanmasına hukukta "geçmişe yürüme" ilkesi denilir. Geçmişe yürüme esasen bir istisnadır. Bu istisnaya, ceza hukukunda sanık lehine olan kanunun uygulanmasında rastlanır. Hukuk yargılamasında ise, kanun değişikliklerinde ilke "derhal uygulama"dır2. Bu ana kurala bağlı kalınarak, eski kanun zamanındaki usul işlemleri, eski kanuna göre sonuçlanmalı, sonuçlanmamış işlemlere ise yeni kanun uygulanarak sonuçlandırılmalıdır. Derhal uygulama ilkesi yeni kanunun eskisinden daha mükemmel olduğu, ülkede aynı anda iki yargılama kanununun uygulanmaması ve kanunların yürürlükte bulundukları süre içinde düzenlendikleri sahalarda uygulanması gerektiği anlayışına dayanmaktadır3. Bu nedenle, kanun değişikliklerinin taraflardan birisinin lehine olup olmaması önemli değildir.

Yargılamaya ilişkin kanunların derhal uygulanmasının bir nedeni de, bu kanunların kamu düzeni ile ilgili olmalarındandır4. Özel hukuka ilişkin işlemler ve bunların içeriğini belirlemekte taraf iradeleri ön plandadır. Yargılama hukukuna ilişkin işlemlerde ise kanunkoyucunun iradesi belirleyicidir. İçeriği kanunla belirlenen ilişkiler, kanunkoyucunun doğrudan iradesini yansıtmakta ve taraf iradelerinin belirleyiciliğine izin vermemektedir5. Bu nedenle, yeni yargılama kanunun hükümleri, önceki kanun zamanında doğmuş olaylara ve ilişkilere ilişkin tamamlanmamış usul işlemlerinin yeni kanun zamanında süren etkilerine de uygulanır6. Ancak eski kanun zamanında yapılıp tamamlanmış, kesinleşmiş ve taraflar için hukuki sonuçları gerçekleşmiş hukuksal durumlar ve işlemler yeni kanundan etkilenmezler. Geçerliliklerini korur ve yenilenmezler7. Bu nedenle, usul kanunları yürürlüğe girdikleri andan itibaren kurulmuş bir hukuki durumu bozamayacağı gibi kurulamamış ve geçersiz bir hukuki durumu da diriltemez8.